Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1924
KARAR NO : 2023/1380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2023
NUMARASI : 2022/505 E. – 2023/87 K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/02/2023 tarih ve 2022/505 E. – 2023/87 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, taraflar arasında sözleşme imzalandığını, davalı şirket yanında birçok kamyon sahibi ile yine bu şekilde süresi belli olmayacak şekilde kamyon kira sözleşmesi yapıldığını, davacı araç sahibi …’ın yanında çalıştırdığı diğer davacıyı bu sözleşme gereğince Kuzey Irak’a yollayacakken ihtiyaçları olmasından dolayı davalıdan 20.000,00-TL ödeme talep ettiklerini, davalının peşin para olmadığından bahisle kendilerine 20.000,00-TL’lik çek verdiğini, henüz sözleşmenin yerine getirilmemesi sebebiyle davalı şirket yetkilisinin çek karşılığında bono istemesinden dolayı takip konusu yapılan bononun davalıya verildiğini, ancak bu bononun teminat olarak verildiğini, nakit paraya ihtiyaç duyulması sebebiyle faktoring şirketine bononun kırdırılmak istenmesine karşın meblağından dolayı şirketin çeki kırdırmadığını, bu nedenle çekin davalıya iade edildiğini, ancak karşılığında verilen bononun iade edilmeyerek takip konusu yapıldığını ileri sürerek bono ve icra dosyası nedeniyle müvekkillerinin davalıya borcu olmadığının tespitine, icra dosyası ve ödeme emrinin iptaline, asıl alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılar ile imzalanan sözleşme gereklerinin yerine getirileceğine güvenilerek kendilerine gümrük masrafları, mazot masrafları, maaş vs. giderlerin karşılanması için avans çeki verildiğini, bilahare çekin iade edilerek yerine yeni çekler ve farklı tarihlerde yapılan ödemeler verildiğini, ancak sözleşmenin feshinden sonra avans olarak verilen bedellerin geri ödenmediğini, davacıların iş akdinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyerek işi bırakmak suretiyle davalı şirketi zarara uğrattıklarını, senedin teminat olduğunun kanıtlanması gerektiğini savunarak, davanın reddine, davacıların %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu bononun üzerinde, teminat senedi ibaresinin bulunduğu, Yargıtay içtihatları gereğince temel ilişkiye ilişkin değerlendirme yapılarak bir sonuca gidildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmedeki yükümlülüklerin davalı firma tarafından yerine getirilip getirilmediği, davacı firmanın da sözleşmede belirtilen toprak ve diğer malzemelerin taşıma işini yapıp yapmadıkları noktasında toplandığı, davacılar tarafından dava konusu işin görülmesi için kararlaştırılan ülkeye gidildiği, işin görülmesine başlandığı, bu haliyle davacılar tarafından sözleşme kapsamında davalının işinin görüldüğü, bu haliyle sözleşme gereğince bedele hak kazanıldığı, davalının kendi defterleri incelendiğinde kaydedilen faturalardan işin görüldüğü, davalının da buna itiraz etmeyerek defterlerine kaydettiği, bilirkişi raporları ile de ortaya konulduğu üzere davacıların davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 20.03.2012 keşide tarihli, 20.04.2012 vadeli, … ve … imzalı 20.000,00-TL bedelli bono nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2012/8064 esas sayılı dosyasının ve ödeme emrinin iptaline, kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, iş bu davanın konusunun taraflar arasında Kuzey Irak’ta yapılan taşıma işi ile ilgili sözleşme gereğince bir borcun bulunup bulunmadığı olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı olarak 15 gün önceden haber vermeden 31.05.2012 tarihinde işi bıraktığını, sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle davacı tarafın hiçbir talep hakkının kalmadığını, davalının ticari kayıtlarında yer alan 21.03.2012 tarihli 9.558,00 TL bedelli faturanın dava konusu işle bir ilgisinin olmadığının fatura içeriği ile sabit bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde cari hesaptan doğan tüm alacaklarının kendisine ödenmesi yönünde bir talepte bulunmadığını, taleple bağlılık kuralı gereği incelemenin taleple sınırlı olarak yapılmasının gerektiğini, bilirkişi heyeti eksik inceleme ile rapor hazırladığını, mahkemece, davacının hakediş alacağını belirlerken sözleşmenin 3.4 maddesi gereği kiralama süresince kamyonun tükettiği yakıtı bilirkişiye hesaplattırmadan karar verdiğini, dosyaya sunulan puantaj kayıtlarına davacının bir itirazının olmamasına karşın, bilirkişi heyetinin bu kayıtları dikkate almadan hesaplama yaptığını, davacının kira alacağının aylık çalışma saatine göre hesaplanması gerekmekte iken, yerel mahkemece bilirkişi raporlarına yapılan itirazlarının karşılanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, davacı tarafa yapılan maaş ödemelerinin hakediş alacağından mahsubunun yapılması yönündeki itirazların değerlendirilmediğini, iddiaların ve delillerin tam olarak değerlendirilmediğini, eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu bononun teminat senedi olarak verildiği, bu nedenle dosya kapsamında ticari kayıtlar üzerinde bilirkişiler tarafından yapılan incelemede, davacıların davalıya temel ilişki kapsamında herhangi bir borcunun bulunmadığının belirlendiği, mahkemece esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve izlemeye elverişli olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.366,20-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 341,55-TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 1.024,65-TL’nin davalıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/11/2023 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2023
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…