Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1958 E. 2023/1426 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1958 – 2023/1426
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1958
KARAR NO : 2023/1426
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2022
NUMARASI : 2021/445 E. – 2022/307 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI

DAVANIN KONUSU : Alan Adının Tahsisi

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/10/2022 tarih ve 2021/445 E. – 2022/307 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” markası için 19/08/2021 tarihinde başvuru yaptığını ve başvurunun olumlu sonuçlanmasının ardından, davalı “…” yönetimine alan adı tahsisi için başvuruda bulunduğunu ve “….com.tr” alan adının kendisine verilmesini talep ettiğini, davalı yönetimin alan adının başka bir firma tarafından kullanıldığından bahisle müvekkilinin başvurusunu reddettiğini, marka başvurusu olumsuz sonuçlanması ve bu bilginin Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından doğrulanması halinde alan adının iptal edilebileceğini, ayrıca alan adının 2 yıl aktif kullanılması ve bu dönemde haklı itiraz bildirilmemesi halinde marka başvurusunun tescille sonuçlanıp sonuçlanmadığına bakılmaksızın alan adının kişi ya da kuruluşa kayıtlı kalabildiğini, dava konusu alan adını kullananın ise halen marka başvurusunun bulunmadığını, 2 yıllık bir kullanımının da söz konusu olmadığını, haliyle alan adını kullanan tarafın bu adı kullanmaya hak kazanamadığını ileri sürerek, “….com.tr” alan adının müvekkili adına kayıt yapılması gerektiğinin tespiti ile ret kararının iptaline ve alan adının müvekkili adına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı, işbölümü, yargı yolu, yetki, husumet ve esas yönünden davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “…” ibareli marka başvurusunun 03/06/2020 tarihinde 38. sınıf hizmetlerde kullanılmak üzere dava dışı … tarafından TÜRKPATENT nezdinde yapıldığı, 2020/57050 kod numarası ile işleme alındığı, aynı tarihte “….com.tr.” alan adının dava dışı … adına kaydedildiği, başvuru durumunun “ret” olduğu, “…” ibareli marka başvurusunun 19/08/2021 tarihinde 42. sınıf 01, 02, 03. alt grup hizmetlerde kullanılmak üzere davacı… adına TÜRKPATENT nezdinde yapıldığı, 2021/116117 kod numarası verilerek işleme alındığı, 42. sınıf 02. alt grup hizmetlerin çıkarılarak ibarenin 42. sınıf 01 ve 03. alt gruplarda… adına marka olarak 09/03/2022 tarihinde tescil edildiği, eldeki davada davacının tahsisini istediği “….com.tr” alan adının sahibinin … olduğu, 556 sayılı KHK’nın 9/1-b bendi uyarınca marka hakkına dayalı olarak da alan adının terkininin talep edilebileceği, davalı …’nün ise tescil sistemi içerisinde yer almakla birlikte, bu yetkisini kanundan almadığından … nezdinde tescil ettirilmiş bir alan adına karşı, bu kuruma itiraz edilebileceği gibi, haksız rekabet ve 556 sayılı KHK hükümlerine dayalı olarak doğrudan mahkemede alan adının tescilli olduğu kişi aleyhine dava açılmasının da mümkün olduğu, bu durumda …’ye itiraz yolunun tüketilmesinin de zorunlu olmadığından, işbu davada adı geçen davalıya husumet düşmeyeceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/9713 Esas- 2013/23751 Karar sayılı ilamının da aynı yönde olduğu gerekçesiyle pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu alan adını şu an kullanan tarafın marka başvurusunun olmadığı gibi 2 yıllık bir kullanımının da söz konusu olmadığını, haliyle alan adını kullanan tarafın bu adı kullanmaya halen hak kazanamadığını, dolayısıyla marka başvurularının olumlu sonuçlanmış olması ve de alan adını kullanan taraf için itiraz sürelerinin dolmamış olması sebebiyle alan adının tahsisi talebinin kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu, ayrıca mahkemece …’nün davalı olarak gösterilmesinin mümkün olmadığı düşünülüyorsa HMK’nun 124. maddesinin 4. fıkrasına göre; “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” hükmü uyarınca, mahkemece HMK’nun 115. maddesinin ikinci fıkrasına dayanarak davanın doğru kişiye yöneltilmesi için kesin süre verilmesi, sonucuna göre hüküm tesisinin gerektiğini, mahkemenin somut uyuşmazlıkta davanın kime yöneltilmesi gerektiğini belirtmediği gibi, gerekli süreyi de müvekkiline vermediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, davacının internet alan adının tahsisi talebinin reddi kararının iptali ve alan adının tahsisi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 35. maddesinde, internet alan adlarının tahsisini yapacak kurum veya kuruluşun tespiti ile alan adı yönetimine ilişkin usul ve esasların Ulaştırma Bakanlığı tarafından belirleneceği düzenlenmiştir. Anılan Bakanlık’ça hazırlanan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nde, “.tr” uzantılı internet alan adı sisteminin ve buna ait merkezi veritabanının işletilmesine, rehberin oluşturulmasına, güncellenmesine ve rehberlik hizmetinin sunulmasına ve alan adı başvuru işlemlerinin gerçek zamanlı olarak yapılmasına imkân veren “.tr ağ bilgi sistemi (…)”nin kurulması öngörülmüş, Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde ise bu sistem faaliyete geçene kadar mevcut işleyişin devam edeceği hüküm altına alınmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki … sistemi dava tarihi itibariyle faaliyete geçmediğinden, İnternet Alan Adları Yönetmeliği hükümleri henüz yürürlüğe girmemiş olup, uyuşmazlığın mevcut işleyişe göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, alan adı yönetimi halen 1991 yılından beri olduğu gibi davalı Üniversite bünyesindeki … yönetimi tarafından yerine getirilmektedir. Yine mevcut durumda hukukumuzda, internet alan adlarının tahsisine ilişkin konuları düzenleyen bir kanun hükmü olmayıp, “tr” uzantılı alan adlarının belirlenmesi konusunda … tarafından çıkarılan “tr” Alan Adları Politikalar, Kurallar ve İşleyiş başlıklı düzenleme mevcuttur. Söz konusu düzenleme kanun niteliği taşımamakta ise de “tr” uzantılı alan adlarına ilişkin uyuşmazlıklarda uygulanmalarına da bir engel bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta da ilk derece mahkemesince davalı … Rektörlüğüne işbu davada husumet düşmediği kabul edilmiş ise de davacı tarafça davalı Rektörlük bünyesinde teşkilatlanmış olan … yönetimi tarafından verilen kararın iptali de talep edildiğinden, Dairemizce yukarıda açıklanan mevcut işleyiş nazara alındığında, anılan davalıya husumet yöneltilebileceği sonucuna varılmıştır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29.04.2013 tarih ve 2012/9162 E.- 2013/8539 K. ve 01/07/2019 tarih ve 2018/1996 E.- 2019/5016 K. sayılı ilamları da bu yöndedir.
Ayrıca işbu davada verilecek karar, dava konusu internet alan adının dava tarihindeki sahibinin hukuki durumunu da etkileyeceğinden, bu gerçek veya tüzel kişinin de davada yer alması gereklidir. Bu durumda da … Rektörlüğü ile internet alan adının dava tarihindeki sahibi arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan, anılan kişinin de işbu davada davalı safında yer alması, sunması halinde delillerinin toplanması ve bundan sonra tüm delillerin yeniden değerlendirilerek yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle dava tarihindeki internet alan adı sahibi ile … Rektörlüğü arasında, bu türden davalarda zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakta olup, mahkemece anılan internet alan adı sahibine ayrı bir dava açması ve işbu dava ile birleştirmesi için davacıya süre verilmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.
Bu durum karşısında ilk derece mahkemesince, davacı tarafça davalı … Rektörlüğüne husumet yöneltilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığının kabul edilmesi, ayrıca dava konusu internet alan adının dava tarihindeki sahibine ayrı bir dava açması ve işbu dava ile birleştirmesi için davacıya süre verilmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, Dairemizce davacı vekilinin yukarıdaki hususlara ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 13/10/2022 gün ve 2021/445 E. – 2022/307 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.