Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/939 E. 2023/777 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/939
KARAR NO : 2023/777
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2019/60 E. – 2020/165 K.

DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALI : 1 -…
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/09/2020 tarih ve 2019/60 Esas – 2020/165 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili tarafından “…” markasının tescili için 2018/12912 sayısı ile yapılan başvurunun Kurum tarafından verilen nihai karar sonucunda reddedildiğini, müvekkili markalarına itiraz eden … firmasının şerit testere makineleri üretimi ile iştigal etmekle tescil edilen markası olan “…” markasının kullanılıp kullanılmadığını bilmediklerini, anılan şirketin markasının kullanımının da “…” şeklinde olduğunu, müvekkil ile itiraz eden şirketin ayrı alanlarda faaliyet gösterdiklerini, bu nedenle karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin unvanının da “… … a.ş.” şeklinde olduğunu ve tüm faaliyetlerinde “…” markasını aktif olarak kullandıklarını, itiraz edenlerden … şirketinin ise yine “…” şeklinde markası olduğunu, anılan şirketin de bu markaya sahip olmasının müvekkiline ait marka başvurusunun tescilini engellemeyeceğini, taraf markaları arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2018-M-10632 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu “…” ibareli marka ile redde gerekçe “…” ve “…” markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili şirketin “…” markasını uzun süredir kullandığını ve markasını tanınır hale getirdiğini, başvuru konusu marka ile müvekkili markası arasında yalnızca bir harf değişikliğinin mevcut olduğunu, davacının markasının tescili halinde müvekkili markasının sıradanlaşabileceğini, davacının müvekkili markasının tanınmışlığından faydalanabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … … Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin uzun yıllardır bilinen ve tanınan bir firma olarak “…” markası ile faaliyet gösterdiğini, markalar arasında sadece bir harf değişikliği bulunduğunu, davacının markasının tescili halinde müvekkili markasının sıradanlaşabileceğini veya müvekkili markasının tanınmışlığından faydalanılabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafından başvurusu yapılan “…” ibareli marka ile davalıların “…” ve “…” ibareli markaları arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, davacının markasını gördüğünde bunun davalıların mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, başvuru konusu marka kapsamında kısmen reddine karar verilen mal ve hizmet sınıflarının tamamının ret gerekçesi davalılar markaları kapsamında yer alan mal ve hizmet sınıfları kapsamındaki emtialar ile aynı, aynı tür ya da benzer nitelikte olduğu, yalnızca başvuruda yer alan 35.sınıftaki “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri.” alt grubu bakımından emtia listesinin farklılaştığı, buna göre YİDK’in 2018-M-10632 sayılı kararının 35/01. sınıfta yer alan “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” yönünden yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 2018-M-10632 sayılı kararının 35/01. sınıfta yer alan “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” yönünden iptaline, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalı Şirketlerin, redde mesnet markalarının ülkemizde kullanıldığını ispat edemediklerini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da eksik ve hatalı şekilde tanzim edildiğini, bilirkişi heyetinin taraf markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin aynı veya benzer olup olmadığını değerlendirmesi gerekirken sadece markaların aynı Nice sınıfında olduğunu belirterek ilk derece mahkemesini yanlış yönlendirdiğini, davalı …. Ltd. Şti.’nin ürettiği makinalarda sürekli “…” markasını kullandığını, kulanıp kullanmadığı belli olmayan “…” markasını ancak iştigal ettiği şerit testere makinaları üretiminde kullanacağı hususu göz önünde bulundurulduğunda, lazer makinaları üreticisi müvekkili markası ile emtia benzerliği şartının gerçekleşmediğini, diğer davalı … …. ve Tic. AŞ’nin ahşap ve kerestecilik işleriyle iştigal ettiği için “…” markasını ancak bu işlerde kullanabileceğini, ayrıca anılan davalının markasını sürekli “…” olarak kullandığı dikkate alındığında, bu marka yönünden de emtia benzerliği koşulunun oluşmadığını, davalı …’ın tescilli “…” markası varken 2017 yılında diğer davalı …’e “…” markasının verilmesinin de müvekkilinin başvurusu bakımında emsal olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik olduğunun ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğunu, bunun yanında taraf markalarının aynı sınıfta ve aynı/aynı tür emtialarda tescilli olup, “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” emtiası yönünden de SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının oluştuğunu, dava dilekçesinde dava konusu markanın tescilinin de talep edildiğini, tescil talebinin ayrıca ve açıkça reddini talep etmelerine rağmen bu hususta olumlu veya olumsuz değerlendirilme yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı… vekili, davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, zira markalar arasında benzerlik olduğunun mahkemece de kabul edildiğini, ancak hangi gerekçe ile 35/01. sınıf yönünden davanın kabulüne karar verildiğinin gerekçede belirtilmediğini, markalar arasında üst düzey benzerlik tespiti mevcut iken 35/01. sınıf yönünden iptal kararı verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … … Ltd. Şti. Vekili, davacı tarafın tescilini istediği marka ile müvekkil şirketin tescilini sağladığı “…” markasının aynı türden emtiayı içerdiğini, dava konusu “…” markası ile müvekkili markası arasında iltibas yaratacak derecede benzerlik olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Asıl ve birleşen dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” ve “…” ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin olduğu, zira markalar arasındaki tek farklılığın, markaların ortasında yer alan “R” ve “L” harflerinin yerine “N” harfinin konulmasından kaynaklandığı, tek harf farklılığının konumlandığı yer de gözetildiğinde başvuruya görsel ve işitsel yönden yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığı, karşılaştırma tehlikesinin değerlendirilmesinde, markaların fiilen kullanıldıkları mal ve hizmetlerin değil kapsamlarının esas alınması gerektiğinden mahkemece reddine karar verilen mal ve hizmetler yönünden emtia benzerliğine ilişkin koşulun da gerçekleştiği, başvuru tarihi ile redde mesnet markaların tescil tarihleri arasında beş yıllık süre geçmediğinden davacı vekilinin redde mesnet markaların kullanılmadığı yönündeki istinaf itirazının da yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacının “…” ibareli başvurusu, davalı şirketlerin “…” ve “…” ibareli markalarına dayalı olarak kısmen reddedilmiş olup, ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere taraf marka işaretleri arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik olduğu açıktır.
Dava konusu başvuru kapsamından çıkarılan 7,8,10,11,16. sınıf mallar ve 35,37,40,41,42. sınıf hizmetlerle redde mesnet markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler arasında, 35/01. sınıfta yer alan “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” hariç emtia benzerliğine ilişkin koşulun da gerçekleştiği ilk derece mahkemesince kabul edilmiş olup, gerçekten de dosyada mevcut bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere bu mal ve hizmetler, redde mesnet markaların kapsamlarında aynen yer aldıklarından, mahkemenin bu değerlendirmesinde de bir isabetsizlik yoktur. Ancak, her ne kadar 35/01. sınıfta yer alan “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” yönünden emtia benzerliğine ilişkin koşulun gerçekleşmediği kabul edilerek bu yönden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de bu değerlendirme Dairemizce yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere mal ve hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı değerlendirilirken her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadığı, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/tamamlayıcı olup olmadıkları gibi hususlarının dikkate alınması gerekmektedir. Taraf markaları kapsamındaki hizmetler bu ilke kapsamında değerlendirildiğinde, dava konusu markanın kapsamında yer alan 35. sınıftaki “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” hizmetinin de davalıların markaları kapsamında yer alan 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmeti ile benzer/ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Zira, redde mesnet markaların kapsamlarındaki mağazacılık ve perakendecilik hizmetleri, mal satımına ilişkin olup, bu hizmetlerin elektronik ortamlar yoluyla da sunulması mümkün bulunduğundan ve başvuru kapsamındaki “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” de, elektronik ortamda alıcı ve satıcıların bir araya gelmelerini sağlayacak internet sitelerinin sağlanmasına yönelik olduğundan, her iki hizmetin birbirleriyle ilişkilendirilebilecek, birbirlerini bütünleyici/tamamlayıcı hizmetler olduklarının kabulü gerekmektedir. Bu itibarla Dairemizce, anılan hizmetler yönünden de emtia benzerliğine ilişkin koşulun gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince, başvuru kapsamından çıkarılan tüm mal ve hizmetler yönünden taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dolayısıyla iptali istenen YİDK kararının yerinde olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu benette açıklanan nedenlerle davalı … … Ltd. Şti. vekili, davalı … vekili, davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 24/09/2020 gün ve 2019/60 Esas – 2020/165 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL bakiye karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinin yargılaması sırasında herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine, (HMK m.333),

9-Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğinden alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
10-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
11-İstinaf aşamasında davalı … … Ltd. Şti tarafından yapılan 104,00 TL posta ücreti, 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 596,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
12-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 33,50 TL posta ücreti, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 182,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
13-İstinaf aşamasında … tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
14-Davalı … … Ltd. Şti’nden peşin olarak alınan 179,90 TL, davalı …’nden alınan 59,30 TL, davalı … alınan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harçlarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan taraflara ayrı ayrı iadesine,
15-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip