Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/511 E. 2023/686 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/511
KARAR NO : 2023/686
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2019
NUMARASI : 2018/208 E. – 2019/284 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Dairemizce verilen 26/03/2021 tarih ve 2019/1241 Esas, 2021/438 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27/12/2022 tarih ve 2021/5313 Esas 2022/9461 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş olmakla, dava Dairemizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili; müvekkiline ait 2016/106663 sayılı “…” ibareli marka başvurusunun, davalı şirketin “…” markalarına dayalı olarak yaptığı itirazının nihai olarak YİDK tarafından, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle reddedildiğini, oysa davacının uzun yıllardır yem ve gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının şirket isminde bulunan … ibaresinin Konya’nın ilçesi olduğunu, davacının tanınmışlığının sınai mülkiyet anlamında korumanın gerekliliği olarak düşündüğü için 13 adet marka başvurusu yaptığını, bir ilçe isminden hareketle oluşturulan davacı markasının hem anlam hem de harf dizisi itibariyle davalıya ait “…” ibareli markalardan farklı olduğunu, “…” ve “…” markaları arasında, aynı alanda faaliyet göstermelerine rağmen, bilinçli tüketiciler açısından iltibas ihtimalinin bulunmadığını, davalıya ait “…” markası ile davacı markası” …” arasında bir harften kaynaklanan ancak anlamı açık şekilde değiştiren bir farklılık olduğunu, davacının … ilçesinde hatta Konya ilinde … denildiğinde akla ilk olarak davacının geldiğini, “…” ibaresini kullanımı sonucu ayırt edici hale getirdiklerini bu hususun YİDK tarafından göz ardı edildiğini, müvekkilinin 1973 yılından beri kullandığı “…” ibaresini marka olarak tescilini talepte haklı olduğunu ileri sürerek 23.03.2018 tarih ve 2018-M-2283 sayılı YİDK kararının iptali ile marka başvurularının tescili işlemlerine devam edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili; davacının marka başvurusu ile redde mesnet marka işaretleri benzer olduğu gibi kapsadıkları emtia ve hizmet sınıfının da aynı/aynı tür ve benzer bulunduğu, taraf marka işaretleri arasındaki tek harften kaynaklanan farklılığın benzerliği ortadan kaldırmadığını, davacının tescilsiz marka kullanımı ve bu kullanım sonucu ayırt edici hale gelindiği iddiasının 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesinde düzenlendiğini ancak anılan maddenin itiraz sebebi olabileceğini , davacı tarafça “…” ibareli marka tescillerinin bulunduğu iddia edilmişse de bu markaların müktesep hak teşkil ettiğini ispatlayamadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, davalının 1996 yılından bu yana tavukçuluk sektöründe ekipmanlar, kafes sistemleri ve makine üretimi yaptığını, geniş bir pazar ağının olduğunu, yüksek hacimli üretim alanlarının mevcut olduğunu, … ismi ile çeşitli firmalarının ticaret sicilinde tescilli olduğunu, … çekirdek ifadesinin uzun süredir kullanıldığını, davalının 19 adet tescilli markası olduğunu, … markasının maruf ve meşhur hale geldiğini, taraf markaların aynı emtia ve hizmetler için faaliyet göstereceğini, markalarda bir harf dışındaki tüm harflerin aynı olduğunu, farklı olan T harfinin, davacının markasını ayırt edici hale getiremediğini yazılış, söyleniş ve zihinde bıraktığı etki itibariyle … markasının iltibasa neden olacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; 2016/106663 sayılı ve “…” ibareli dava konusu başvuru ile davalı markalarından 2012/02044 sayılı ve 2016/47078 sayılı “…” ibareli marka işaretlerinin benzer olduğu, zira her ne kadar taraf markalarının sonunda bulunan “…” ibaresinin … kelimesinin kısaltması olması, dava konusu markada bulunan … ibaresinin bir ilçe adı olması, davalı markasında yer alan … ibaresinin Türkçe anlamı olan bir ibare olması durumu söz konusuysa da ortalama tüketicinin markaları bölerek anlamlarını değerlendirmek gibi bir eğilimi olmadığı, markaları bir bütün olarak değerlendireceği, “…” ve “…” ibarelerinin bir bütün olarak herhangi bir anlamı da olmadığı, markaların, görsel ve işitsel olarak benzer bulunduğu da nazara alındığında markaların bir bütün olarak bıraktığı izlenim açısından benzer olduğu , taraf markaları arasında emtia benzerliğinin de bulunduğu bu itibarla dava konusu marka ile davalı markalarından 2012/02044 sayılı ve 2016/47078 sayılı “…” ibareli markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davacının uzun yıllardır yem ve gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, markalarda yer alan “…” ibaresinin “…” kelimesinin kısaltması olup davacı markasında yer alan “…” ibaresinin Konya’da yer alan bir ilçe ismi olduğunu, davalının markalarında yer alan “…” ibaresinin de “uğurlu, hayırlı, mübarek” anlamlarına geldiğini, müvekkilinin 2013 yılında tescil ettirdiği markası nedeniyle müktesep hakkının bulunduğunu, 45 yıldır “…” ibaresini kullandıklarını, anılan ibare ile özdeşleştiklerini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Dairemizin 26/03/2021 tarih ve 2019/1241 E., 2021/438 K. sayılı kararıyla, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 31 ve 35. sınıfta yer alan mal ve hizmetler ile ilk derece mahkemesinin iltibas bulunduğunu kabul ettiği davalı Şirkete ait 2012/02044, 2016/47078 sayılı redde mesnet markalar kapsamında yer mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunduğu, ancak taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin … kelimesinin kısaltması olduğu, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin Konya iline bağlı ilçe adı olması, redde mesnet davalı markalarında yer alan “…” ibaresinin de Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “uğurlu” anlamına geldiği gözetildiğinde, dava konusu başvuru ile bahsi geçen redde mesnet marka işaretleri arasında, görsel, işitsel ve anlamsal bir benzerlik olmadığı, bu itibarla dava konusu başvuru ile davalı Şirkete ait 2012/02044, 2016/47078 sayılı redde markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, YİDK kararının iptaline, davacı vekilinin başvurunun tescil işlemlerinin devamına yönelik talebinin ise reddine verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 27/12/2022 TARİH VE 2021/5313 ESAS 2022/9461 KARAR SAYILI KARARININ ÖZETİ: Dairemiz kararının, davalılar vekillerince temyizi üzerine, anılan Yargıtay ilamı ile özetle, taraf markalarında bulunan harflerin diziliş sırası ve davalı markası ile karşılaştırıldığında tek fark olan T harfinin dava konusu markadan çıkarılmış olmasının harflerin diziliş sırası ve davalı markası ile karşılaştırıldığında tek fark olan “T” harfinin dava konusu markadan çıkarılmış olmasının ortalama dikkate sahip bir gözün markaları birbirinden ayırt etmesine yarayacak bir farklılık yaratmadığı hususu göz önüne alındığında markaların görsel olarak benzer olup taraf markalarındaki farklı unsur olan “T” harfinin kelimelerin ortalarında bulunması ve vurguya herhangi bir etkisinin olmaması ve duysal bir farklılığa neden olmaması göz önünde alındığında markaların işitsel olarak da benzer bulunduğu, taraf markaları arasında emtia ayniyeti ve benzerliğinin yanı sıra markaların benzerliği kriterinin de sağlanmış olması nedeni ile taraf markaları arasında iltibas ihtimali bulunduğu, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi gerekçesi ve davanın reddine dair kararı yerinde iken Bölge Adliye Mahkemesince taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas tehlikesi olmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle Dairemiz kararının davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali ve marka başvurusunun tescil işlemlerine devam edilmesine karar verilmesi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında da açıklandığı üzere, dava konusu başvuru ile davalı Şirkete ait Şirkete ait 2012/02044, 2016/47078 sayılı redde markaları oluşturan ibareler arasındaki tek farklılığın davalının markalarında yer alan “T” harfinden kaynaklandığı, dava konusu başvuruda “T” harfinin yer almamasının ortalama dikkate sahip bir gözün markaları birbirinden ayırt etmesine yarayacak bir farklılık yaratmadığı, taraf markalarındaki farklı unsur olan “T” harfinin kelimelerin ortalarında bulunduğu ve vurguya herhangi bir etkisinin olmadığı, bu nedenle tarafların marka işaretleri arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu gibi emtia benzerliği koşulunun da oluştuğu, dava konusu başvuru ile davalı Şirket ait 2012/02044, 2016/47078 sayılı redde markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu, bu itibarla dava konusu YİDK kararının iptali koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından, davacıdan peşin olarak alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile kalan 135‬,50-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 15.000,00-TL maktu vekaletin ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
5-Davalı kurum tarafından temyiz aşamasında yapılan 80,00-TL posta masrafı, temyiz kanun yoluna başvurma harcından oluşan 292,10-TL toplam 372,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Davalı şirket tarafından temyiz aşamasında yapılan temyiz kanun yoluna başvurma harcından oluşan 292,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davacıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcın mahsubu ile bakiye 135,50-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamı gereğince yapılan istinaf duruşması nedeniyle taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, davalı şirket, davalı… vekilinin yüzlerine karşı, yapılan açık yargılama sonucunda 24/05/2023 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/05/2023

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :18/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip