Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1981 E. 2023/1428 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2023
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/05/2023 Tarih ve 2023/25 Esas – 2023/371 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, … Müdürlüğünce 24.12.2018 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan 2019 yılı kargo
hizmeti alımı ihalesi neticesinde, davalı ile 10.01.2019
tarihinde 108.550,00 TL bedelli ihale sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında Halk
… depolarından … Hastanesine 23.07.2019 tarihinde gönderilen … kolisinin, kargo aracının kaza yapması sebebiyle zayii olduğunu ileri sürerek, meydana gelen 51.969,64 TL
zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar
verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, görev, zaman aşımı ve esas yönünden davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi uyarınca, “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmanın zorunlu hale geldiği, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmanın dava şartı haline getirilmiş bulunduğu, somut olayda da davanın asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine mahkemelerine gönderildiği, görevsizlik kararı ile dosyanın mahkemeye kaydı arasında geçen sürede arabuluculuk başvurusunun yapılmadığı, eldeki davanın 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01/01/2019 tarihinden sonra açıldığı, dava dilekçesi kapsamı ile davacı vekilinin tarihsiz dilekçesindeki beyanlarından, davacı tarafça dava tarihinden önce usulünce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadan dava açıldığı sabit olduğundan, davanın HMK 114/2 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın dava şartı arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kamu ihale mevzuatı gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden, görevli mahkemeye dava açılmasına kadar geçen zamanda herhangi bir müracaatta bulunulmadığını, ancak mahkemece 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca müvekkiline arabuluculuğa başvurulabilmesi için kesin süre verilmeksizin, doğrudan davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı bulunduğunu, ayrıca 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca genel bütçeye dahil idarelerden olan müvekkili aleyhine 179,90 TL harcın tahsiline hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın yeniden görülmesi için mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olup, somut uyuşmazlıkta da davacının talebinin, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan bir miktar para alacağının ödenmesi veya tazminat istemine ilişkin bulunduğu, 6102 sayılı TTK m.4/1-a bendi gereği taşıma sözleşmesinden kaynaklı davaların mutlak ticari dava olduğu, dolayısıyla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca davacının, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda bulunduğu, somut uyuşmazlıkta ise davacının dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı gibi 25.05.2023 tarihli son oturumda, davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olmadığını savunduğu, bu durumda davacıya 6325 SK’nın 18/A maddesi uyarınca kesin süre verilmesine de gerek bulunmadığı, Yargıtayın emsal uygulamasının da bu yönde olduğu (Yargıtay 11. HD.’nin 07.11.2022 tarih ve 2021/4036 E.- 2022/7834 K.), bu durum karşısında mahkemece davanın arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Ancak 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi gereğince, Genel Bütçeye dahil idarelerden olan davacı Bakanlık, yargı harçlarından muaf bulunduğundan mahkemece, bu hususun gözden kaçırılarak davacı Bakanlık aleyhine harca hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmelidir. Diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilen yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmemiş, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, mahkemece yapılan ve yukarıda açıklanan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesince davacı aleyhine harca hükmedilmesi yönünden kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer istinaf itirazlarının ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 25/05/2023 gün ve 2023/25 Esas – 2023/371 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın dava şartı arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi sebebiyle USULDEN REDDİNE,
4-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan ve herhangi bir harç yatırmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve usulü kazanılmış haklar dolayısıyla istinaf eden davacı aleyhine hüküm kurulamayacağından, ilk derece karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde ve istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine, (HMK m.333),

9-Davacı kurum istinaf karar ve ilam harcından muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 362/1-a. maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2023

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.