Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/2182 E. 2023/1589 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/2182 – 2023/1589
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/2182
KARAR NO : 2023/1589
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2021
NUMARASI : 2021/344 E. – 2021/547 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/07/2021 tarih ve 2021/344 E. – 2021/547 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili ile Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü-Milli Eğitim Bakanlığı arasında düzenlenen “Yenimahalle İlçesine Bağlı Okul ve Kurumlara 2017-2018 Eğitim ve Öğretim Yılında Özel Eğitim Öğrencilerinin 180 İş Günü Taşınması İşi” sözleşmesi kapsamında, 14 araç ve araç içinde rehber personel ile ilave iş yapıldığını, Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Kaymakamlık Makamına yazılan yazıda, yeniden hesaplanan 264.062,00 TL ödeneğin Bakanlık Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğünden istenmesinin müdürlükçe uygun görüleceğinin bildirildiğini, Kaymakamlık makamı tarafından da olur verildiğini ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Ankara Valiliğine yazı ile iş artış bedelinin Bakanlığın ilgili birimlerinden ödenmesinin talep edilmesinin istendiğini, ancak ödemenin yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00TL’nin davalıya başvuru tarihi olan 03/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 15.10.2020 tarihli dilekçe ile talep sonucunu 246.062,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, görev, yetki, husumet, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, Yenimahalle İlçe Mili Eğitim Müdürlüğü ile davacı arasında yapılan öğrenci taşıma sözleşmesi kapsamında, Yenimahalle İlçe Mili Eğitim Müdürlüğü’nce iş artışına gidilemesine karar verildiğini, Valilik Makamının oluru gereği Maarif müfettişleri tarafından başlatılan inceleme ve soruşturma sonucunda, iş artış kararının iptal edilmesinin ve bu nedenle yükleniciye ödeme yapılmamasının uygun olacağının bildirildiğini, ayırca konu ile ilgili düzenlenen müfettiş raporunda iş artışının gerçekleşmediğinin belirtildiğini, açıklanan nedenlerle davacıya ödeme yapılmamasının yerinde olduğunu, başvuru tarihinden itibaren avans faizi isteminin yerinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davalarında, arabuluculuk yolunun dava şartı olarak belirlendiği, somut uyuşmazlıkta da davanın 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı ve ticari bir dava olarak zorunlu arabuluculuğa tabi olup, arabulucuya başvurulması ve süreç tamamlandıktan sonra dava açılması hususunun ve buna uyulmamasının HMK’nin 114/2. maddesinde belirtilen “diğer dava şartlarına aykırılık” olarak davanın usulden reddi sebebi olduğu (Aynı yönde karar için Bkz.Yargıtay 11. H.D 10.02.2020 tarih, 2019/3048 Esas ve 2020/1093 Karar), somut olayda ise davanın görevsiz asliye hukuk mahkemesinde 11/02/2019 tarihinde açıldığı, Ankara BAM 20. HD’nin 19/03/2021 tarihli kaldırma kararı sonrasında 06/01/2021 tarihinde mahkemeye tevzi edildiği, 03/06/2021 tarihli tensip tutanağı ile dava açılmadan evvel arabuluculuğa müracaat edilerek anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunması için davacı vekiline bir haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin 18/06/2021 tarihli dilekçesi ekinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin 18/06/2021 tarihli arabuluculuk son tutanağını sunduğu, görevsiz mahkemede dava açılmış olsa bile, dava tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu göz önüne alındığında, davanın açıldığı tarihte arabulucuk dava şartının yerine getirilmediği, 7155 sayılı Kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı da olmadığı gerekçesiyle davanın HMK’nın 114/2 maddesi yollaması ile TTK’nın 5/A maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kural olarak her ne kadar dava açılmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunluluğu bulunsa da, istisnai bir durum olarak görevsizlik kararı üzerine dosyanın görevli Ticaret Mahkemesinde “davanın esasına girilmeden önce” arabuluculuk işleminin tamamlanarak anlaşamama son tutanağının sunulabildiğini, müvekkilince de bu doğrultuda, davanın esasına girilmeden önce 07.06.2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulup, 18.06.2021 tarihli anlaşmaya varılamadığına dair arabuluculuk son tutanağınının 18.06.2021 tarihinde yerel mahkeme dosyasına sunulduğunu, bu hususta mağduriyetlerin önüne geçilebilmesi için, Yargıtay Hukuk Dairelerince verilmiş birçok örnek içtihatların bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davanın 11.02.2019 tarihinde Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açıldığı, anılan mahkemece 18.11.2020 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, Dairemizin 19.03.2021 tarihli kararı ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu nedenle ticari iş ve ticari dava olduğu gerekçesiyle asliye ticaret mahkemesinin görevli bulunduğuna karar verildiği, dolayısıyla somut uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi bulunduğu, işbu Dairemiz kararının davacı vekiline 08.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, Ankara Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosunca düzenlenen 01.06.2021 tarihli tevzi formu ile dosyanın eldeki kararı veren Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği, davacı tarafça tüm bu işlemlerden sonra 07.06.2021 tarihinde arabuluculuk başvurusunun yapıldığı ve 18.06.2021 tarihinde düzenlenen arabuluculuk son tutanak aslının aynı tarihte mahkemeye sunulduğu, her ne kadar mahkemece 03.06.2021 tarihli tensip tutanağı ile davacı vekiline 6325 SK’nın 18/A maddesi uyarınca arabuluculuk son tutanağının aslını veya onaylı örneğini sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, bu tensip tutanağı davacı vekiline 15.06.2021 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacı vekilince de yukarıda da açıklandığı üzere 18.06.2021 tarihinde düzenlenen arabuluculuk son tutanak aslının aynı tarihte mahkemeye sunulmuş ise de, davacı vekilince sunulan arabuluculuk son tutanağının, 6325 SK’nın 18/A maddesinde belirtilen şartı sağlamadığı, diğer bir deyişle davacı tarafça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması karşısında, mahkemece herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiği, davacı vekilince dosyaya sunulan örnek Yargıtay kararlarında, görevsizlik kararı veren mahkeme aşamasında ve dosyanın görevli mahkemede esas kaydı yapılmadan önce arabuluculuğa başvuru şartının sağlandığı ve arabuluculuk son tutanağının sunulduğu, somut uyuşmazlıkta ise dosyanın eldeki kararı veren Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmesinden sonra arabuluculuğa başvurulduğu sabit olduğundan, 6325 SK’nın 18/A maddesinin açık hükmü karşısında, mahkemece davanın HMK’nın 114/2 maddesi yollaması ile TTK’nın 5/A maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, Yargıtayın somut uyuşmazlıktaki gibi dosyanın görevli mahkemede esas kaydı yapılmadan önce arabuluculuğa başvuru şartının sağlanmadığı durumlardaki uygulamasının da bu yönde olduğu (Yargıtay 11. HD’nin 05.07.2023 tarih ve 2021/8511 E.- 2023/4136 K., 14.09.2023 tarih ve 2022/1249 E.- 2023/4992 K., 19.09.2023 tarih ve 2022/1529 E.- 2023/5106 K., 17.10.2023 tarih ve 2022/2421 E.- 2023/5898 K., 15/09/2022 tarih ve 2021/1480 E.- 2022/5897 K., 21/11/2022 tarih ve 2021/4438 E.- 2022/8135 K.) anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/12/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.