Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/73 E. 2023/555 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/73 – 2023/555
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/73
KARAR NO : 2023/555
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2022
NUMARASI : 2022/118 E. – 2022/276 K.

ASIL DAVA
DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLİ :
KONUSU : Faydalı Modele Tecavüzün Tespiti, Durdurulması,
Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/09/2022 tarih ve 2022/118 E. – 2022/276 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı adına tescilli … sayılı “…” adlı faydalı model belgesinin muhteviyatının, gerek yürürlükteki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 142 vd. maddelerine, gerekse de mülga 551 sayılı KHK’nın ilgili hükümlerine aykırı olup hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, davalının faydalı model ile koruma altına aldığı ürünün yeni bir ürün olmayıp çok eskiden beri kullanılan ve ulusal/uluslararası patent tescillerine konu edilmiş mekanizmaları içerdiğini ileri sürerek, … tescil numaralı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait faydalı modelin tescil edilebilirlik koşullarını taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili adına tescilli … numaralı “…” adlı faydalı modeli bulunduğunu, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/55 D.iş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan delil tespitinde, müvekkilinin faydalı modelinin birebir aynısının davalı iş yerinde bulunduğunun tespit edildiğini, bu durumun müvekkilinin faydalı model belgesinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, faydalı model tescilinden kaynaklanan haklara tecavüzün tespitine, durdurulmasına, giderilmesine, 1.000, TL maddi, 100.000TL manevi tazminat ile 10.000 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacı faydalı modelinin yeni olmadığını, davacı faydalı modeline tecavüzünün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, asıl davada davalı adına kayıtlı … tescil numaralı faydalı model belgesinin başvuru tarihi itibariyle yeni ve sanayiye uygulanabilir olduğu, birleşen davada davalı Şirket adına kayıtlı 2018/11121 tescil numaralı faydalı model belgesinin, birleşen davada davacı tarafa ait … numaralı faydalı model kapsamında olmadığı ve tecavüzün olmadığı, … nolu faydalı model belgesinin 1 nolu isteminde korunmak istenen “iç cidar yüzeyde (12) bulunan ve ayrıştırma elemanı (15) vasıtasıyla döndürülen kauçuk tel malzemesinin ayrışmasını sağlayan tırnaklar (13)” unsurunun, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/55 Değişik İş Sayılı dosyasındaki bilirkişi tarafından incelenen makinede bulunmadığı, bunların yerine başka herhangi bir unsurun da makinenin iç cidarında yer almadığı, söz konusu davaya konu makinenin … tescil numaralı faydalı model belgesine aynen ya da eşdeğer olarak tecavüz etmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı birleşen davada davalı vekili, davalı birleşen davada davacıya ait … tescil numaralı faydalı model belgesinin yenilik ve ayırt edicilik koşullarını taşımadığından hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, birleşen dava dosyasında her bir talep yönünden ayrı ayrı müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı birleşen davada davacı vekili, asıl dava yönünden her ne kadar yerinde bir karar verilmiş olsa da birleşen dava yönünden müvekkile ait tasarıma yönelik olarak karşı yan tarafından tecavüz eylemleri gerçekleştirildiğinin Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/44 D. İş dosyasıyla da sabit olduğunu, taraflara ait faydalı modellerin teknik olarak aynı olup, sadece istemlerin isimlerinde farklılıklar yer aldığını, isim farklılıkları teknikte değişiklik yapmadığından birleşen davada davalıya ait faydalı modelin müvekkilinin faydalı modeline tecavüz ettiğinin ortada olduğunu, sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için müvekkiline ait faydalı modele konu makine ve davalının iş yerinde tespit edilen ve faydalı modeline konu makinenin fiziki olarak incelenmesi gerekirken mahkemece bu inceleme yapılmadan karar oluşturulduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının birleşen dava yönünden kaldırılmasını ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Asıl dava, faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü, birleşen dava ise faydalı modele tecavüzün tespiti, durdurulması, giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere asıl davada davacı tarafça, davalıya ait … sayılı faydalı modelin tescil edilebilirlik şartlarını taşımadığı ileri sürülerek, söz konusu faydalı modelin hükümsüzlüğü talep edilmiş, birleşen davada ise asıl davada hükümsüzlüğü talep edilen faydalı model sahibi tarafından, birleşen davada davalı Şirketin iş yerinde tespit edilen ürünün, birleşen davada davacı adına tescilli … sayılı faydalı modele tecavüz teşkil ettiği ileri sürülmüştür.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK’nın geçici 1/2. maddesinde, “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış ulusal patent başvuruları ve faydalı model başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan ek patent başvurularının
sonuçlandırılmasında, ek patent başvurusu veya ek patentin bağımsız patent başvurusu ya da patente dönüştürülmesinde, asıl patent başvurusunun başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uygulanır. İncelemesiz verilen patentin incelemeli patent başvurusuna dönüştürülmesinde, patent başvurusunun faydalı model başvurusuna ya da faydalı model başvurusunun patent başvurusuna değiştirilmesinde, patent ve faydalı modellerin hükümsüz kılınmasında, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uygulanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ulusal aşamaya giren uluslararası veya bölgesel anlaşmalar yoluyla yapılmış patent başvuruları ve faydalı model başvuruları, başvurunun ulusal aşamaya
girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, faydalı modelin hükümsüzlüğü davasında, başvuru tarihindeki mevzuat hükümlerinin uygulanması gerektiğinden ve dava konusu … sayılı faydalı modelin başvuru tarihinde 551 sayılı KHK yürürlükte bulunduğundan, asıl davadaki marka hükümsüzlüğü istemli davanın 551 sayılı KHK hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mülga 551 sayılı KHK’nın 165. maddesinde, faydalı model belgesi konusunun, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 154 üncü, 155 inci ve 156 ncı maddelerinde belirtilen, hükümlere aykırılığı ispat edilmişse, mahkeme tarafından faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verileceği düzenlenmiştir. Aynı KHK’nın 154. maddesinde ise, 156. madde hükmüne göre yeni olan ve sanayiye uygulanabilen buluşların, faydalı model belgesi verilerek korunacağı hüküm altına alınmıştır. Faydalı model belgesi başvurusuna konu olan buluş başvuru tarihinden önce, Türkiye içinde veya dünyada herkesin ulaşabileceği şekilde yazılı olarak veya bir başka yolla açıklanmış veya yöresel veya ülke çapında kullanılmış ise, yeni değildir. Buna göre, faydalı model tescil edilebilmesi için ortada teknik ilerleme anlamında yenilik olması, KHK’nın 10. maddesi anlamında da sanayiye uygulanabilir olması koşulu bulunmaktadır. Yenilik incelemesinde, faydalı modele konu ürün itibariyle teknik ilerleme sağlanıp sağlanmadığına bakılmalıdır. Yenilik incelemesi yapılırken, patentlere özgü buluş basamağı incelemesi yapılamaz. Bir başka anlatımla, buluş incelemesinde söz konusu olan problem/çözüm yöntemleri ile, tekniğinde uzman kişinin kendisinin genel bilgisine göre böyle bir buluşu gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğine bakılamaz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında da ifade edildiği (örneğin 17.04.2019 tarih, 2017/1949 Esas- 2019/3122 Karar sayılı karar) üzere faydalı model ile korunan, küçük ve faydalı buluş niteliğindeki yeniliklerdir. Şayet küçük buluş ile, herhangi bir üründe hayatı kolaylaştıran hız veya ucuzluk sağlayan her hangi bir teknik ilerleme bulunmakta ve daha önce o ürünle ilgili daha önce böyle bir kullanım şekli bulunmamakta ise, o üründe sağlanan teknik ilerleme faydalı model belgesi verilerek korunabilecektir. KHK’nın 165/1-b maddesinde yer alan “Faydalı model belgesi konusu buluşun, buluş konusunun ilgili olduğu teknik alandaki bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlikte, açık ve tam olarak tanımlanmadığı ispat edilmişse” şeklindeki düzenleme ile faydalı model başvuru belgesinde, başvuru belgesini inceleyen uzmanın ileri sürülen teknik soruna başvuruya konu küçük buluş ile getirilen çözümün makul olduğuna ikna olmasını sağlayacak açıklıkta olması gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; 21/10/2016 tarihli ve … tescil numaralı faydalı model belgesi “…” başlıklı olduğu, buluşun özetinde “Buluş; ayrıştırma işlemine tabi tutulacak kauçuk tel malzemenin konulacağı ana gövde (11); bahsedilen ana gövdenin (11) iç kısmı olan iç cidar yüzeyi (12); bahsedilen kauçuk telin ayrıştırıldıktan sonra ana gövde (11) dışına çıkarılmasını sağlayan boşaltma elemanı (50); bahsedilen boşaltma elemanı vasıtasıyla boşaltılan kauçuk ve tel malzemenin taşınmasını sağlayan taşıma bölümü (30); bahsedilen kauçuk tele darbe uygulayarak ana gövde (11) içerisinde döndüren ayrıştırma elemanı (15); bahsedilen iç cidar yüzeyde (12) bulunan ve ayrıştırma elemanı (15) vasıtasıyla döndürülen kauçuk tel malzemesinin ayrışmasını sağlayan tırnaklara (13) sahip ayrıştırma makinesi (A) ile ilgilidir.” ifadelerinin yer aldığı, … tescil numaralı faydalı model başvurusunun toplam 3 adet bağımsız isteminin bulunduğu, söz konusu faydalı modelin yenilik ve sanayiye uygulanabilirlik şartlarını taşıdığı tüm dosya kapsamı ile denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporundan anlaşıldığından, asıl davada faydalı modelin hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Esasen bu husus, ilk derece mahkemesinin de kabulünde olup bu yönden ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, asıl davada davacı vekilinin, asıl davaya yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Birleşen davada kurulan hükme yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; birleşen davada davacı vekilince, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/55 D.İş. Sayılı delil tespiti dosyası ile davalının iş yerinde tespit edilen makinenin, birleşen davada davacı adına tescilli … sayılı faydalı modele tecavüz teşkil ettiği ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince de dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu çerçevesinde, birleşen davada davalı iş yerindeki makinenin, birleşen davada davacı adına tescilli faydalı modele aynen ya da eşdeğer olarak tecavüz etmediği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/55 D. İş. Sayılı delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, davalı iş yerindeki makinenin, birleşen davacıya ait faydalı modele tecavüz oluşturduğu açıklanmış olup ilk derece mahkemesince, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile mahallinde yapılan delil tespiti sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmediğinden, Dairemizce HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılmasına karar verilmiş, anılan çelişkinin giderilmesi ve birleşen davada, davaya konu ürünün davacı faydalı modeline tecavüz teşkil edip etmediği hususunda yeni bir bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmiştir.
Dairemize sunulan bilirkişi raporunda, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/55 D. İş. sayılı dosyasındaki tespitlerin dikkate alındığı, her ne kadar faydalı modele konu “…”nde bir ana gövde,
ayrıştırma fonksiyonuna hizmet eden tırnaklarla kaplı iç cidar yüzeyi ve ayrıştırma
elemanı yer alıyor ise de yerinde yapılan incelemede dava konusu edilen ürünün ana gövde üzerinde bulunan kapağının açılarak iç cidar yüzeyinin pürüzsüz olduğunun
görüldüğü, üründeki ayrıştırma fonksiyonunun kauçuk tele darbe uygulayan ana gövde
içerisinde göbek mili üzerinde tutucuya bağlı üç adet zincirden oluştuğu, dolayısıyla karşılaştırılan makinelerdeki ayrıştırma fonksiyonu gören unsurların
birbirleriyle birebir örtüşmediği, dava konusu edilen makinenin, davaya mesnet alınan faydalı modele konu makinenin 1 nolu isteminin unsurlarının tamamını içermediği ve bu
nedenle de somut uyuşmazlıkta aynen tecavüzün söz konusu olmadığı, ayrıca davaya mesnet alınan faydalı modelin 1 nolu isteminde ve dahi tarifnamesinde bahsi geçen “iç cidar yüzeyde bulunan ve ayrıştırma elemanı vasıtasıyla
döndürülen kauçuk tel malzemesinin ayrışmasını sağlayan tırnaklar”ın dava konusu edilen makinenin ana gövdesinde yer almadığı yerinde inceleme yapan bilirkişi marifetiyle tespit edilmiş olduğundan, somut uyuşmazlıkta eşdeğer tecavüzden de bahsedilemeyeceği, davaya mesnet alınan faydalı modelin 2 ve 3 nolu istemlerinin 1 nolu isteme bağlı olduğu, 1 nolu isteme tecavüz söz konusu olmadığından, 2 ve 3 nolu istemlere de “aynen” veya “eşdeğer” bir tecavüz olmadığı
açıklanmıştır.
Dairemizce, yukarıda özetlenen bilirkişi raporunun ayrıntılı ve gerekçeli açıklamalar içerdiği, dolayısıyla denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilerek bu rapora itibar edilmiş, bu suretle ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile delil tespiti sırasında alınan rapor arasındaki çelişki giderilmiş ve buna göre birleşen davada, davalı iş yerindeki makinenin davacı adına tescilli … nolu faydalı modele aynene ya da eşdeğer tecavüzün bulunmadığı kanaatine varılarak, birleşen davanın reddine dair hüküm kurulmuştur. Her ne kadar birleşen davada davacı tarafça, söz konusu makinenin fiziki olarak incelenmediği ileri sürülmüş ise de, Dairemizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda, mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerin dikkate alındığı, buna göre de aynen veya eşdeğer tecavüzden söz edilemeyeceğinin açıklandığı gözetildiğinde bu iddiaya itibar edilmemiştir.
İlk derece mahkemesince birleşen davanın reddine karar verilerek, birleşen davada davalı yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş ise de HMK’nın 110. maddesi uyarınca, davacının, aynı davalıya karşı birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi mümkün olup bu duruma davaların yığılması (objektif dava birleşmesi) denilmektedir. Böyle hallerde, her bir asli talep yönünden ayrı ayrı yargılama giderlerinin ve bu kapsamda vekalet ücretinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda da, birleşen dava dilekçesinin sonuç kısmında faydalı model belgesine tecavüzün tespiti, durdurulması ve giderilmesi ile birlikte maddi ve manevi tazminat talep edilmiş olup, vekille temsil olunan davalı yararına reddedilen 3 asli talep yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine takdir edilmesi gerekirken mahkemece tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu yönden birleşen davada davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 15/09/2022 gün ve 2022/118 Esas 2022/276 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 144‬,00-TL karar ve ilam harcının davacı şirketten alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Asıl davada davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı şirketten alınarak anılan davalıya verilmesine,
5-Asıl davada davacı şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl davada davalı …’ın yapmış olduğu giderlerin birleşen dava bakımından yapmış olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 144‬,00-TL karar ve ilam harcının davacı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-Birleşen davada davalı şirket kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen maddi talepler yönünden 15.000,00 TL, reddedilen maddi tazminat yönünden 11.000,00 TL ve reddedilen manevi tazminat yönünden 15.000,00 TL olmak üzere toplam 41.000,00 TL vekalet ücretinin, birleşen davada davacıdan alınarak birleşen davada davalıya verilmesine,
10-Birleşen davada davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
11-Birleşen davada davalı şirketin yapmış olduğu giderlerin asıl dava bakımından yapmış olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
13-İstinaf aşamasında duruşma açıldığından ve tek duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerince belirlenen 5.500,00-TL vekalet ücretinin asıl davada davacıdan alınarak asıl davada davalıya verilmesine,
14-İstinaf aşamasında duruşma açıldığından ve tek duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerince belirlenen 5.500,00-TL vekalet ücretinin birleşen davada davacıdan alınarak birleşen davada davalıya verilmesine,
Dair, duruşmaya katılan davacı-birleşen davada davalı vekili ile davalı-birleşen davada davacı vekilinin yüzüne karşı yapılan açık yargılama sonucunda 19/04/2023 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.