Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1654 E. 2023/1226 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/1654 – 2023/1226
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1654
KARAR NO : 2023/1226
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2022
NUMARASI : 2022/288 E. – 2022/350 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/11/2022 tarih ve 2022/288 E. – 2022/350 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin, 2002 yılında kurduğu “…” ile eğitim sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin “…” ibareli çok sayıda tescilli markasının bulunduğunu, davaya konu markanın tescili halinde müvekkilinin markaları ile iltibas doğuracağını, davaya konu marka ile müvekkili markalarının benzerlik teşkil ettiğini, davaya konu markaya esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, yine yeşil renk, ağaç ve çiçek unsurlarını ihtiva ettiğini, dava konusu markada, davalı şirketin sınırsız sayıda seçenek özgürlüğü olduğu halde, müvekkilinin tanınmış markaları ile özdeşleşen yeşil, beyaz ve şekil unsuru kombinasyonunu markasında kullanmasının müvekkiline ait markalar ile benzeştirme amacı taşıdığını, davalı şirkete ait davaya konu markanın, imaj transferinin tamamen müvekkili şirkete ait markalara benzediğini, taraf markalarının 29. Sınıfta benzer olduklarını, 29. Sınıfa ilişkin malların bir kısmı çıkartılırken, diğer kısmının çıkarılmamasının yerinde olmadığını, müvekkilinin 2010/28470, 2010/29056 ve 2010/30364 sayılı markalarının 29. Sınıfta tescilli olduğunu, davalı yana ait markada yer alan “et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Hazır çorbalar, bulyonlar. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil)” emtiasının müvekkiline ait 2010/29056 ve 2010/30364 sayılı markalarda açıkça yer aldığını, ancak YİDK kararında bu markaların değerlendirme kapsamına alınmadığını, 29. Sınıftaki emtianın birbiri yerine ikame edilebilir olduklarını, müvekkilinin … markalarının aynı zamanda T/02430 sayısı ile tanınmış marka statüsünde tescilli olduğunu, tanınmış markaların farklı mal ve hizmetler yönünden yapılan başvuruları da engelleyebileceğini, dolayısıyla tanınmış markanın benzeri olan bir işaretin tescilinin talep edilmesi halinde, başvurunun sırf tanınmışlıktan ötürü dahi reddedilmesi gerektiğini, davaya konu başvurunun kötüniyetli olduğunu, ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, “…” ibaresinin davacının tekeline bırakılmasının kabul edilebilir olmadığını, müvekkili şirketin ticaret unvanını yıllardan beri kullandığını, bu durumun davacı markalarına tecavüz olarak adlandırılmasının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin çok sayıda tescilli markasının bulunduğunu, bu markaların “…” ve “…” esas unsurlarına sahip olduğunu, davacının 29. maddede tescilli olduğunu ileri sürdüğü markaların, markaların asıl sahibi olan … … A.Ş.’den devir suretiyle alınmış olduğunu, zaten müvekkilinin de markalarının aynı şirketten devraldığını, davacı yanın iddialarının aksine “…” ibaresini 29. Sınıfta yıllardan beri kullanmadığını, müvekkili markalarının sadece “…” ibaresinden oluşmadığını, farklı bulunduğunu, markanın bütün olarak şekil ve sözcük unsurundan oluştuğunu, şekil unsurunun ayırt edici olması halinde markanın da bütün olarak ayırt edicilik kazanabileceğini, markaların parçalara ayrılarak karşılaştırılmalarının doğru olmayacağını, taraf markalarının hitap ettikleri tüketici kitlesinin tamamen bilinçli tüketicilerden oluştuğunu, taraf markaları arasında markasal veya işletmesel bağlantı kurulmasına neden olacak bir karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin tamamen kendi özgü unsurları ile ayırt edici niteliğe sahip markasının, ilgili sektörde de yoğun kullanım sonucu tanınır hale geldiğini, … ibaresinin pek çok firma tarafından marka olarak ya da ticaret unvanı olarak kullanıldığını, hal böyleyken gerçekleştirilen itirazların yerinde olmadığını, taraf markalarının kolaylıkla ayırt edilebilir olduklarını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2016/72141 sayılı marka kapsamında kalan 29. Sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Hazır çorbalar, bulyonlar. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.” emtiası açısından da davacı yanın önceki tarihli markalarından işlem dosyasına mesnet tuttuğu ve davalı Kurumca da benzer görülen 2010/28470 sayılı marka arasında ve yine davacı yanın hükümsüzlük iddialarına mesnet 2010/30364 ve 2010/29056 sayılı markaları arasında 556 s. KHK 8/1-b bendi uyarınca iltibas ihtimalinin bulunduğu, davacı yanın 43. Sınıfta tescilini bulunan “…” esas unsurlu (2014/110273, 2013/28034, 2013/27968 vs dayanak markaları) markaları açısından da Yüksek Yargı kararları uyarınca dava konusu markada kalan 29. Sınıf emtia bakımından benzerlik ve iltibas ihtimalinin mevcut olduğu, davacı yanın … markalarının tanınmışlığının dava konusu emtialara sirayet edecek mahiyette olmadığı, bu nedenle KHK’nın 8/4. maddesinin şartlarının oluşmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetle gerçekleştirildiğinin ispatlanamadığı, davalı yanın, müktesep hak iddialarına dayanak önceki tarihli herhangi bir markasının, uyuşmazlık konusu 2016/72141 sayılı marka yönünden davalı lehine müktesep hak oluşturmayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK nın 01/11/2017 tarih 2017-M-9482 sayılı kararının davacının itirazının reddiyle ilgili kısım yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2016/72141 sayılı …+şekil ibareli markanın tescilli olduğu 29. sınıf ürünler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkemece yapılan incelemede dava konusu markalar bakımından benzerliğin düşük görüldüğünü, ne var ki sadece gıda ürünü olması sebebiyle olmayan bir benzerliğin var kabul edilmesinin son derece hukuka aykırı bulunduğunu, davalı şirkete ait markaların, davacı markalarından görüntüsel açıdan farklı olduğunu, davacıya ait tescilli markalardaki “…” ibaresinden değil, bizzat müvekkili şirketin ticari unvanındaki ibareden kaynaklandığını, hal böyleyken ‘’…’’ ibaresinin davacının tekeline bırakılmasının kabul edilebilir olmadığını, müvekkili şirketin gerek … gerekse … esas unsurlu ve ibareli birçok markanın maliki bulunduğunu, davacı tarafın tamamen farklı sektör olan eğitim sektöründe olup müvekkili şirket gibi söz konusu sektörde birfiil faal olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuru kapsamında bırakılan emtia açısından markalar arasında iltibas ihtimelinin bulunmadığını, yeterli farklılaştırmanın sağlandığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvuru konusu yaptığı 2016/72141 sayılı, “… …+şekil” ibareli markası kapsamında kalan 29. Sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Hazır çorbalar, bulyonlar. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.” emtiası açısından, davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsurlu markaları arasında 556 s. KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu, diğer yandan davalı yanın, müktesep hak iddialarına dayanak önceki tarihli herhangi bir markasının, uyuşmazlık konusu 2016/72141 sayılı marka yönünden davalı lehine müktesep hak oluşturmayacağı anlaşılmakla, davalı şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davalı şirketten alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, istinaf başvurusunda davalı şirket tarafından yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca davalı … vekilinden alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 179,90-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 89,95‬-TL’nin davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davalı şirket ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı şirket ve davalı … uhdesinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/10/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2023

Başkan Vekili

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.