Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/384 E. 2023/557 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/384
KARAR NO : 2023/557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2019
NUMARASI : 2017/277 E. – 2019/126 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Dairemizce verilen 25/02/2021 tarih, 2019/1050 E., 2021/258 K. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05.12.2022 tarih, 2021/4677 E., 2022/8642 K. sayılı kararı ile bozulmuş olmakla, dosya okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin,1960 yılında ABD’de kurulduğunu, otomotiv endüstrisinde parça, bileşen ve sistemler ürettiğini, 05.04.2016 tarihinde 2016/30374 sayılı “…” ibareli, 12. sınıfta yer alan malları içerir müvekkili marka başvurusunun, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve 7/1-c maddeleri uyarınca reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa başvuruyu oluşturan “…” ibaresinin, ayırt edici nitelikte, çizimle görüntülenebilen ve 8 harften oluşan bir kelime markası olduğunu, birçok ülkede müvekkili adına tescilli bulunduğunu, “…” ibaresinin ilgili sektörde sadece müvekkili tarafından kullanıldığını, iptali istenen YİDK kararında belirtilen söz konusu ibarenin magnezyum alaşımının kısaltması olarak kullanıldığı hususunun ise doğru olmadığını, magnezyumun parlayıcı/kolay tutuşan, kırılgan ve pahalı olduğunu, bu nedenle taşıt fren/yakıt boruları (imalatı) için asla bir seçenek olamayacağını, fren ve yakıt borularının güçlü ve paslanmaz olması gerektiğini, magnezyum değil genellikle alüminyum veya paslanmaz çelik gibi ürünlerden yapıldığını, … ibaresinin Türkçe ve İngilizce karşılığının olmadığını, 8 harften oluşan tek bir kelime iken, markanın değerlendirmesi sırasında “…” ve “…” olarak iki ayrı sözcüğe bölündüğünü, bu şekilde değerlendirildiğinde dahi “…” kelimesinin Türkçe’de bir anlamının bulunmadığını, sonuç olarak dava konusu başvurunun 12. sınıfta tescili talep edilen malları tanımlayan bir kelime grubunun kısaltması olmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2016-M-11359 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı…vekili, dava konusu başvurunun, tescili istenen ürünler bakımından “…” (…) ifadesinin yaygın bir kısaltması olduğunu, söz konusu alaşımın otomotiv sektöründe pek çok firma tarafından kullanıldığını, başvurunun kapsamındaki mallar bakımından “…” ibaresinin ayırt edici nitelikten yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…” ibaresinin, başvuru kapsamında yer alan malların özelliğinin direkt olarak işaret etmediğinden soyut ayırt ediciliğe sahip olduğu, 556 sayılı KHK’nın 7/1-a anlamında marka olarak tescil edilemeyecek bir ibare olmadığı, …/… ibaresinin, yurtdışında “…” yani “…” ibaresinin kısaltması olarak özellikle başvurusu yapılan malların dahil olduğu otomotiv sektöründe tekerlekler başta olmak üzere genellikle krank kutusu, kam kapağı, kaporta gibi motorlu araç parçası üretiminde kullanılan bir ibare olduğu, ancak, Türkiye’de otomotiv sektöründe söz konusu ibarenin yaygın bir kullanımına ulaşılamadığı, ayrıca, söz konusu ibarenin İngilizce olduğu ve yine İngilizce bir terimin kısaltması olduğu hususu göz önüne alındığında, söz konusu ibarenin Türkçe anlamının tüketici kitlesinin büyük bir bölümü tarafından bilinmesinin beklenemeyeceği, “…” ve “…” ibarelerinin yaygın olarak bilinen ibareler olmadığı, “…” ibaresinin Türkçe karşılığının toplumun ve özellikle otomotiv sektöründeki tüketici kitlesinin büyük kesimi tarafından bilinmesinin mümkün bulunmadığı, dava konusu “…” ibaresinin, başvuru kapsamında yer alan “Araçlar için fren hatları/boruları; araçlar için yakıt hatları/boruları.” malların doğrudan adı olmadığı, kalitesinden, miktarından veya amacından bahsetmediği, malların üretildiği zamanı göstermediği veya bu malların cinsini, çeşidini herhangi bir karakteristik özelliğini ortalama tüketici algısı bakımından direkt olarak belirtmediği, “…” ibaresinin başvurusu yapılan mallar bakımından 556 Sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi kapsamında marka olabileceği, başkaca bir mutlak tescil engelinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2016-M-11359 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı…vekili, başvuru konusu “…” ibaresinin, tescili istenen ürünler bakımından “… ifadesinin yaygın bir kısaltması olduğunu, söz konusu alaşımın otomotiv sektöründe pek çok firma tarafından kullanıldığını, dolayısıyla başvuru konusu ibarenin, başvuru kapsamında yer alan mallar yönünden ayırt edicilikten yoksun olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve c maddeleri kapsamında başvurunun tescilinin mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 25/02/2021 tarih, 2019/1050 Esas, 2021/258 Karar sayılı kararıyla, başvuru konusu ibarenin 556 sayılı KHK’nın 7/1-a maddesi kapsamında marka olarak tesciline bir engel bulunmadığı, başvuruyu oluşturan “…” ibaresinin, İngilizce kökenli bir kısaltma olduğu ve özellikle yurt dışında magnezyum alaşımının kısaltması olarak kullanıldığı, otomotiv terimlerinin yer aldığı İngilizce web sitesinde, bu ibarenin “…, birçok bileşen için, özellikle tekerlekler için, kullanılan güçlü bir hafif metal” olarak tanımlandığı, magnezyum alaşımının otomotiv sektöründe tekerlekler başta olmak üzere genellikle krank kutusu, kam kapağı, kaporta gibi motorlu araç parçası üretiminde kullanılan bir bileşen olduğunun açıklandığı, bu durumda, başvuruyu oluşturan “…” ibaresinin, otomotiv sektöründe ve motorlu araç parçası üretiminde kullanılan magnezyum alaşımının kısaltması olarak yaygın biçimde kullanılan bir ibare olduğundan, başvuru kapsamında yer alan mallar yönünden tanımlayıcı nitelikteki bu ibarenin, 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi karşısında tescilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 05.12.2022 TARİH VE 2021/4677 ESAS, 2022/8642 KARAR SAYILI KARARININ ÖZETİ: Dairemiz kararının davacı vekilince temyizi üzerine, anılan Yargıtay ilamı ile özetle, davaya konu marka başvurusunun “…” ibaresinden oluştuğu, dosya içerindeki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere bu kelimenin İngilizce veya Türkçe bilinen bir anlamının olmadığı, tescili talep edilen 12. sınıf ürünler yönünden cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, kaynak belirtmediği veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı göstermediği veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içermediği, 12. sınıf ürünlerin Türkiye’deki potansiyel kullanıcılarının davaya konu markayı tanımlayıcı ibare olarak algılamayacağı, bu durumda “…” ibaresinin tescili istenen mal sınıfları yönünden somut ve soyut ayırt ediciliğinin bulunduğu ve ilk derece mahkemesince verilen davanın kabulü kararının isabetli olduğu, yazılı şekilde “…” ibaresinin “…” ibaresinin İngilizce kısaltması olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının isabetli olmadığı gerekçesiyle Dairemiz kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve 7/1-c maddeleri uyarınca marka başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında da açıklandığı üzere, bir ibarenin tescil kapsamındaki mal veya hizmet sınıfları yönünden tanımlayıcı olduğunun kabulü için ibarenin kullanılacağı mal veya hizmetin potansiyel alıcı veya kullanıcılarının azımsanmayacak sayıda kısmının bu ibareyi tanımlayıcı olarak algılaması gerekir. Somut olayda ise davaya konu başvuruyu oluşturan “…” ibaresinin İngilizce veya Türkçe’de bilinen bir anlamı bulunmamaktadır. Öte yandan bu ibare, başvuru kapsamında yer alan 12. sınıf mallar yönünden cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, kaynak belirtmediği gibi malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı göstermemekte veya malların diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içermemektedir. 12. sınıfta yer alan malların Türkiye’deki potansiyel kullanıcılarının davaya konu markayı tanımlayıcı ibare olarak algılamaları da söz konusu olmayacağından “…” ibaresi, tescili istenen mallar yönünden somut ve soyut ayırt ediciliği haizdir. Bu itibarla, başvurunun reddine ilişkin YİDK kararı yerinde olmayıp, anılan kararın iptaline ilişkin dava yerinde bulunduğundan, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile…YİDK’nın 2016-M-11359 sayılı kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 223,00-TL tebligat ve posta masrafı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, istinaf aşamasında yapılan 65,50-TL tebligat ve posta gideri ve 292,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 2.080,60-TL yargılama giderine 31,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 2.143,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
7-Harçlar Kanunu uyarınca davalıdan alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile kalan 120‬,60-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
8-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamı gereğince yapılan istinaf duruşması nedeniyle taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, davalı … vekilinin yüzlerine karşı, yapılan açık yargılama sonucunda 19/04/2023 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/04/2023

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip