Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1952 E. 2023/1425 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1952
KARAR NO : 2023/1425
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2017/346 E. – 2019/539 K.

DAVACI
VEKİLLERİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/11/2019 Tarih ve 2017/346 Esas – 2019/539 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2002/03120, 2014/16043 sayılı “…” markaları ile tanındığını, davalının 2015/70454 sayılı “…” ibareli markasının aynı sınıfta tescilli olduğunu, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunduklarını, her iki markada da “…” ibaresinin ayırt edici unsur olduğunu, müvekkilinin markasının ulaştığını bilinirlik düzeyinin de iltibas ihtimalini artırabileceğini ileri sürerek, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının markasında “…” ibaresinin, müvekkilinin markasında ise “…” ibaresinin asıl ayırt edici unsurlar olduklarını, müvekkilinin markasında… temsil eden resim ile bir inek resminin mevcut bulunduğunu, davacı markalarında ise benzer şekil unsurlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 2015/70454 sayılı “…” markası ile davacı yanın önceki tarihli 2002/03120 sayılı “… şekil” ve 2014/16043 sayılı “… …” markalarının benzer emtiaları kapsamalarına rağmen, bütünsel anlamda salt “…” ibaresinden kaynaklı olarak, ilgili tüketici tarafından gerek 5/1-ç gerekse 6/1 maddeleri uyarınca karıştırılmayacağı, dolayısıyla dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme kararının aksine davaya konu markalar arasında orta düzeydeki tüketiciler nezdinde karıştırılmaya sebebiyet verecek derecede benzerlik bulunduğunu, müvekkili tarafından “…” ibaresinin sektörde tanınan bir hale getirildiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yine her ne kadar mahkemece davanın reddine dair kararı davacı vekili süresinde istinaf ettikten sonra, 17.03.2022 UYAP havale tarihli dilekçesi ile istinaf başvurularından kayıtsız ve şartsız olarak feragat ettiklerini beyan etmiş ise de davacı vekilinin istinaf mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden yaklaşık bir yıl sonra düzenlenen Kayseri 7. Noterliğinin 16/06/2017 tarih ve 17843 yevmiye nolu vekaletnamesinde, temyizden feragat yetkisinin bulunduğu halde, istinaf kanun yolundan feragat yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda vekaletnamede verilen temyizden feragat yetkisinin yorum yoluyla genişletilip, istinaf kanun yolundan feragat yetkisini de içerdiğinin kabul edilmesi mümkün olmadığından, istinaf kanun yolundan feragate dair açık yetkinin verilmediği bir vekaletnameye dayanılarak istinaf isteminden feragat edilmesi ve Dairemizce istinaf isteminin feragat nedeniyle reddine karar verilebilmesi mümkün görülmemiş, bu hususta Dairemizin 16/02/2023 tarihli geri çevirme ilamının tebliğine rağmen, davacı vekilince istinaftan feragat yetkisini havi yeni bir vekaletname sunulmadığından, Dairemizce davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan incelenmesine geçilmiştir.
İşin esası yönünden yapılan incelemede ise dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve somut uyuşmazlıkta her iki tarafın markalarının da 29. sınıfta tescilli olduğu ve “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri” emtiaları yönünden benzer bulunduğu açık ise de, tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibarelerin benzer olmadığı, zira davacının davaya mesnet markalarının “…” ve “… …” ibarelerinden, davalının hükümsüzlük istenen markasının ise “…” ibaresinden oluştuğu, taraf markalarında kullanılan dağ motifi, inek/dana figürleri ile diğer renk ve figüratif unsurların, ayırt ediciliğe herhangi bir katkısının bulunmadığı, davacı markalarında yer alan “…” ve “…” ibarelerinin de tali veya tanımlayıcı ibareler olup, ayırt edicilik incelemesinde dikkate alınamayacağı, dolayısıyla davacı markalarının asıl unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında gıda mühendisinin de bulunduğu bilirkişi heyet raporunda da değinildiği üzere, “…” ibaresinin TDK Türkçe Güncel Sözlüğe göre “dana çobanı” anlamına geldiği ve et ve et ürünleri sektöründe çokça kullanılan, zayıf bir ibare olduğu, davalı markasında ise zayıf nitelikteki “…” ibaresinin yanında, “…” asıl unsuruna da yer verildiği, dolayısıyla davalının hükümsüzlük istenen markası ile davacı markaları arasında yeterli derecede ayırt ediciliğin sağlandığı ve taraf markaları arasında ibareler yönünden 6769 sayılı Yasanın 6/1. maddesi kapsamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 215,45-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip