Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/426 E. 2023/472 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/426
KARAR NO : 2023/472
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI : 2017/404 E. – 2020/294 K.

DAVACI : … -(TC: …)
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …-(E-tebligat)

DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Men’i, Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Durdurulması, Maddi – Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/10/2020 tarih ve 2017/404 E. – 2020/294 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tescilli markasının bulunduğunu, davalının anılan ibareyi izinsiz ve haksız olarak kullandığını, davadan önce haksız kullanımlara son verilmesinin ihtar edilmesine rağmen davalı tarafın kullanımlarına devam ettiğini, dava konusu kullanımların müvekkilinin markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, markaya tecavüzünün önlenmesine, menine, davalının kullandığı tabelaların sökülmesi ve toplatılmasına, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete neden olan broşür, katalog, afiş, ilan, reklam vb. tanıtıcı unsurların yayınlanmasının durdurulmasına, web sitelerinde yer alan tüm ilan ve duyuruların kaldırılmasına, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 151. maddesi uyarınca fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL maddi, aynı Kanun’un 149. maddesi uyarınca 5000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında HMK’nın 124/4 maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinde bulunarak husumeti davalı şirkete yöneltmiş ve maddi tazminat talebini 64.839,04 TL olarak arttırmıştır.
HMK’nın 124/4 maddesi gereği davanın tarafı olmaktan çıkarılan …, husumet itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davaya konu edilen iş yerinin 16.12.2015 tarihinden itibaren müvekkili tarafından işletildiğini, bu durumun basit bir araştırma ile tespitinin mümkün olduğunu, bu nedenle davacının taraf değişikliği talebinin kabul edilebilir bir maddi hataya dayalı bulunduğunun kabul edilemeyeceğini, davanın 1 yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmadığını, müvekkilinin işletme tabelasında “…” yazdığını, davacının tescilli markasının “…” olduğunu, müvekkili markası ile davacı markası arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin “B” ibareli tescilli markası olduğunu, davacının restoranın da alkol servisi de yapıldığını, müvekkilinin işletmesinin ağırlıklı olarak öğlen servisinde çalışan mantı, köfte vb. ürünler satan ve alkol servisi yapmayan bir işletme olduğunu, alkollü bir işletme ile müvekkilinin işlettiği gibi bir restoranın birbirinin şubesi gibi algılanmasının mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davada ilk olarak davalı gösterilen …’ın, davalı şirketin eski ortağı olması, marka başvurusunda bulunması, davacı şirketin itirazı ile tescil talebinin reddedilmesi nedeni ile davacının taraf değişikliği talebi HMK 124/4 maddesi uyarınca kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı, davalı Şirketin “…” ibareli dava konusu kullanımlarının, davacının “… ” ibareli tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, davacının maddi tazminat hesabını SMK’nın 151/2-c uyarınca hesaplanmasını talep ettiği, buna göre talep edebileceği maddi tazminat miktarının 64.839.04 TL. olduğu, SMK’nın 149. maddesi uyarınca manevi tazminat koşullarının da bulunduğu, tarafların ekonomik durumları, ihlal olunan hakkın mahiyeti, tecavüzün etkileri, tecavüzün ulaştığı kitle, fiilin ve kusurun ağırlığı, paranın satın alma gücü ibraz olunan belgeler ve eylemin gerçekleştirilme biçimi karşısında manevi tazminat miktarının 5.000,00 TL olarak saptanmasının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davalının kullanımının davacı adına tescilli … sayılı markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden, markaya tecavüzün önlenmesine ve durdurulmasına, buna istinaden davalının kullandığı tabelaların sökülmesine ve toplatılmasına, tanıtım amaçlı broşür, katalog, afiş, ilan ve reklam unsurlarının yayınlanmasının durdurulmasına, web de yer alan tüm ilan ve duyuruların kaldırılmasına, 64.839,04 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, 5000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Şirket vekili, HMK’nın 124. maddesi uyarınca taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın muvafakati ile yapılabileceğini, somut olayda maddi hataya dayalı bir yanılgının bulunmadığını, diğer yandan müvekkilinin işletmesinde “…” ibaresinin değil “… ” ibaresinin kullanıldığını, davacının tescilli markasının kullanılmadığını, müvekkilinin işletmesinin adının “B'” olduğunu, müvekkilinin “B'” ibareli markasının bulunduğu, müvekkilinin markası ile davacı markası arasında benzerlik olmadığını, taraflara ait işletmelerde sunulan hizmetlerin içeriğinin de farklı bulunduğunu, diğer yandan tarafların işletmelerinin farklı illerde olduğunu, bu durum bile müvekkilinin işletmesinin davacının şubesi izlenimi verdiği iddiasının yerinde bulunmadığını gösterdiğini, davacı tarafça ve bilirkişi raporunda esas alınan internet kullanımlarının müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün önlenmesi, men’i, markaya tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… “ibareli kullanımların gerçekleştiği işletmenin davalı Şirkete ait olmasına rağmen davanın ilk olarak …’a karşı açılmasının, davacının davadan önce dava konusu kullanımların durdurulması yönündeki ihtarının iş yeri sahibi olarak …’a tebliğ edilmesi, aynı ibareli marka başvurusunun … tarafından yapılması karşısında, dava dilekçesinde davalının yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı anlaşıldığından, mahkemece HMK’nın 124/4. maddesi uyarınca karşı tarafın rızası aranmaksızın davacının taraf değişikliği talebinin kabulünde bir isabetsizlik olmadığı, diğer taraftan mahkemece alınan her iki bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, davalı Şirketin “…” ibareli dava konusu kullanımlarının, davacı adına 43. sınıf hizmetlerde tescilli, “… ” ibareli ve … sayılı markası ile iltibasa neden olacağından, davacının marka tescilinden kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, dava konusu kullanımların davalı Şirket adına tescilli “B” ibareli markadan farklı olduğu gibi SMK’nın 155. maddesi karşısında davalının anılan markasına bir savunma defi olarak dayanmasının mümkün bulunmaması nedeniyle davalı Şirketin bu yöndeki savunmalarına itibar edilemeyeceği, ayrıca davalı tarafça, mahkemece hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin açık bir istinaf itirazı ileri sürülmediğinden bulunmadığından, bu hususlarda Dairemizce inceleme yapılamayacağı anlaşılmakla, davalı Şirket vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı Şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 4.770,70-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı şirket tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 1.193,00-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 3.577,70-TL bakiye harcın davalı şirketten tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip