Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/159 E. 2023/159 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/34
KARAR NO : 2023/164
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2022
NUMARASI : 2022/152 E. – 2022/332 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/10/2022 tarih ve 2022/152 E. – 2022/332 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun yayınlanması üzerine davalı şirketin…” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek başvurunun kısmen reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilinin yeniden inceleme taleplerinin bu kez 2021-M-438 sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa markaların bütün olarak bıraktığı izlenim, şekilleri, logoları, renkleri vb. göz önüne alındığında markalar arasında hiçbir surette benzerlik ve iltibas tehlikesi olmadığını, markalarda kullanılan yazı stilinin ve renklerinin farklı olduğunu, tescil edilen mallar açısından genel ve jenerik sayılabilecek … ibaresinin davalının tekelinde olmadığını ve yalnızca davalıya işaret etmesinin de mümkün olamayacağını, her iki şirketin sektörlerinin birbirinden farklı bulunduğunu ileri sürerek Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2021-M-438 sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarının emtia listeleri dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan ve davalı itirazı üzerine kısmen reddedilen çekişme konusu 41. sınıfın tamamı bakımından aynı/aynı tür ve benzer/ilişkili hizmetlerden oluştuğu, somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu, markanın ayırt edici esaslı unsuru konusumda olan … kelimesinin TDK Güncel Türkçe Sözlükte karşılığı bulunmamakla birlikte, Fransızca ve İngilizce’de “usul, tarz” anlamına gelen “…” kelimesi gündelik dile … olarak yerleşmiş ve aynı anlamlarda kullanılır hale geldiği, markaların tamamında vurgu ve ayırt edicilik … kelimesine yüklendiği, … ibaresi davalı … Internatıonal … AŞ’nin hem ticaret unvanının ayırt edici kısmı, hem de lider markası olduğu, … kelimesinin 41. sınıftaki çekişme konusu hizmetler bakımından doğrudan bir anlamı ve yaygın kullanımı bulunmadığı, … sayılı “…” ibareli davacı marka başvurusu ile … ibareli redde mesnet davalı markalarının benzer olduğu, markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas ihtimali bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin 41. Sınıfta tescil edilmek istenen markası ile davalının markasının şekil ve kelime unsurları bakımından müvekkilin tescil başvurusunda bulunduğu marka ve logosu ile hiçbir benzerlik bulunmadığını, müvekkili şirketin hizmet verdiği sektör ile diğer davalı şirketin hizmet verdiği sektörün birbirlerinden tamamen bağımsız olduğunu, marka kapsamının bilinçli tüketici kitlesine hitap ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, davacı tarafın marka tescili için başvuruda bulunduğu, başvurusunun Marka Bülteninde yayımının ardından bu başvuruya yönelik olarak dava dışı Hakan İrdam’ın itirazda bulunduğu, dava dışı Hakan İrdam’ın itirazının Markalar Dairesi tarafından kabul edilerek başvurunun kısmen reddedildiği, bu ret kararına yönelik davacı itirazının da YİDK’nın dava konusu kararı karara bağlandığı, bu YİDK kararı ile davacı başvuran tarafından yapılan itirazın reddine karar verildiği, iş bu davanın da YİDK’nın kararının iptaline yönelik olarak süresinde açıldığı görülmektedir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacının dava konusu başvurusuna davalı şirket değil, itiraza mesnet markaların sahibi bulunan, dava dışı … itiraz etmiştir. Yani davacının davasını … yanında, …’a yöneltmesi gerekirken yöneltmediği, davasını başvurunun reddi ile ilgisi bulunmayan ve kendisine husumet düşmeyen davalı şirkete yönelttiği anlaşılmaktadır.
Davacı taraf esasen 2017-M-9928 sayılı YİDK kararının iptalini talep etmiş olup, sonuç itibariyle başvurusunun reddinin yanlış olduğunu ileri sürdüğüne göre, bu YİDK kararının tarafı olan ve itirazı nedeniyle davacının marka başvurusunun reddine neden olan kişinin iş bu davada davalı olarak bulunması gerekmektedir. Bu nedenle, …’a karşı bu dava ile birleştirilmek üzere başka bir dava açılması ve sonrasında da iş bu dava ile birleştirilmesi yönünde davacı tarafa kesin süre verilmeden yargılamaya son verilmesi yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafa, YİDK iptaline ilişkin iş bu davada zorunlu dava arkadaşı olarak bulunması gereken …’a karşı başka bir dava açılması ve sonrasında iş bu dava ile birleştirilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmesi, sonrasında da hasıl olacak duruma göre dosyanın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp esas hakkında yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/10/2022 tarih ve 2022/152 E. – 2022/332 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/02/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip