Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1950 E. 2023/1466 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1950
KARAR NO : 2023/1466
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2021
NUMARASI : 2021/19 E. – 2021/219 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
YARGILAMA SIRASINDA
MARKAYI DEVRALAN
DAVALI :
VEKİLİ :
YARGILAMA SIRASINDA
MARKAYI DEVREDEN
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/06/2021 tarih ve 2021/19 E. – 2021/219 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava konusu “…” ibareli marka tescil başvurusunun 16, 35, 40 ve 41. Sınıflarda, 2014/75206 başvuru numarasıyla … tarafından gerçekleştirildiğini, söz konusu başvuruya müvekkiline ait 2011/18286 sayılı “…” ve “2011/18288” sayılı “…” ibareli markalarına dayanılmak suretiyle taraflarınca itiraz edildiğini, söz konusu itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından sonra da YİDK tarafından reddedildiğini, hâlbuki müvekkilinin markaları ile davalı markası arasında KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğunu, davalının kötüniyetli olarak marka başvurusunda bulunduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2015-M-12027 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, YİDK kararının hukuka ve usule uygun olduğunu, karşılaştırılan markaların görsel, anlamsal ve işitsel olarak benzer olmadığını, markalar arasında “…” harfinin dışında hiçbir benzerlik bulunmadığını, müessese ve şirket kelimelerinin benzer olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını bu kelimelerden birinin kurum diğerinin ise ortaklık anlamına geldiğini, savunmalarına konu ederek huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “…” ve “…” ibareli markaları ile dava konusu “…” ibareli marka arasında 556 s. KHK’nın 8/1-b maddesi gereği karıştırılmaya neden olabilecek düzeyde bir benzerliğin mevcut olmadığı, davacı yan markasında yer alan “…” ibaresinin davacı şirketin tanınmış ve şemsiye markası konumunda olmasına rağmen dava konusu “…” ibareleri yönünden böyle bir tanınmışlıktan bahsedilmesinin mümkün görülmediği, ayrıca taraf markaları arasında da bir benzerlik durumuna rastlanılmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinin somut uyuşmazlık yönünden uygulanabilir olmadığı, davalı tescil başvurusunun kötüniyetli bir başvuru hali olmadığı, YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu, mahkeme kararının hukuka uygun olmadığını, ilk derece mahkemesi kararının aksine “…” ve “…” ibarelerinin anlam olarak “…” anlamında kullanıldığını, bu sebeple markalar arasında kavramsal olarak benzerlik olduğunu, taraf markalarının esas unsurunun “…” harfi olduğunu, taraf markaları arasında benzerlik olduğunun kabulünün gerektiğini, taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik varlığının yanı sıra, sınıfsal benzerliğin de bulunduğunu, müvekkiline ait … markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin “…” markalarının seri marka niteliğinde olduğunu, davalı markasının ilk derece mahkemesinin kararının aksine herhangi bir ayırt ediciliği bulunmadığından, davaya mesnet gösterilen markalarla iltibas yaratacak derecede benzer olan “…” ibareli markanın tescil edilmesinin, müvekkilinin markalarının ayırt ediciliğini zedeleyeceğini, bu markalardan haksız yarar sağlama ve markanın itibarının zarar görmesine neden olma ihtimallerinin ortaya çıkmasına sebebiyet vereceğini, başvurunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının itirazına mesnet “…” ve “…” ibareli markaları ile dava konusu “…” ibareli marka başvurusu arasında 556 s. KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığı, zira tarafların markalarında ortak olarak kullanılan “…” harfinin alfabede yer alan bir harf olduğu, markalarda “…” harfindeki ortaklık dışında herhangi bir anlamsal, görsel ya da işitsel benzerliğin mevcut bulunmadığı, harfler tek başına ya da esas unsur olarak marka tescil başvurusuna konu edilebilirse de herhangi bir karakteristik özelik taşımayan “…” markalarının, kimsenin tekeline bırakılamayacağı, dava konusu “…” ibareleri yönünden davacı şirketin bir tanınmışlığının olmadığı, kötüniyetli başvuru bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 179,90-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 89,95‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip