Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/432 E. 2023/699 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/432
KARAR NO : 2023/699
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2022
NUMARASI : 2022/518 E. – 2022/965 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/12/2022 tarih ve 2022/518 E. – 2022/965 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin belirli tarihler arasında davalı … Belediyesinin bölgesine giren alanda, davalı … Belediyesi ile yapılan ihale sureti ile katı atıkların toplanması işini gerçekleştirdiğini, davalı … Belediyesi tarafından davacı şirketin alacaklı olduğu 4.790.154,45-TL’nin ödenmemesi üzerine davacı tarafça 15/05/2015 tarihli Eskişehir 4. Noterliğinin 13813 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı Belediyenin ilgili ihtarnameye, 21/05/2015 tarihli yazısı ile ödemenin ekonomik sebeplerle geciktiğinin ve 4.790.154,45-TL’nin en kısa sürede ödeneceğinin belirttiğini, ancak 1.505.154,45-TL’nin ödenmemesi üzerine, işlemiş 58.886,59-TL’lik faizi ile birlikte toplam 1.564.041,04-TL üzerinden Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16681 Esas sayılı dosyası ile örnek 7 takip talebiyle icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu Belediyenin, takip tarihine kadar işlemiş ve takip tarihinden sonra işleyecek avans faizi talebini kabul etmediğini, işlemiş ve işleyecek faize itiraz ediyoruz, şeklinde ki ödeme emrine itirazı üzerine, Eskişehir 6. İcra Müdürlüğü tarafından 24/10/2015 tarihinde takibin faiz yönünden durdurulmasına karar verildiğini, gelinen bu aşamada, iş bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, davacı ile davalı-borçlu idare arasında mevcut olan iş ilişkisi ticari iş niteliğinde olduğundan, davacının avans faizi işletilmesi talebi usul ve yasaya uygun olduğunu, uyuşmazlığın ticari işten kaynaklandığını, taraflarınca davalı … hakkında %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın yasa ve usule aykırı olduğunu, müvekkilinin işlemiş avans faizi borcu bulunmadığını, faize ve faiz oranına haklı olarak itirazda bulunulduğunu, davacı ile müvekkili idare arasında yapılan ihaleye bağlı olarak açık cari hesap bulunmakta olup, ihtarnameye cevaplarında da belirttikleri üzere müvekkilinin ekonomik durumuna göre söz konusu bakiye borcu kısmi ödemeler şeklinde davacıya haricen ödendiğini, avans faiz talebinde bulunmasının usul ve yasaya uygun olmadığı gibi hakkaniyete de uygun düşmediğini, kaldı ki taraflar arasında yapılan ihale sözleşmesinde gecikmeden dolayı avans faiz istenebileceği açıkça kararlaştırılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin davalı … aleyhine Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16681 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 1.505.154,45 TL alacaklı olduğu ve bu miktarın takipte itirazsız kesinleştiği, davalının takibe yasal süresi içerisinde kısmi itiraz ettiği ve itirazında takip öncesi işlemiş faiz ve takip sonrası asıl alacak üzerinden faiz işletilemeyeceği yönünde itiraz ettiği, davacı tarafça davalı borçluya takip öncesi Eskişehir 4. Noterliğinin 28/05/2015 tarih ve 13813 yevmiye numaralı ihtarname gönderildiği, ihtarname ile davalının 26/05/2015 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, davacı şirketin dava konusu alacağının davacının ticari işletmesini ilgilendiren iş olduğu, TTK’nın 3. maddesine göre davacının davalıdan, davalının temerrüde düştüğü 26/05/2015 tarihinden itibaren avans faizi isteme hakkının bulunduğu, borçlunun temerrüde düştüğü 26/05/2015 tarihinden itibaren icra takibinin başlatıldığı 09/10/2015 tarihine kadar geçen süre içerisinde davacının davalıdan talep edebileceği işlemiş faizin 56.886,59 TL olduğu, işlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16681 Esas sayılı dosyasında davalının faize yaptığı itirazın iptali ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, somut uyuşmazlık açısından davalı hakkında %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi için tüm yasal şartların oluştuğunu, dosya içerisinde bulunan 16.05.2016 tarihli bilirkişi raporu ve 26.10.2022 tarihli bilirkişi raporları ile davalının faiz borcunun 58.886,59 TL olduğunun sabit bulunduğunu, bu tutar üzerinden icra inkar tazminatı talebinde bulunulduğunu, emsal kararlarda sadece faiz itirazı bulunan dosyalarda itirazı iptal edilen faiz miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilebileceğinin, sadece ihtilaf konusu olmayan asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinin belirtildiğini (12. HD., E. 2008/18179 K. 2008/21824 T. 05.12.2008 ), kaldı ki görevsiz, Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/889 Esas 2016/250 Karar sayılı kararında isabetli bir şekilde karar verildiğini, diğer taraftan vekalet ücreti ve yargılama giderinin de eksik olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın konusuz kalması kararına yönelik yapılan istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/1194 Esas-2022/690 Karar sayılı kaldırma kararı sonrası yerel mahkemece kaldırma kararı gereğince işin esasına geçilerek yeniden bilirkişi raporu aldırıldığını, iş bu raporda daha önce tespit edilen alacaktan farklı bir tespit yapıldığını, yerel mahkemece davacının fazla talebinin reddine yönelik karar verilmesi gerekirken bu hususa dikkat edilmeden hatalı olarak davanın sanki tümden kabulü şeklinde hüküm kurulduğunu, davacının hesabına yapılan ödemelere herhangi bir itirazı kayıt konulmadan kabul edildiğini ve faiz talebinde de bulunulmadığını, Ankara BAM 20. Hukuk Dairesinin 26.05.2022 Tarih ve 2021/1194 Esas – 2022/690 Karar sayılı kaldırma kararında; “..istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine…” şeklinde hüküm kurulduğunu, anılan istinaf mahkemesi kararı ile yerel mahkeme kararı lehimize kaldırılmış olmasına rağmen yapılan yargılama giderleri yönünden lehimize herhangi bir hüküm kurulmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1- Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, davacı tarafça davalıya takip öncesi gönderilen ihtarname ile davalının 26/05/2015 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, davacının bu tarihten itibaren, ticari nitelikteki taşıma ilişkisinden kaynaklandığından alacak nedeniyle avans faizi isteme hakkının bulunduğu, işlemiş faizin hesabının da dosya kapsamı ile uyumlu bulunduğu, bilirkişi raporundaki farklılığın maddi hatadan kaynaklandığı, yargılama giderleri yönünden bir tutarsızlık olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Ancak davacı vekilince icra inkar tazminatı talebinde de bulunulmuş, mahkemece bu konudaki istem işlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi reddedilmiştir.
Ancak dava, İİK’nın 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olup, anılan yasa maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmolunurken borçlunun itirazında haksız olduğu miktar gözetilmelidir. Takip tarihine kadar işlemiş faizin de takip konusu yapılması ve borçlunun asıl alacak yanında faize yönelik itirazında da haksız çıkması halinde, icra inkar tazminatına asıl alacak ve faiz toplamı üzerinden hükmedilmesi gerekir (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s:233; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2008/662 Esas, 2009/4877 Karar, 27/04/2009 Tarih).
Diğer yandan anılan hüküm uyarınca, borçlunun itirazında haksız çıkması ve alacağın likid (belirli) olması halinde, alacaklı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta da davacı tarafından verilen taşıma hizmetine ilişkin bedel belirli olup aralarındaki sözleşme uyarınca hesaplanmıştır. Zira davalının alacak miktarına yönelik bir itirazı da olmamıştır. Dolayısıyla dava konusu alacak likit yani belirli haldedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.02.2018 Tarih ve 2016/6229 Esas- 2018/1025 Karar ve 28.03.2019 Tarih 2017/3619 Esas – 2019/2416 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Bu durum karşısında mahkemece, davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, somut uyuşmazlıkta da mahkemece toplanan deliller yeterli görüldüğünden, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmamış, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/12/2022 tarih ve 2022/518 E. – 2022/965 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-DAVANIN KABULÜ ile, Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16681 esas sayılı dosyasında davalının vaki itirazının iptali ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin takip talebindeki talepler yönünden aynen devamına,
4- 58.886,59TL işlenmiş faiz alacağının %20’sine tekabül eden 11.777,31TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 4.022,54.TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.005,64.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.016,9‬0.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 930,00.TL bilirkişi ücreti, 196,50.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 492,00.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 173,25‬.TL tebligat ve posta giderleri toplamı 1.791,75‬.TL yargılama gideri, 1.005,64.TL peşin harç, 27,70.TL başvurma harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.825,09‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 179,90.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalıdan alınması gereken 4.022,54‬‬.TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.006,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 3.016,54‬.TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip