Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/237
KARAR NO : 2023/298
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2021
NUMARASI : 2021/231 E. – 2021/444 K.
DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/12/2021 tarih ve 2021/231 E. – 2021/444 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin … sayılı tanınmış “…” markasının sahibi olduğunu, çok sayıda “…” esas unsurlu markasının bulunduğunu, davalının müvekkilinin markaları ile çok benzer şekilde … sayılı “…” markasını 19. sınıfta tescil başvurusuna konu ettiğini, dava konusu markanın, müvekkiline ait “…” unsurlu markaların devamına, “…” ve “…” ibarelerinin eklenmesi ile oluşturulduğunu, “…” kelimesinin “…”, “…” ibaresinin ise “…” anlamlarına geldiğini, söz konusu sözcüklerin bu anlamları nedeniyle “…” markasını daha çok ön plana çıkardığını ve iltibası ortadan kaldırmadığını, müvekkilinin 19. sınıfta yer alan tescili olmasa da 19. sınıf emtialar ile ilişkilendirme ihtimali bulunan emtialarda tescilinin bulunduğunu, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazlarının 2016-M-579 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, davalı …YİDK kararının iptalini ve tescili halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davacı yanın 19. sınıf emtialarda tescilinin bulunmadığını, markaların yalnızca emtialar yönünden değil, şekil unsurları açısından da benzer olmadığını, tanınmış marka bile olsa o marka ile benzerlik içeren markaların tescilinin her durumda yasaklanmasının gerekeceği şeklinde bir yorumlamada bulunulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu marka kapsamında yer alan “beton, alçı, toprak, kil, doğal ve yapay taş, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler” ile davacı yanın işlem dosyasına da mesnet … sayılı “… …,” …sayılı “…” gibi markaları kapsamındaki “Ahşap veya sentetik malzemeden mamul panolar…Tekstilden olmayan dekoratif duvar panoları” emtialarının benzer olduğu, zira inşaat malzemelerinde yeni yeni kullanılmaya başlanılan nanoteknoloji sayesinde üretilen sentetik malzemelerin plastikten başlayıp, kağıt dahil kumaşa kadar uzanabildiği, bu durumda oluşan geniş yelpazeden kaynaklı bir benzerliğin bulunduğu, yine “yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil)” emtiaları ile de davacı yanın hükümsüzlük iddialarına dayanak markalarından … sayılı markasındaki “pencere ve kapı armatürleri, açma kapama tertibatları, kilitler” mallarının birbirlerini tamamlayıcı mahiyette emtialar olmaları nedeniyle benzer olduğu, dava konusu markadaki “İnşaatlar için cam ürünleri” ile de davacı yanın …, … sayılı işlem dosyasına mesnet gösterdiği “…” esas unsurlu markaları kapsamındaki “aynalar” emtialarının da benzer/ikame mallar oldukları, davalı başvurusu kapsamındaki “beton alçı toprak kil doğal ve yapay taş ahşap plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları inşaatlar için cam ürünleri yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil) beton taş veya mermerden yapılmış anıtlar heykeller akvaryum kumları” ile davacının redde mesnet markaları arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, davalı markasının üst bölümünde bir logonun yer aldığı, bu logonun bütün halinde incelendiğinde, hem bir … figürünü andırmakta hem de birbirine karşılıklı duran ve fakat kafaları zıt yönlere bakan vahşi iki hayvanı da çağrıştırmakta olduğu, markanın alt kısmında “…” ibaresine ve bu ibarenin daha da altında ise tüketici tarafından okunması mümkün olmayan başka bir sözcüğe yer verildiği, “…” ve “…” söcüklerinin birbirleri ile farklı renk tonlarında yazılmış olduğu gibi, ayrıca “…”, “…” ve “…” ibarelerinin her birinin ilk harfi büyük yazıldığından, sözcüklerin birbirleri ile bitişik yazıldığı halde, her bir sözcüğün tüketici tarafından ayrı ayrı seçilebileceği, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin dilimizde “Tahıl denklerini, çuvallarını damgalamak için çeşitli biçimlerde oyularak yapılmış ağaç araç.” ve “…” anlamlarını taşıdığı, “…” sözcüğünün İngilizce kökenli bir ibare olup “…” anlamına geldiği, dilimizde ticaret hayatında yaygın kullanımı bulunan bir ibare olması nedeniyle ayırt ediciliğinin zayıf olduğu, “…” ibaresinin ise yine İngilizce kökenli bir ibare olmakla birlikte markada ayırt edici esaslı unsurun, marka ibaresinin başlangıcında yer alan “…” ibaresi olduğu, davalı başvurusunda başlangıç kısmındaki “…” ibaresinin, davacının kimi markalarında aynen, kimi markalarında “…” yazım şekli ile yer aldığı, bu durumun ayırt ediciliği bulunan esaslı unsurlardan kaynaklı bir benzerliğe neden olduğu, farklı olduğu tespit edilen “İnşaat, yol yapımı, tamirat, kaplama amaçlarıyla kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, alçı gibi malzemeler. İnşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler, metalden olmayan binalar/yapılar, taşınabilir bu malzemelerden yapılar, direkler, bariyerler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Isı ile yapıştırılabilen sentetik kaplamalar; çatılar için ziftli kartonlar; ziftli kaplamalar. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları.” yönünden iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davacının “…” markasının özellikle ev tekstili ürünlerinde tanınmış marka olduğu hususunda bir çekişmenin bulunmadığı, ancak farklı olduğu veya 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi kapsamında iltibas tehlikesi bulunmayan hizmetler ile davacı markasının tanınmışlık sağladığı ev tekstili ürünlerinin tamamen farklı sektörlere ait bulunduğu, hitap ettiği tüketici profilinin de hiç benzemediği, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında bir tescil engelinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile YİDK’nın 20/01/2016 tarih 2016-M-579 sayılı kararının “beton alçı toprak kil doğal ve yapay taş ahşap plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları inşaatlar için cam ürünleri yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil) beton taş veya mermerden yapılmış anıtlar heykeller” yönünden iptaline, davalı adına tescilli … sayılı “… … … +ŞEKİL” ibareli markanın 19. sınıfta yer alan “beton alçı toprak kil doğal ve yapay taş ahşap plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı, malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları inşaatlar için cam ürünleri yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil) beton taş veya mermerden yapılmış anıtlar heykeller akvaryum kumları” yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu markanın emtia listesinde yer alan “İnşaat, yol yapımı, tamirat, kaplama amaçları ie kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt, kum, çimento, alçı gibi malzemeler, Beton, alçı, toprak, kil, doğal ve yapay taş, ahşap plastik veya sentetik malzemeden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler…” emtiası ile müvekkiline ait … numaralı markanın emtia listesinde yer alan “Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar” ile benzer olduğunu, bilirkişiler tarafından bu konudaki itirazları hakkında, bu iki gruba ait ürünlerin farklı satış kanalları ile tüketiciye ulaştığı, karşıladıkları ihtiyaçların, birbirlerini tamamlama özelliklerinin, son kullanıcı ve tüketici profillerinin farklı olduğu, emtiaların aynı yerlerde satılıyor olmalarının tek başına benzerlik için yeterli olmadığı belirtilip, bu konuda rulman, somon üretimi yapan bir markanın, aynı zamanda araba üretimi veya araba tamiri yaptığının kabul edilemeyeceği gibi bir örneğin vermiş iseler de, bu görüşlerin ek rapora itiraz dilekçeleri ekinde sundukları internet siteleri içerikleri incelenmeden verildiğine şüphe bulunmadığını, zira Google arama motorunda “yapı malzemeleri” veya “inşaat malzemeleri” başlıklı arama yapıldığında, bu malzemelerin üretici ve satıcılarında, bilirkişiler tarafından benzer bulunmayan badana ve boya işleri için fırçalar ve boyalar emtiaları ile inşaat, yol yapımı, tamirat amaçları ile kullanılan malzemelerin aynı satış kanalı ile aynı tüketicilere ulaştırıldığının açık ve net olarak görüldüğünü, bir boya veya fırçasının, inşaat duvarlarının boyanması, yol çizgilerinin çekilmesi, boyası kalkmış yerlerin tamiri için kullanılan malzemelerden biri olup, bu ürünlerin kum, alçı gibi inşaat ya da yapı malzemeleri satan dükkanlarda yan yana satılmasından, aynı tüketiciye hitap etmesinden daha doğal bir sonuç olamayacağını, müvekkili şirkete ait ‘’…’’ esas unsurlu markaların tanınmış marka olduğuna göre, dava konusu edilen “…+ ŞEKİL’’ unsurlarından oluşan marka başvurusunun, müvekkili şirkete ait tanınmış markaların itibarına zarar vereceğini, ayırt edici karakterini zedeleyeceğini veya markalardan haksız bir yarar sağlayabileceğini ve benzer bulunmayan diğer emtialar bakımından da başvurunun tesciline karar verilmesinin, marka hukukunun genel ilkelerine aykırı olacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporlarının denetime elverişli olmadığını ve değerlendirme ve tespit hataları ile malul bulunduğunu, ilk bilirkişi heyet raporunun 7. sayfasının 3. paragrafında da haklı olarak belirtildiği üzere, davacının 19. sınıf emtialarda dava konusu markadan önceki tarihli bir başvurusunun bulunmadığını, sırf bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacı yanın “…” markasının tanınmışlığının esas olarak “Ev tekstil ürünleri” yönünden bulunduğunu, müvekkili şirketin inşaat işi, dış ve iç cephe imalatı ile uğraştığını, bu nedenle davacının … ve … sayılı markaları açısından, emtialar arasında benzerlik olduğu yönündeki tespite katılmanın mümkün olmadığını, büst ve biblo emtiasıya müvekkilinin markasının tescilli olduğu emtialar arasında hiçbir bağlantının bulunmadığını, aynı durumun … sayılı marka açısından da geçerli olduğunu, müvekkilinin müşterilerinin müteahhitlik firmaları olup, basit bir boya rulosu almak için nalbura giden kişiler olmadığını, “…” ifadesinin müvekkilinin markasında geçmediğini, “…” ifadesinin ise müvekkilinin mermer granit ithal ettiği Hindistan ve İran ülkelerinde “…” olarak ifade edildiğini, dava konusu markada güçlü ayırt edici niteliği bulunan, özgün nitelikte bir şekil unsurunun bulunduğunu, markaların görsel, işitsel, kavramsal ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim açılarından benzer markalar olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalı şirketin marka tescil başvurusunda yer alan “…”, “…” ve “…” söcüklerinin birbirleri ile farklı renk tonlarında yazıldığı gibi, ayrıca her birinin ilk harfi büyük yazıldığından, her bir sözcüğün tüketici tarafından ayrı ayrı algılanacağı, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin dilimizde “Tahıl denklerini, çuvallarını damgalamak için çeşitli biçimlerde oyularak yapılmış ağaç araç.” ve “…” anlamlarını taşıdığı, “…” sözcüğünün İngilizce “…” anlamına geldiği, dilimizde ticaret hayatında yaygın kullanıldığı ve ayırt ediciliğinin zayıf olduğu, “…” ibaresinin ise yine İngilizce “…” anlamına geldiği, dolayısıyla başvuru markasında ayırt edici esaslı unsurun, markanın başlangıcında yer alan “…” ibaresi olduğu, bu ibarenin davacının kimi markalarında aynen “…” şeklinde, kimi markalarında ise “…” yazım şekli ile yer aldığı, bu durumun tarafların markalarında kullanılan asıl unsurlar arasında iltibas tehlikesine neden olduğu, tarafların markalarının kapsamlarında yer alan emtialar yönünden ise mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında inşaat mühendisi bilirkişinin de bulunduğu heyet raporunda, başvuru kapsamındaki 19. sınıf mallardan hangilerinin davacının itiraz aşamasında, hangilerinin hükümsüzlük davası aşamasında dayandığı markalarının kapsamındaki mallarla aynı veya benzer olduğunun, gerekçeleri de açıklanmak suretiyle belirtildiği, her ne kadar mahkemece 26.03.2018 tarihli ek bilirkişi raporuna, YİDK kararının iptali istemine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gereken emtialar yönünden, “yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil)” malları konusunda, 21.06.2017 tarihli ek bilirkişi raporuna da YİDK kararının iptali istemine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gereken emtialar yönünden, “beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller” malları konusunda itibar edilmemiş ve anılan mallar yönünden de YİDK kararının iptaline karar verilmiş ise de, anılan bilirkişi raporlarında bu malların, davacı markaları ile benzer bulunmasına neden olan davacının … numaralı markasına itiraz aşamasında da dayanıldığı, dolayısıyla mahkemece bilirkişi raporlarında yapılan bu maddi hatanın düzeltilerek, YİDK kararının iptali davasının hem “yapı elemanları (ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler dahil)” hem de “beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller” malları yönünden kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, yine her ne kadar davacı vekilince, davalı şirket başvurusunda yer alan “İnşaat, yol yapımı, tamirat, kaplama amaçları ie kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt, kum, çimento, alçı gibi malzemeler, Beton, alçı, toprak, kil, doğal ve yapay taş, ahşap plastik veya sentetik malzemeden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler…” emtiası ile müvekkiline ait … numaralı markanın emtia listesinde yer alan “Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar” mallarının benzer olduğu ileri sürülmüşse de, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda, bu itiraza neden itibar edilmediğinin, gerekçeleri de belirtilmek suretiyle açıklandığı, buna göre davacının itirazında bildirdiği malların inşaat ve yapı malzemelerine veya doğrudan yapıların kendisine ilişkin olduğunun, davalının başvurusundaki malların ise farklı satış kanalları ile tüketiciye ulaştığının, karşıladıkları ihtiyaçların, birbirlerini tamamlama özelliklerinin, son kullanıcı ve tüketici profillerinin farklı olduğunun, malların benzer sektörde kullanılıyor olmalarının tek başına benzerlik için yeterli olmadığının bildirildiği, bilirkişi raporunda belirtilen tüm bu gerekçelere Dairemizce de aynen iştirak edildiği, sonuçta mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı, davalı şirket ve davalı … ayrı ayrı alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, anılan taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin anılan taraflardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı, davalı şirket ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerine bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2023
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…