Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/2153 – 2023/1603
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/2153
KARAR NO : 2023/1603
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2023
NUMARASI : 2023/67 E.
İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
Taraflar arasında görülen Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/10/2023 tarih ve 2023/67 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İhtiyati tedbir isteyen vekili, karşı taraf Şirketin marka başvurusuna yaptığı itirazın reddine dair YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemli davada, dava konusu markanın dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu markanın mahkemenin bilgisi haricinde başkasına devredilmesi halinde taraf değişikliği nedeniyle yargılamanın gereksiz uzayacağı gerekçesiyle dava konusu markanın dava sonuçlanıncaya kadar 3. kişilere devrinin önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir karar verilmiştir.
Karşı taraf Şirket vekili, müvekkilinin BDDK’nın ilgili mevzuat kapsamında aldığı kararla tasfiyesine karar verildiğini ve TMSF tarafından müvekkili Şirkete tasfiye komisyonu atandığını, 6361 sayılı Kanun’unun 50/A maddesi atfıyla 5411 sayılı Kanun’un 106 ve 134. maddeleri uyarınca müvekkili Şirket varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağını, ihtiyati tedbir kararının tasfiye sürecini sekteye uğrattığını, müvekkili Şirket tasfiye süresinde olduğundan dava konusu markanın 3. Kişilere devrinin söz konu olmadığını, kamusal zarara yol açtığını, ayrıca ihtiyati tedbir isteyenin markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibasa neden olacak bir benzerlik bulunmadığını, yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığını, müvekkili şirket tasfiye sürecinde olduğundan, tedbir isteyenin hakkının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaştırılması ve gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi zararın doğmasından bahsedilemeyeceğini ileri sürerek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, yargılamada hedef süre getirildiği, dava konusu markanın yargılama aşamasında mahkemenin bilgisi haricinde 3. kişilere devir edilmesi halinde yargılamanın gereksiz uzayacağı, dava konusu markanın karşı taraf Şirket tarafından kullanımının da engellenmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karşı taraf Şirket vekili, müvekkilinin BDDK’nın ilgili mevzuat kapsamında aldığı kararla tasfiyesine karar verildiğini ve TMSF tarafından müvekkili Şirkete tasfiye komisyonu atandığını, 6361 sayılı Kanunun’nun 50/A maddesi atfıyla 5411 sayılı Kanun’un 106 ve 134. maddeleri uyarınca müvekkili Şirket varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağını, ihtiyati tedbir kararının tasfiye sürecini sekteye uğrattığını, müvekkili Şirket tasfiye süresinde olduğundan dava konusu markanın 3. kişilere devrinin söz konu olmadığını, ihtiyati tedbirin kamusal zarara yol açtığını, ayrıca ihtiyati tedbir isteyenin markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibasa neden olacak bir benzerlik bulunmadığını, yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığını, müvekkili şirket tasfiye sürecinde olduğundan, tedbir isteyenin hakkının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaştırılması ve gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi zararın doğmasından bahsedilemeyeceğini, ihtiyati tedbire itiraz dilekçelerindeki iddialarının dikkate alınmadığını, bu durumun hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini ileri sürerek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbire itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun yargılama sürecinde el değiştirmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, dolayısıyla mahkemece davalının marka tescil başvurusunun, yargılama boyunca üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair tesis edilen hükümde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf Şirket vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf Şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf Şirket 6361 sayılı Kanun’un 50/A maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf Şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 08/12/2023 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2024
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.