Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/813 E. 2023/709 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/813
KARAR NO : 2023/709
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2023
NUMARASI : 2023/142 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI : …
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/03/2023 tarih ve 2023/142 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin pek çok sektörde faaliyet gösteren ve sermayesinin tamamı PTT’ye ait olan özel hukuk hükümlerine tabi olarak kurulan ticaret şirketi olduğunu, davalı ile 25/12/2020 tarihlinde 36 ay süreli personel taşıma hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2020 yılının ilk çeyreğine kadar sorunsuz olarak ifa edildiğini, 08/03/2022 tarihinde davalı tarafından müvekkili şirkete ihtar gönderilerek sözleşme şartlarının güçleşmesi nedeni ile 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun geçici 5. maddesinin uygulanmasının ve sözleşmenini uyarlanmasının talep edildiğini, ancak uyarlama talebinin kabul edilmediğini, bunun üzerine davalı şirketin ihtar gönderilerek sözleşmenin sürdürülmesinin imkansız olduğu gerekçesiyle tek taraflı olarak feshettiğini, davalının basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sözleşme kapsamında meydana gelen zararın karşılanmasının gerektiğini ileri sürerek uğranılan zarar olan şimdilik 1.000TL’nin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsiline, davalının menkul ve gayrimenkul malları ile banka hesaplarındaki mevduatı üzerine dava sonuçlanıncaya kadar tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, dava konusu uyuşmazlık özleşmenin haksiz feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, tedbir istemi ile ihtiyati tedbir talep edilen davalı şirkete ait mal varlığının uyuşmazlık konusunu teşkil etmediği, 6100 sayılı yasanın 389/1.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin uygulanabilmesi için tedbir konulan şeyin uyuşmazlık konusunu oluşturması gerektiği gerekçesi ile davacı vekilinin tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkeme kararında her ne kadar davalının mal varlığının dava konusunu teşkil etmediği gerekçesi ile tedbir talebinin reddine karar verilse de bu hususun doğru olmadığını, zira iş bu davaya konu sözleşmeden doğan zararın tazmini talebi, davalının şahıs şirketi olması sebebi ile mal varlığı ile sonucu itibari ile doğrudan ilgili bulunduğunu, davanın lehe sonuçlanarak davalı tarafça müvekkil şirkete tazminat ödenmesi halinde söz konusu tazminat davalı tarafın mal varlığından tahsil edilecek olup davalının dava konusu borcu ödememek üzere mal kaçırma riski bulunduğunu, somut olaya göre yaklaşık olarak olsa sahi hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı anlaşılıyorsa ihtiyati tedbir kararının verilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, oysa dosya kapsamında ihtiyati tedbir talep edilen davalı şirkete ait mal varlığının dava edilen uyuşmazlığın konusunu teşkil etmediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacıdan alınması gereken harç, istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2023 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip