Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/506 E. 2023/386 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/506 – 2023/386
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/506
KARAR NO : 2023/386
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2023
NUMARASI : 2022/354 E. – 2023/28 K.

DAVACI
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/01/2023 tarih ve 2022/354 E. – 2023/28 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkili Şirketin … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketlerin “…” ibareli markalarına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiklerini, Markalar Dairesi Başkanlığınca itirazların yerinde görülerek başvurularının kısmen reddine karar verildiğini, bu karara yaptıkları itirazın da YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili başvurusu ile redde mesnet davalı markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, Kurumun verdiği kararın daha önce verdiği emsal kararlar ile çeliştiğini ileri sürerek, 2021-M-772 sayılı YİDK kararının iptaline ve dava konusu başvurunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … … Şirketi vekili, davacı başvurusu ile müvekkili markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, Kurum kararının yerinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … vekili, davacı tarafın “kardem …” ibareli başvurusunun müvekkili adına tescilli “… …” markasından doğan sınai mülkiyet hakkını ihlal edecek nitelikte olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu … sayılı davacı şirket markasının, tescil talebi reddedilen 30. sınıfta yer alan “(30-09) Çaylar, buzlu çaylar. (30-14) Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.” mallarının, davalı şirketlerin itirazına dayanak markalarında yer alan mallar ile aynı / aynı tür veya benzer olduğu, davaya konu davacı şirket markası ile davalı şirketlerin itirazlarına dayanak markaları arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacı şirketin kazanılmış hakkının bulunmadığı, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 01.02.2021 tarih ve 2021-M-772 sayılı kararının yerinde olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkeme tarafından denetime elverişliliği bulunmayan bilirkişi raporu göz önünde bulundurularak karar verildiğini, davalı markalarındaki asli unsurun “…” ibaresi olduğunu, bu ibarenin ayırt ediciliği son derece düşük olup davalılara bu kelimenin kullanımı için bir tekel hakkı sağlanamayacağını, zaten davalı markalarının neredeyse tamamı bu ibarenin dışında başka esas/tali unsurlarda içerdiğini, müvekkili başvurusunda ise “…” ibaresinin esas unsur, ayırt ediciliği düşük olan “…” ibaresinin ise yardımcı bir unsur olarak kullanıldığını, “…” ibaresini içeren diğer markalarından da açıkça anlaşılmakta olduğu üzere müvekkilince “…” ibareli seri markalar oluşturulduğunu, tüm bu hususlar gözetilmeksizin; eksik ve hatalı inceleme ile ilk derece mahkemesince karar verilmiş olup verilen kararın kaldırılması gerektiğini, ayrıca “…” ibareli markanın müvekkil şirket tarafından piyasada maruf hale getirildiğini, müvekkil şirket markasının tanınmış marka olduğu gözetilmeksizin ilk derece mahkemesince verilen kararın yerinde olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mallar yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markaların asli unsurlarını teşkil eden “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak kullanıldığı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/14713 Esas, 2018/6056 Karar sayılı ilamında da kabul edildiği üzere bu ibarenin ayırt edici nitelikte olduğu, davacının başvuru üzerinde müktesep hakkının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, davacı tarafça istinaf başvurusunda peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.