Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1820 E. 2023/1287 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/1820 – 2023/1287
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1820
KARAR NO : 2023/1287
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2023
NUMARASI : 2023/15 D.İş

İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir (D.İş)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/05/2023 Tarih ve 2023/15 D.İş sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Tespit ve ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkili … A.Ş.’nin ilk olarak … unvanıyla 1981 tarihinde kurulduğu, “…” markasını 1987 yılında tescil ettirdiği, 2013 yılında kurulan … … A.Ş. ile hizmet alanını genişlettiği, 2014 ve 2020 yıllarında “… …” markasını tescil ettirdiği, 2013 yılından itibaren bir dizi yazılım proje ve uygulamaları geliştirdiğini, müvekkilinin “…” markasının tanınan bir marka olduğunu, davalı şirket … … A.Ş.’nin 27.01.2021 tarihinde kurulduğunu, ticaret unvanını tescilinden farklı olarak markasal nitelikte kullandığını, davalı şirketin ticaret unvanı, faaliyet alanı ve müşterilerine sağladığı hizmetlerin müvekkili şirketi ile büyük oranda örtüştüğünü, bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, Ankara 63. Noterliğinin 09.12.2022 tarih ve 40214 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili markasına tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulması, aksi halde hukuki yollara başvurulacağı ihtar edildiği halde kullanımlarına son vermediğini ancak müvekkili şirketin tescilli logosu ile benzer olan logosunu internet sitesinden kaldırdığını, ticaret unvanında öne çıkan “…” ibaresini “… …” olarak güncellediğini ileri sürerek, SMK uyarınca davalı şirketin internet sitesi, şirket tabelası, reklam panosu, kartvizit, iş evrakı, fatura, mal ve ürünler ve sair tüm hukuka aykırı tecavüz fiillerinin durdurulması ve tecavüzün kaldırılması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve tecavüzün tespitini, bu talebin kabul görmemesi halinde haksız rekabet nedeniyle Türk Ticaret Kanunu uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve haksız rekabetin tespitini istemiştir.
İhtiyati tedbir kararına itiraz eden vekili, müvekkili şirketin ticaret siciline kayıtlı adresini sanal ofis olarak kullandığını, bu adrese 15.04.2023 tarihinde dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve d.iş karar evrakının tebliğ edildiğini ancak ilgili tebligattan erişimin engellenmesi kararı ile birlikte haberdar olunduğunu, bilirkişi raporuna itiraz edilemediğini, müvekkili şirketin, 27.01.2021 tarih ve 10254 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde “… … A.Ş.” unvanıyla tescil edildiğini, şirket unvanının ve iletişim gibi bilgilerinin yer aldığı internet sitesinin https://….com.tr olduğunu, şirketin ticari faaliyeti ile ilgili kullanmakta olduğu “…” isimli markanın 21.01.2022 tarihinde 2020/129067 sayı ile tescil edildğini, marka ile video konferans sistemi hizmeti verildiğini, bu markanın satış ve pazarlamasının https://….com.tr/ ve https://….com/ isimli internet siteleri üzerinden, tanıtımının ise https://….com.tr/ isimli internet sitesinden de yapıldığını, şirketin web sayfasında tescilli unvanı ve tescilli markası olan “… uygulaması” haricinde marka değeri taşıyan herhangi bir ibare, logo vs. yer almadığını, bilirkişi raporunda belirtilen … … şeklinde tasarlanmış olan ve markasal nitelikte kullanıldığı iddia edilen ibarelerin yer almadığını, yalnız unvan olarak … … A.Ş.’nin kullanıldığını, bu nedenle ihtiyati tedbirin durum ve koşullar değiştiği için kaldırılmasını talep ettiklerini, davacı tarafın sinai mülkiyet haklarına bir tecavüzün olmadığını, https://….com.tr/ isimli web sayfasında yer alan ticaret unvanının, markasal olmayan ve tescilli olduğu biçimde unvan olarak kullanımı nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetten söz edileyeceğini, mahkemece takdir edilen teminat miktarının çok düşük olduğunu savunarak, tedbirin kaldırılmasını, bu mümkün değilse teminatın artırılmasına karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 24/05/2023 tarihli ara kararda, “https://….com.tr/” ibareli alan adının 05/04/2021 tarihi itibariyle karşı taraf adına tahsis edildiği, söz konusu alan adının karşı tarafça kullanıldığı, bu alan adı içeriğinde “…” ibaresinin kullanıldığı, video konferans, kriptolu toplantı, e-genel kurul, e-yönetim kurulu, e-imza gibi dijital dönüşüm çözümlerine ilişkin hizmetlerin reklam ve tanıtımının yapıldığı, web sitesinde yapılan bu markasal kullanımın talep eden … … A.Ş adına aynı/benzer hizmetler için tescilli olan 2013/68223 sayılı “Şekil+…” markası ile karıştırılacak düzeyde benzer olduğu, dolayısıyla web sitesindeki bu kullanımların talep eden adına tescilli bu marka ile iltibas tehlikesi oluşturduğu gerekçesiyle takdiren 20.000,00 TL teminat mukabilinde, karşı tarafın, talep eden … … A.Ş adına kayıtlı 2013/68223 sayılı “Şekil+…” markası ile iltibas oluşturacak nitelikte sanal ortamda markasal kullanımda bulunması eylemlerinden kaynaklı olarak; karşı tarafa ait “https://….com.tr/” ibareli internet sitesinde yer alan ve marka hakkı ihlali oluşturan eylemlerin durdurulmasına, hak ihlali oluşturan eylemlerin kaldırılması amacıyla ihtiyati tedbir hükmü olarak “https://….com.tr/” ibareli internet sitesine erişimin engellenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece 18/07/2023 tarihli itirazın değerlendirilmesine ilişkin ara kararda ise, “https://….com.tr/” ibareli alan adının 05/04/2021 tarihi itibariyle itiraz eden adına tahsis edildiği, bu alan adı içeriğinde “…” ibaresi ile video konferans, kriptolu toplantı, e-genel kurul, e-yönetim kurulu, e-imza gibi dijital dönüşüm çözümlerine ilişkin hizmetlerin reklam ve tanıtımının yapıldığı, web sitesinde yapılan bu markasal kullanımın talep eden … … A.Ş adına aynı/benzer hizmetler için tescilli olan 2013/68223 sayılı “Şekil+…” markası ile karıştırılacak düzeyde benzer olduğu, dolayısıyla web sitesindeki bu kullanımların talep eden adına tescilli bu marka ile iltibas tehlikesi oluşturduğu gerekçesiyle, ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirketin unvanının ve iletişim vb. bilgilerinin yer aldığı internet sitesinin https://….com.tr/ (erişimin engellenmesine karar verilen) olduğunu, müvekkili şirketin ticari faaliyeti ile ilgili kullanmakta olduğu “…” isimli markanın 21.01.2022 tarihinde tescil edildiğini, bu marka ile video konferans sistemi hizmeti verildiğini, müvekkilinin ticaret unvanı ile bir web sitesi düzenlediğini, bu web sitesinde kendisine ait “…” markasının tanıtımını yaptığını, müvekkilinin hukuka aykırı bir davranışı olmadığını, kanuna ve hukuka uygun hareket ettiğini, müvekkili tarafından ticaret unvanı markasal olarak kullanılmamakla birlikte dava konusu marka ile müvekkilinin ticaret unvanı arasında bulunan farklar nedeniyle halk nezdinde karıştırılmasının mümkün olmadığını, davacının 2020/39045 başvuru nolu “…+şekil” ve 2013/68223 başvuru nolu “…” markalarının bitişik olarak tek bir kelimeden oluştuğunu, “…” ibaresinin bir şirketin tekeline verilemeyeceğini, tek başına … ibaresinin ayırt edicilik açısından değerlendirilemeyeceğini, davacı markasının bitişik olarak tescillenmesi dolayısıyla bir bütün halinde hızlıca okunacağı için cümle içinde “…” kelimesinin vurgulanmadığını savunarak, ilk derece mahkemesince verilen kısmen kabul kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini, aksi halde HMK’nın 395. maddesi uyarınca takdir edilecek teminatın taraflarınca yatırılması halinde ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, bu da mümkün görülmezse ihtiyati tedbir için takdir edilen teminatın artırılmasına karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın tereddütsüz şekilde ispatı şartının aranmadığı, yaklaşık olarak ispatın yeterli bulunduğu, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken SMK’nın 159. maddesinde de, “Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” düzenlemesine yer verildiği, buna göre bir sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde kullanımda bulunulduğunu yaklaşık olarak ispat eden kişinin, bu kullanımların engellenmesini ihtiyati tedbir yoluyla isteyebileceği, somut uyuşmazlıkta, alınan bilirkişi raporu ve dosyaya sunulan deliller ile yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbire itiraz eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan tarafın uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/10/2023 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.