Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/588 E. 2023/630 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/588 – 2023/630
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/588
KARAR NO : 2023/630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2017/389 E. – 2020/824 K.

DAVACI
VEKİLİ
DAVALI
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/12/2020 tarih ve 2017/389 E. – 2020/824 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, 07/01/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu, müvekkilinin sakatlanarak kısmi kalıcı şekilde iş göremez hale geldiğini, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, kazanın oluşumunda davalı … Sigorta AŞ’ye ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kusurlu ve sorumlu olduğunu, anılan kaza sebebiyle zararın tazmini için Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/41 Esas sayılı dava dosyası üzerinden dava açıldığını, dosyada alınan 16/08/2014 tarihli bilirkişi raporundaki belirlemelere göre talebin 16.988,72-TL üzerinden ıslah edildiğini, fakat daha sonra alınan 07/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda ise zararın 22.131,41-TL olarak hesaplandığını, aradaki fark sebebiyle işbu davanın açıldığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile davalı sigorta şirketinden 3.883,29-TL daimi işgöremezlik tazminatı, 1.259,40-TL geçici işgöremezlik tazminatı, 1.000,00-TL bakım gideri, 100,00-TL tedavi gideri olmak üzere toplam şimdilik 6.242,69-TL KTK Zorunlu Mali Taşımacılık Mesuliyet Sigortası alacağının olay tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daimi işgöremezlik tazminatı talebini 10.535,74-TL’ye yükseltmiştir.

Davalı şirket, husumet itirazında bulunmuş, müvekkili şirket nezdinde düzenlenen Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesinin davaya konu uyuşmazlıkla ilgisinin bulunmadığını, davanın ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş. ile Zorunlu Taşımacılık Sorumluluk Sigortacısına ihbarının gerektiğini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, eldeki davanın; davalı nezdinde Zorunlu Karayolu Yolcu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı …plakalı otobüste yolcu olarak bulunan davacının meydana gelen kazada yaralanması nedeniyle uğradığı geçici ve sürekli iş göremezlik zararının ve tedavi/bakıcı giderinin tahsili bakımından, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/41 Esas sayılı dava dosyasında bedel artırım dilekçesini sunulmasından sonra alınan 07/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen ve ancak bedel artırım dilekçesine konu olmayan ve bu bedeli aşan kısımlarla ilgili olarak açılan bir ek dava mahiyetinde olduğu, davacının davalıya sigortalı otobüste yolcu konumunda olduğundan kazanın oluşumuna etki etmediği ve kusursuz olduğu, davacının dayanağının Zorunlu Karayolu Yolcu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi olduğu, bu sebeple davalı tarafından Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi kapsamında davacı…’a ödenen 18.750,00-TL sakatlık tazminatının davacı için hesaplanan çalışma gücü kaybına yönelik maddi tazminat miktarından indirilmediği, alınan bilirkişi raporlarına göre davacının tedavi ve bakıcı giderine ilişkin zararının 796,50-TL olduğu, 2020 yılı verilerine göre davacının geçici ve sürekli işgörmezlik zararının 11.795,66-TL olacağı, ancak davacının geçici işgöremezliğe isabet eden 1259,92-TL’lik alacağının Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/41 Esas sayılı dava dosyasında hükmedilen tazminata dahil olduğundan bu sefer de bu davada talep edemeyeceği,10.535,74 TL lik sürekli işgöremezlik tazminatı talep edebileceği, ayrıca eldeki davada talep ettiği bakıcı ve tedavi gideri bakımından da 796,50-TL’yi isteyebileceği, davalının davacının dava dilekçesine ve 10/08/2020 tarihli bedel artırım dilekçesine yönelik olarak herhangi bir beyan ve itirazda bulunmadığı ve bu doğrultuda zamanaşımı defi de ileri sürmediği görüldüğünden 10/08/2020 tarihli bedel artırım ve 01/06/2017 tarihli dava dilekçesindeki taleplerin dikkate alınması gerektiği, eldeki davanın sürekli işgöremezlik talebi bakımndan ek dava biçiminde açıldığından hareketle Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/41 Esas sayılı davasının açılış tarihi olan 18/01/2013 tarihinin faiz başlangıcı için esas alındığı, bakıcı ve tedavi gideri bakımından ise bu taleplerin ilk defa eldeki davada talep konusu yapıldığı ve dava tarihinden önce davalı sigorta şirketinin bu talepler yönünden temerrüdünün kanıtlanamadığı, kazaya karışan ve davacının içinde bulunduğu otobüsün de ticari araç olması sebebiyle faiz türü yönünden de avans faizinin dikkate alındığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, geçici işgöremezlik tazminatı istemi bakımından davanın reddine, 10.535,74-TL sürekli işgöremezlik tazminatının 18/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte , 796,50-TL tedavi ve bakıcı gideri tazminatının 01/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, tedavi ve bakıcı gideri bakımından fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, geçici iş göremezlik talebi Ankara 9. Asliye Ticaret mahkemesinin 2013/41 Esas sayılı dosyasında ödendiği gerekçesiyle reddedilmiş ise de, söz konusu dosyada sadece daimi işgöremezlik talebine dayalı tazminat talebinin bulunduğunu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Yönetmeliğine göre rapor alınması gerekirken Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre rapor alındığını, ticari temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının müvekkilinin aleyhine kısımlarının kaldırılmasını ve müvekkilinin lehine karar verilmesini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, müvekkili şirket nezdinde düzenlenmiş Karayolu Zorunlu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bulunmadığı halde davanın kabulüne karar verildiğini, kazaya karışan aracın müvekkili nezdinde Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası ile sigortalandığını, davacıya da 18.750-TL ödendiğini, ne huzurdaki davada ne de Ankara 9 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/41 esas sayılı dosyada poliçe sunulmadığını, gerekli göülürse SMBM’ye müzekkere yazılarak aracın sigortacısının kim olduğunun sorulabileceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yerel mahkeme ferdi kaza poliçesi kapsamında karar verdiyse tazminat hesabı yapılırken müvekkilince ödenen tutarın mahsup edilmesi, mahsup nedeniyle müvekkili lehine vekalet ücreti takdiri gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı vekili şirket kayıtlarında kazaya karışan araca ait kaza tarihini kapsayan Zorunlu Trafik Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bulunmadığını bildirerek davanın husumetten reddini istemiş, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dosyada davalı sigorta şirketinin söz konusu sigorta türü kapsamında sorumluluğunu doğurabilecek bir poliçe bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesince dosya arasına alınan Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/41 Esas sayılı dosyasında da davalının eldeki dava bakımından sorumluluğunu doğuracak bir poliçe mevcut değildir. 2013/41 Esas sayılı dosya kapsamında, mahkemece davacı tarafın talebi üzerine Zorunlu Trafik Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bilgilerinin istenilmesi için Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılmış, ancak cevabi yazı ile aracın dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen trafik sigorta poliçe bilgileri gönderilmiştir. Anılan dava dışı sigorta şirketi ise 20/05/2014 havale tarihli yazısı ile …plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsayan taşımacılık poliçesinin … Sigorta A.Ş. tarafından yaptırılmış olduğunu bildirmiş ise de, yerel mahkemece bu husus araştırılmamıştır. Keza, davacı tarafından dosyaya sunulan ve Tramer Poliçe Uygulamasından alınan “ZYT Poliçe Detay” başlıklı belge de davalının sorumlu tutulmasına elverişli değildir. Anılan belgede sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. olarak gözükmekte ise de, bu belgede sigorta türünün adının tam olarak yazmadığı görülmekte, poliçe bilgilerinin ise davalı tarafça dosyaya sunulan Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince hükme esas alınan 11/05/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda dahi “Dosya içerisinde …plakalı otobüsün kaza tarihini kapsayan Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi olup olmadığını var ise hangi sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini gösterir bir poliçe ya da belge bulunmadığı, açıklanan sebeple davalının sorumluluğu yönünden bir değerlendirme yapılamadığı” yönünde görüş bildirilmiştir.
Eldeki davada da davalının sorumluluğuna esas teşkil edecek bir poliçe bulunmamakta olup, 26/07/2018 tarihli kök ve 29/04/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda da yine, kaza tarihini kapsar şekilde Karayolu Zorunlu Taşımacılık Sigorta poliçesine tesadüf edilmediği, bu nedenle davalı şirketin sorumluluğu yönünden net bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı hususuna dikkat çekilmiştir.
Dairemizce, davalının istinaf itirazları da dikkate alınarak, HMK’nın 353/1-b-3. maddesi uyarınca, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine, davalı sigorta şirketine ve dava dışı … Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak kaza tarihini kapsayan Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bulunup bulunmadığı sorulmuş olup, hem Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi hem de … Sigorta A.Ş. tarafından gönderilen cevabi yazılardan söz konusu sigorta poliçesinin dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.03.2023 tarih ve 2021/(14)7-873 E. – 2023/232 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere “Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere taraf ve dava ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da başka bir anlatımla taraf sıfatı dava şartları arasında sayılmamıştır. Taraf sıfatının özelliği, tıpkı dava şartı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında resen (kendiliğinden) gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır. Taraf sıfatı, bir başka ifadeyle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler….bir davada taraflardan birinin, aktif ya da pasif husumet ehliyetinin (davacı veya davalı sıfatının) olmadığı belirlenirse, artık uyuşmazlığın esastan çözülmesine geçilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen ilk itiraz ya da davalı tarafından ortaya konulması gereken def’i niteliğinde olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.”
Bu açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa dönüldüğünde, Dairemizce, davacının davasını dayandırdığı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin davalı tarafından düzenlenmediği, bu hususun yargılama sırasında davalı tarafça savunulduğu, keza, ilk derece mahkemesi tarafından yargılaması esnasında da anlaşılabilecek nitelikte olduğu, davanın dayandığı sigorta ilişkisi bakımından taraf sıfatı dava dışı … Sigorta’ya ait olup, davalı Mapfre Sigorta’ya husumet yöneltilemeyeceği ve davanın reddinin gerektiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

2-İstinaf kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin istinaf itirazlarını incilenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/12/2020 gün ve 2017/389 E. – 2020/824 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2 maddesi uyarınca belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 49,25-TL posta gideri, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 211,35-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
10-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 193,52-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/05/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 09/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.