Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1617 E. 2023/1431 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2023
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tanıma ve Tenfiz

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 05/06/2023 tarih ve 2023/278 E. – 2023/242 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili kurumun 12/08/2007 tarihinde Mevduat Sigortası Kanununun … … tarafından kabul edilmesinin arından kurulmuş olup, tıpkı Türkiye’de faaliyet gösteren gibi bireyler tarafından yatırılan paraların kaybedilme riskini azaltmayı ve finans ve bankacılık sisteminin sürdürülebilirliğini ve gelişimini sağlamayı hedeflediğini, kendisine kanunla verilen görevlerden birinin de mahkemelerce iflasına karar verilen ticari bankaların tasfiye sürecini yürütmek olduğunu, bu kapsamda tenfiz istemine konu davanın davacısı … tasfiye memurluğunu yürüttüğünü, kararın davalısının ise … sözleşmesel ilişki içinde bulunduğu … … …. Ltd. Şti. olduğunu, ancak … … …. Ltd. Şti.’nin tür değiştirerek … … …. A.Ş. haline dönüştüğünü, davanın taraflar arasında davalı şirketin … ile akdettiği 01/05/2015 tarihli lisans sözleşmesinden kaynaklandığını, sözleşme uyarınca “… …” adlı bankacılık yazılımına ilişkin lisans hakkı tanımayı, yazılımın kurulumunu sağlamayı ve sözleşmenin ekinde belirtilmiş olan modülleri teslim etmeyi, bunun karşılığında … de 4.000.000,00 Euro ödeme yapmayı taahhüt ettiğini, tarafların ödemelerin modüllerin teslim alınması ile aşamalı şekilde yapılması konusunda anlaştıklarını, … sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek üzere 1.300.000,00 Euro tutarında ödeme yaptığını, davalı şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini ifa etmediğini ve sözleşmenin esaslı şekilde ihlal edildiğini, 2017 yılında … … ile birleşerek tüzel kişiliğini kaybettiğini ve … … külli halefi konumuna geldiğini, sözleşmenin ihlali ve ödenen bedelin 50.000 Euro tutarındaki gecikme cezası ile birlikte iadesini talep ve dava hakkının … nezdinde doğduğunu, bu miktarların ödenmesi talebiyle … … Bakü 1. İdari – İktisat Mahkemesi nezdinde dava açıldığını, 18/04/2018 tarihinde davanın kabulüne ve toplam 1.350.000,00 Euro’nun davalı şirket tarafından …’a ödenmesine karar verildiğini, kararın 30/05/2018 tarihinde kesinleştiğini, davacı kurumun işbu davayı ikame etmeye taraf ve dava ehliyeti ile hukuki yararının mevcut olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi bulunduğunu, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin MÖHUK’ta sayılan tüm şartların oluştuğunu, Türkiye … ile … … arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşmanın mevcut ve yürürlükte olduğunu ileri sürerek, … … Bakü 1. İdari – İktisat Mahkemesi nezdindeki 2-2(81)-305/2018 sayılı kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil şirketin tüm fikri mülkiyet haklarına sahip olduğu “… …/… Bankacılık Ürünü” adlı bankacılık yazılımının, hem Türkiye’deki hem de yurt dışındaki bankalarda 10 yılı aşkın süreden beri kullanıldığını, müvekkili şirket ile … (“…”) arasında 01.05.2015 tarihili lisans sözleşmesi ile bu ürünün uygulaması ve kurulumu kapsamındaki haklarını …’ye sağlamayı ve bunun karşılığında … de toplam 4.000.000 Avro’yu müvekkili şirkete ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin sözleşme ekindeki planlama çerçevesinde projenin büyük bölümünü tamamlamasına ve … bunun karşılığında 1.300.000 Avro’yu ödemesine rağmen; 2016 yılının son aylarına doğru … ciddi mali krize girmesi ve projede görevlendirdiği personelin işten çıkartılması dolayısıyla projenin tamamlanmasının fiilen imkansız hale geldiğini, Haziran 2017’de …’la birleşerek infisah ettiğini, lisans sözleşmesinin 4.3 maddesinde “Devir Yasağı” olduğundan, birleşme yoluyla da olsa … hiçbir zaman lisans sözleşmesinin tarafı olmadığını, ancak … 22.06.2017 tarihli yazısından “… Bankacılık” yazılımını müvekkili şirketten devir izni ve lisans almadan hukuka aykırı şekilde kullandığının anlaşıldığını, müvekkili şirkete usulüne uygun tebligat yapılmadığını, iflas ve tasfiyenin Türk mahkemesinin münhasır yetkisinde bulunduğunu, lisans sözleşmesinin 4. maddesinde; “… … adlı bankacılık ürünün, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı Kanun) ve diğer telif haklraı ve uluslararası telif hakları anlaşmaları ve diğer fikri mülkiyet kanun ve anlaşmaları ile korunduğu. Ürün’ün ilgili kanunlardan doğan tüm mülkiyet haklarının … (Davalı Şirket) ait olduğunun” açıkça belirtildiğini, ayrıca 5846 sayılı FSEK’in 76. ve Sınai Mülkiyet Kanununun 156. maddesi dolayısıyla Türkiye’deki Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin görevli ve yetkili olmasını kararlaştırdıklarını, işbu davada, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece işbu davanın, davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi gerekçesiyle açıldığının anlaşıldığı, davada 5846 sayılı FSEK’den ve 6769 sayılı SMK’dan kaynaklanan hakların mevcudiyetinin veya ihlaline yönelik bir iddianın ileri sürülmediği ve esere veya sınai mülkiyet hakkına dayalı herhangi bir istemin de söz konusu olmadığı, uyuşmazlığın ticari dava olması nedeniyle davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kararın davalının iddialarına yeterince değinilmeden, eksik inceleme neticesinde verildiğini, aynı zamanda 6100 sayılı HMK’nın md. 297/ (1) – c bendine açıkça aykırı olduğunu, dava konusu bankacılık yazılımının davalı şirket adına T.C. … Bakanlığı’nda tescilli olup, … merkezinde iyi eğitimli yüzlerce mühendis, yazılımcı ve analist tarafından, yıllarca çalışılarak üretildiğini, Türkiye …’nde tescilli ve koruma altındaki tüm eserlere ilişkin lisans sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğunu, ayrıca lisans sözleşmesinin ve lisans bedelinin 5846 sayılı FSEK’nın 52. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanun’un 76. maddesine göre de bu Kanun’un düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalarda, ihtisas mahkemeleri olarak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli bulunduğunu, davacı … yazılımı lisanssız kullandığını ve davalının fikri mülkiyet haklarını ihlal edip, müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını, davalı şirketin dava konusu lisans sözleşmesini … ile imzaladığını ve sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, ancak lisans sözleşmesi devam ederken … tasfiyeye girmesi ve projede görev alan tüm personelini işten çıkartması nedeniyle hiçbir kusurunun olmamasına rağmen, davalı şirketin fiilen çalışmasının ve projeyi tamamlamasının imkansız hale geldiğini, ayrıca … tasfiyeye girmesi ve davacı …’la birleşerek tüzel kişiliğini kaybetmesi nedeniyle lisans sözleşmesinin sona erdiğini, yani birleşmeye rağmen davacı …’a devir olmadığını, davacı … ile davalı şirket arasında herhangi bir yazılı lisans sözleşmesinin imzalanmadığını, ancak işbu davadan sonra davacı … müvekkil şirketten devir izni ve lisans almadan “… Bankacılık” yazılımını hukuka aykırı şekilde bulundurduğunun veya kullandığının anlaşıldığını, işbu davada uyuşmazlık konusunun, davalı şirketin fikri mülkiyet haklarının ihlaline dayandığından, FSEK’nın 76. maddesine göre de bu Kanun’un düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalarda, ihtisas mahkemeleri olarak Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli bulunduğundan, mahkemenin görevli olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak talepleri doğrultusunda kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, tanıma ve tenfiz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı kurumun tasfiye memurluğunu yürüttüğü T.H. … … (…) ile davalı adasında, 01.05.2015 tarihli sözleşme uyarınca, davalıya ait “… …/… Bankacılık Ürünü” adlı bankacılık yazılımının lisans haklarının ücreti karşılığında davacıya sağlanmasının kararlaştırıldığı, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı ile de davalının sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshine, davacının ödediği para cezasının davacıya iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilgisayar programlarının FSEK’nın 2/1. maddesinde öngörülen “ilim ve edebiyat eseri” vasfında bulunduğu, 5846 sayılı FSEK.’in 76. maddesi gereğince, adı geçen Kanunun düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan davalarda, görevli mahkemenin ihtisas mahkemeleri olduğu açıktır. Bu itibarla somut uyuşmazlığa konu bilgisayar programının lisans sözleşmesinden kaynaklanan tenfiz davasında da delillerin takdiri ihtisas mahkemesine aittir. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 11. HD.’nin 01.12.2014 tarih ve 2014/15778 E.- 2014/18740 K.).
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 05/06/2023 tarih ve 2023/278 E. – 2023/242 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalıdan peşin olarak alınan 269,85.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/11/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2023
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.