Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/94 E. 2023/140 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/94
KARAR NO : 2023/140
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2016
NUMARASI : 2014/480 E. – 2016/335 K.

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : 1 -…
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/10/2016 tarih ve 2014/480 Esas – 2016/335 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış VESTEL ibareli 3. ve 35.sınıf ürün ve hizmetleri de içeren markaların sahibi olduğunu, ticaret unvanının ayırıcı unsurunun da … ibaresinden oluştuğunu, kötü niyetli davalının 21.01.2013 tarihinde “…” ibareli 3. ve 35. sınıflarda yer alan ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, … sayılı başvurunun yayını üzerine ticaret unvanı ve markalarıyla iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet nedeniyle reddi istemiyle itirazda bulunduklarını, itirazın önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK’nın 2014/M-12565 sayılı kararıyla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkili ticaret unvanı ve markalarıyla iltibasa neden olacağı gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek, YİDK’in 2014-M-12565 kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, görsel, sescil ve anlamsal olarak bütünü itibariyle bıraktıkları umumi intibaı bakımından başvuru konusu … ibareli işaret ile davacının … ibareli markalarının iltibasa neden olmayacağını, başvurunun tescilinin davacı markalarının tanınmışlığından yararlanmasının, onun itibarı ve ayırt edici karakterini zedelemesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, incelenen “…” ibareli işaretle ilgili davacının açtığı davalar sonucunda tesis edilen Yargıtay 11.Hukuk Dairesi kararlarına, teknik kısımlarından istifade edilen ve fakat hukuki çıkarımlarına iştirak olunmayan bilirkişi görüşlerine ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ticaret unvanı ve markalarının … ibareli olduğu, uzun süreli kullanım ve yaygın dağıtım ile beyaz eşya sektörü için tanınmışlık vasfı edindiği, markanın beyaz eşya ve elektronik ürünler ile bu ürünlerin satışı faaliyetinin gerçekleştirildiği mağazacılık zincirinde kullanıldığı, davalının markasının ise “…” ibareli olduğu, asıl ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, her iki tarafın markalarının bir kısım aynı tür ürün ve hizmetleri içerdikleri, ancak başvuru konusu “…” ibareli işaretin ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak yapılan gözlemde görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı umumi intibaı itibariyle davacının tanınmışlık vasfı bulunan … ibareli markaları ile benzer olmadığı, zira başvuru konusu işareti oluşturan kelimenin ilk harfinin V ile başlamamasının işaret ile markaların tamamen farklılaştırdığı, bu marka ve işaret ile sunulan 3 ve 35.sınıftaki ürün ve hizmetlerin idari ve ekonomik olarak bağlantılı şirketler tarafından verildiği şeklinde herhangi bir ilişkilendirme kurulmayacağı, açıklanan nedenlerle başvurunun tescili davacının markalarıyla iltibasa sebebiyet vermeyeceği gibi onun tanınmışlığından haksız yarar sağlamayacağı, itibar ve ayırt edici karakterine de zarar vermeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davaya konu markanın, müvekkili markaları ile iltibas oluşturacak derecede benzer olduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunun yerel mahkemece de kabul edilmesine rağmen tanınmış markanın sağladığı korumanın göz ardı edildiğini, dava konusu marka başvurusunun, 556 sayılı KHK md. 8/5 gereği tesciline engel olunması gerektiğini, davalı yanın, yerel mahkeme hükmünün aksine kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacının “…” asıl unsurlu markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, Yargıtay 11. HD’nin 11/06/2013 tarih, 2012/14517 E., 2013/12078 K. sayılı ilamının da aynı yönde olduğu, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından davacı markalarının tanınmış olmalarının da sonuca etkili bulunmadığı, davacının diğer istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip