Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/2268 E. 2023/1736 K. 22.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/2268 – 2023/1736
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/2268
KARAR NO : 2023/1736
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2023
NUMARASI : 2023/611 E. – 2023/477 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden
Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/09/2023 tarih ve 2023/611 E. – 2023/477 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, ticaret unvanının asıl ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğunu, ayırca müvekkilinin “…” ibaresini taşıyan birçok tanınmış markasının bulunduğunu, davalının ise sınai hak danışmanlık şirketi olduğunu ve müvekkili şirketin marka vekilliğini yaptığı dönemde, vekillik ilişkisine aykırı olacak şekilde, müvekkili şirketin markası ile benzeyen “… …” ibareli marka için başvuruda bulunduğunun ve anılan markayı tescil ettirdiğinin tespit edildiğini, davalının bu konuda müvekkiline bilgi de vermediğini, davalının bu fiili nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, davalının vekillik ilişkisine muhalefet ettiğinin tespiti ile şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, dava dilekçesinde davalının tescil ettirdiği “… …” unvanının, müvekkili adına tescilli “…” unvanı ile iltibas oluşturabileceğinin belirtilerek, maddi tazminata hükmedilmesinin istendiği, dosya kapsamından davacı şirket adına tescil edilmiş “…” markasının bulunduğunun görüldüğü, bu durumda uyuşmazlığın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği gerekçesiyle HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olmaması nedeni ile davanın HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın davalının müvekkili şirketin marka vekili olarak görev yürüttüğü dönemde, müvekkili markaları ile iltibas oluşturacak düzeyde bir markayı, üçüncü bir kişi adına tescil ettirmesi nedeniyle açıldığını, dolayısıyla davanın marka hakkına tecavüz kaynaklı değil, vekillik ilişkisi nedeniyle açıldığını, ilk derece mahkemesinin ise davalının, müvekkiline ait markalar ile iltibas oluşturacak derecede marka başvurusunu yaptığını gerekçe göstererek görevsizlik kararı verdiğini, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak talepleri doğrultusunda kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davaya konu talebin haksız rekabetten ve markalar arası iltibas iddiasından değil, vekalet akdinden kaynaklandığını, müvekkili şirketin fikri mülkiyet alanında danışmanlık sunan ve kendisine verilen vekaletnameler aracılığıyla müvekkillerinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde marka tescillerini gerçekleştiren bir danışmanlık şirketi olduğunu, huzurdaki davada da davacının, müvekkili şirketin kendisi ile vekalet akdi devam ederken, bir başka müvekkili adına benzer bir marka tescili yaptığı ve bu markanın kendisine vekalet ilişkisi uyarınca bildirmediği iddiasına dayandığını ve bu nedenle vekalet akdinin ihlalinden kaynaklı olarak tazminat talep ettiğini, bu durumda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, haksız rekabete konu bir davranışın söz konusu olabilmesi için bu davranış veya ticari uygulamanın “rakipler arasında” veya “tedarik edenlerle müşteriler arasında” olmasının gerektiğini, davacı ile davalı müvekkili şirketin rakip olmadığı gibi aralarında tedarikçi – müşteri ilişkisinin de bulunmadığını, müvekkili şirketin sadece bir vekil olup, tescil edilen markalar üzerinde herhangi bir mülkiyet, hak veya menfaat sahibi olmadığını, kendisine ait olmayan, üzerinde herhangi bir hak veya menfaati bulunmayan bir markanın kullanımından kaynaklı olarak, müvekkiline haksız rekabet isnadında bulunulamayacağını, Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi uyarınca vekalet sözleşmelerinden kaynaklı alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak talepleri doğrultusunda kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka vekilinin vekalet görevinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 156. maddesinde bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkemenin ihtisas mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Yine aynı Yasa’nın 160. maddesinde ise Türk Patent ve Marka Kurumunda marka işlemleri hususunda işlem yapabilecek kişilere dair düzenlemeler yapılmıştır. Öte yandan 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinde, patent ve marka vekillerinin bu kanun ve diğer sınai haklarla ilgili konularda, ilgili kişileri Enstitü nezdinde temsil edeceği, danışmanlık yapacağı ve sınai hakların korunması için Enstitü nezdinde gerekli girişimlerde bulunup işlemleri yürütecekleri, vekillerin, Enstitü nezdinde ilgili kişilerin haklarının tesisi, korunması ve bunlarla ilgili olarak idare ile her türlü ilişkilerin temini, tesisi ve yürütülmesi ile yükümlü oldukları, vekiller hakkında Borçlar Kanunu’nun vekalet ile ilgili hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta da davacı vekilince, davalının müvekkili şirketin marka vekilliğini yaptığı dönemde, vekillik ilişkisine aykırı olacak şekilde, müvekkili şirketin markası ile benzeyen “… …” ibareli marka için başvuruda bulunduğunun ve anılan markayı tescil ettirdiğinin tespit edildiği, davalının bu konuda müvekkiline bilgi de vermediği, davalının bu fiili nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığı ileri sürülerek, tazminat isteminde bulunulduğuna göre, davalı marka vekilinin davacı ile aralarındaki sözleşmeden dolayı sorumluluğunun doğup doğmadığının tespiti, anılan kanunlar ve bu kanunlar uyarınca çıkarılan yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını gerektireceğinden, somut uyuşmazlığın ihtisas mahkemesi olan fikri ve sınai haklar davalarına bakmakla görevli mahkemede görülmesi gerekir. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 11. HD.’nin 16.04.2007 tarih ve 2006/2409 E.- 2007/5802 K., 06.05.2014 tarih ve 2014/2100 E.-2014/8582 K.).
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir ve taraflar ileri sürmese de yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bu itibarla somut uyuşmazlıkta da mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinde, Dairemizce de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85’er TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, taraflarca istinaf başvurusunda yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalı şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerine bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/12/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.