Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/946 E. 2023/659 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/946 – 2023/659
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/946
KARAR NO : 2023/659
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/14/2023
NUMARASI : 2022/99 E. – 2022/901 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06/04/2023 tarih ve 2022/99 E. – 2022/901 K. Sayılı ek kararın Dairemizce incelenmesi davalı …Şirketi tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, 2019 ve 2020 yıllarında kurulan davalı şirketlerin, davacı şirket ile aynı mal ve hizmet gruplarında ticari faaliyet gösterdiğini, davacının müşteri çevresinden, tedarikçilerinden, sektördeki ün ve itibarından faydalanabilmek için davacının ticaret unvanının asıl unsuru olan “…” ibaresine “…” ve “…” ifadelerini ekleyerek kullandıklarını ileri sürerek, davalıların haksız rekabetinin tespitine ve men’ine, davalılar tarafından kullanılan tabelaların sökülmesine ve toplatılmasına, şimdilik 1.000,00-TL maddi ve 100.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 16.12.2022 tarihli karar ile davalılara ait iş yerlerinin birbirinden ayırt edilemeyecek şekilde donatıldığı ve davacının iş yeri ile karıştırılmaya da elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile davalılar tarafından kullanılan iş yeri tabelalarının sökülmesine ve kullanmaktan men’ine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, işbu karara karşı davalı … … …. Şti. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bu kez 06.04.2023 tarihli ek karar ile istinaf talebinde bulunan … … …. Şti. vekilince yargılama aşamalarında çıkartılan tebligatların davalı şirkete ulaşmadığının belirtildiği, ancak mahkemece Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ Elektronik Posta Daire Başkanlığı’na yazılan müzekkere cevabında, davalı tarafından kullanılan e-tebligat adresinin aktif olduğunun bildirildiği, bu suretle davalı asıla yapılan tebligatların usulüne uygun bulunduğu, gerekçeli kararın işbu davalıya 18.01.2023 tarihinde tebliğ edildiği, vekil tarafından ise vekaletnamenin kararın kesinleşme tarihinden sonra sunulduğu, kesin karara karşı yapılan istinaf talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … … …. Şti. vekili 16.12.2022 tarihli karara karşı sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde, Yerel Mahkeme huzurunda görülen işbu uyuşmazlığa ilişkin olarak ticari dava şartı olan arabuluculuk sürecinin, yetkili kılındıkları üzere vekil aracılığıyla yürütüldüğünü, 27.12.2021 tarihli ilk oturum tutanağı ve 03.01.2022 tarihli son oturum tutanağından da anlaşılacağı üzere tarafların anlaşma sağlayamadıklarını, 07.03.2023 tarihinde Ankara 25. İcra Dairesi’nin 2023/2187 E. sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine başlatılan ilamlı icra takibini öğrenmeleriyle beraber, davacı tarafından 07.02.2022 tarihinde Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan ve kesinleşen 2022/99 E.- 2022/901 K. numaralı kararı da öğrendiklerini, bu sebeple vekil aracılığıyla yürütülen hukuki sürecin devamı olan dava aşamasına ilişkin tebligatların da vekile tebliği yerine asıla tebliğ yapılmasının hukuka, yasaya ve usule aykırı olup geçersiz sayılmasının gerektiğini, bu anlamda yargılamadaki tüm tebligatların vekile yapılmadığından, Yerel Mahkemece yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu, ayrıca söz konusu davada tüm tebligatların müvekkili tarafından bilinmeyen ve kullanılmayan, şifresi dahi hiç girilip açılmamış olan UETS hesabına gönderildiğini, davanın esası yönünden de haksız bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiş, 06.04.2023 tarihli ek karara karşı sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde de benzer gerekçelerle süresinde yapılan istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetinin tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı vekilince dava dilekçesinin ekinde 03.01.2022 tarihli ve “Anlaşamama” sonucunu havi “Arabuluculuk Son Tutanağının” sunulduğu, esasen konusunun birden fazla olması ve bunlardan bir kısmının bir miktar para alacağına, bir kısmının ise miktara tabi olmaması halinde, yani HMK 110. maddesi anlamında bir dava yığılması ve talepler arasında da HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunması durumunda, uyuşmazlığın arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı, somut uyuşmazlıkta da haksız rekabetinin tespiti ve men’i taleplerinin arabuluculuk dava şartına tabi bulunmadığı, buna rağmen başvurulan arabuluculuk tutanağının davalı … … …. Şti. adına vekili sıfatıyla Av. … tarafından imzalandığı, davacı tarafça sunulan dava dilekçesinde, davalı Şirket aleyhine vekili gösterilmeden işbu davanın açıldığı, mahkemece de tüm tebligarların davalı Şirketin PTT A.Ş. Elektronik Posta Daire Başkanlığı tarafından aktif olduğu ve halen kullanıldığı bildirilen e-tebligat adresine yapılması suretiyle yargılamanın sürdürüldüğü, kararın da aynı adrese 18.01.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … … …. Şti. vekili Av. … tarafından anılan kararın 21.03.2023 tarihinde istinaf edildiği, davalı … … …. Şti. ile Av. … arasında düzenlenen 27.12.2021 tarihli vekaletnamenin, 16.12.2022 karar ve 18.01.2023 tebligat tarihinden sonra, 07.03.2023 tarihinde dosyaya sunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından da 06.04.2023 tarihli ek karar ile davalı … … …. Şti. vekilinin istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı … … …. Şti. vekili tarafından, işbu somut uyuşmazlığa ilişkin ticari dava şartı olan arabuluculuk sürecinin, yetkili kılındıkları üzere vekil sıfatıyla kendileri aracılığıyla yürütüldüğü, bu durumda asıl davadaki tebligatların da vekil sıfatıyla kendilerine yapılmasının gerektiği, ayrıca tebligatların müvekkili tarafından kullanılmayan, şifresi dahi hiç girilip açılmamış olan UETS hesabına gönderilmesinin de hatalı olduğu ileri sürülmek suretiyle istinaf itirazında bulunulmuştur.
Öncelikle Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 03.06.2022 tarih ve 2021/1 E.- 2022/3 K. sayılı kararının gerekçe kısmında da belirtildiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde dava dilekçesinde “Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adreslerinin” bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Maddede “Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adreslerinin” yazılması öngörüldüğü hâlde “Varsa davalı vekilinin adı, soyadı ve adresinin” de yazılması gerektiği belirtilmemiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 122 ve 317. maddelerinde ise dava dilekçesinin, mahkeme tarafından “davalıya” tebliğ edileceği düzenlenmiş olup, maddede “davalıya veya varsa vekiline” ibaresine yer verilmemiştir. HMK’da dava dilekçesinin davalıya tebliğ edileceği yazılı olması karşısında, dava dilekçesinin davalı yerine, vekiline tebliğ edilmesi Kanun’un emredici hükümlerine aykırılık oluşturur. Davacı kendisini bir vekil vasıtasıyla temsil ettiriyorsa dava dilekçesinde vekilinin adı, soyadı ve adresi de yazılmalıdır. Davalının bir vekili olsa dahi dava dilekçesinde onun adı yazılamaz. Dava açılırken (o davada) vekilinin kim olacağı bilinemeyeceğinden, dava dilekçesine davalı vekilinin isim ve adresinin yazılmasına olanak ve gerek yoktur. Davalının bir genel (umumi) vekili olsa bile, dava dilekçesine genel vekilin isim ve adresi yazılarak, dava dilekçesi bu genel vekile tebliğ edilemez (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanhul 2001, C. 2, x. 1586: Yılmaz, Ejder: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, 5. 791: Pekcanıtez, Hakan: Medeni Usul Hukuku, C. 2, İstanbul 2017, s. 1132 Aslan, Ramazan Yılmaz, Ejder. Ayvaz Taşpınar, Sema- Hanağası, Emel: Medeni Üsul Hukuku, Ankara 2020, s. 278).

Yine aynı kararın gerekçe kısmında belirtildiği üzere, Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin
18. maddesinde yer alan, vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı hükmü emredici niteliktedir. Ancak belirtilen hükümlerinin işlerlik kazanabilmesi için HMK’nın 76. maddesi uyarınca vekilin dava dosyasına vekâletnamesini ibraz etmesi zorunludur. Vekilin müvekkili adına davayı takip edeceğini bildirerek vekâletnamesini her bir dosya için ayrı ayn ibraz etmesi üzerine,
HMK’nın 114. maddesinin 1. fikrasının (f) bendi gereğince dava şartı olan vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olup olmadığı ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunup bulunmadığı mahkemece kendiliğinden araştırılarak tespit edildikten sonra, tüm tebligatlar vekile yapılacaktır. Bir vekilin vekaletnamesini ibraz etmeden önce, müvekkili aleyhine açılan bir davayı müvekkili adına takip edip etmeyeceği mahkeme tarafından bilinemeyeceği için dava dilekçesinin vekile tebliği mümkün değildir.
Yine aynı kararda belirtildiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenmiş olan hukuki dinlenilme hakkının unsurlarından biri olan “tarafların yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olmalarının” yerine getirilmesi için zorunlu olan dava dilekçesinin tebliğinin doğrudan davalıya yapılması, mahkeme tarafından davadan öncelikli ve aracısız olarak davalının haberdar ve bilgi sahibi olmasını sağlayacağı gibi, yargılama sürecinin uzamasına da engel olacaktır.
Bu çerçevede somut uyuşmazlık yönünden yapılacak değerlendirmede de arabuluculuk aşamasında davalıyı temsil etmiş olan vekilin, esas hakkındaki davada vekâletnamesini ibraz etmeden önce, müvekkili adına davayı takip edip etmeyeceği hususu mahkeme tarafından bilinemeyeceğinden, dava dilekçesinin vekile tebliğinin de mümkün olmadığı sonucuna varılması gereklidir.
Yine her ne kadar davalı … … …. Şti. vekili tarafından, işbu davadaki tebligatların müvekkili tarafından kullanılmayan, şifresi dahi hiç girilip açılmamış olan UETS hesabına gönderilmesinin de hatalı olduğu ileri sürülmüş ise de, ilk derece mahkemesince de karar yerinde belirttiği gibi anılan tebligatların yapıldığı e-tebligat adresinin, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. Elektronik Posta Daire Başkanlığı’na yazılan müzekkere cevabında bildirildiği üzere, davalı tarafından kullanılan ve halen aktif olan bir adres olduğu, bu suretle davalı asıla yapılan tebligatların da usulüne uygun bulunduğu açıktır.
Bu durum karşısında Dairemizce de ilk derece mahkemesinin, davalı … … …. Şti. vekilinin istinaf talebinin süre yönünden reddine dair 06.04.2023 tarihli ek kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı …Şirketi vekilinin, ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin 06.04.2023 tarihli ek kararına yönelik istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;

1-Davalı …Şirketi vekilinin, ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin 06.04.2023 tarihli ek kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, davalı …Şirketi tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

3-İstinaf aşamasında davalı …Şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan tarafın uhdesinde bırakılmasına,

4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.