Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/15 E. 2023/36 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/15 – 2023/36
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/15
KARAR NO : 2023/36
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2022
NUMARASI : 2022/447 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen tarih ve 2022/447 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2003 yılından bu yana “…” esas unsurlu markaların 29 ve 30. sınıflarda sahibi olup, marka üzerinde öncelik hakkının bulunduğunu, müvekkilinin markalarını perakende satış mağazasında da kullandığını, müvekkilinin bu marka ile ürettiği ürünlerin satışını da yapabileceğinin açık olduğunu, üretilen malın satışı için ayrıca marka tescilinin gerekmeyeceğini, müvekkilinin ürettiği ürünlerin satışını yaptığı mağazada ayrıca ikramlık olarak ürünlerini tattırdığını, restoran, kafe hizmeti vermediği halde “…” markası 43. sınıfta adına tescilli olan aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalının müvekkiline ait iş yerinde tespit yaptırıp ihtiyati tedbir kararı alarak müvekkilinin faaliyetlerini hukuka aykırı şekilde önlemeye çalıştığını, oysa müvekkilinin mağazasında yalnızca ürün satışı hizmeti verdiğini, müvekkilinin kullanımının hukuka uygun olduğunu, davalı şirketin marka başvurularına yaptıkları itirazlar üzerine başvuruların reddedildiğini, davalının müvekkilinin faaliyetlerine zarar vermeyi amaçladığını ileri sürerek, müvekkilinin “…” esas unsurlu markalarını kullanarak faaliyet göstermesinin davalı yanın “…” ibareli markalarına tecavüz etmediğinin tespitine karar verilmesi istemiyle açtığı davada davalı yanın kendi adına tescilli markalardan kaynaklanan haklarını müvekkili aleyhine ileri sürmesinin tedbiren önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Aleyhine tedbir istenen davalı vekili, ihtiyati tedbir isteyen davacının derdest olan tecavüz davasına delil teşkil etmek üzere tecavüzün mevcut olmadığının tespiti talepli dava açmasının usulen mümkün olmadığını, 1996 yılınan beri “…” konseptiyle hizmet verdiğini, davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı yanca ikram değil satış işlemi gerçekleştirildiğini, davacının eylemlerinin müvekkilinin markalarına açık bir şekilde tecavüz oluşturduğunu, buna ilişkin değişik iş dosyasında tespit yaptırıldığını, davacının müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yararlanmaya çalıştığını, davacının eyleminin haksız rekabet de teşkil ettiğini savunarak, davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, sunulan deliller itibariyle davacının haklılığını ara karar tarihi itibariyle yaklaşık olarak ispatlayamadığı gerekçesiyle, HMK’nın 390/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalının kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine tespit davaları ikame etmekte olduğunu, taleplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrayabileceğini, müvekkilinin ürettiği ürünlerin satışını yapabileceğini, iş yerinde kafe hizmeti verilmediğini ileri sürerek, yerel mahkeme ara kararın kaldırılmasını ve tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, aleyhine ihtiyati tedbir istenenin marka hakkına tecavüz edilmediğinin tespiti talebiyle açılan işbu davada ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nıı 389, 390 ve SMK’nın 159. maddesindeki koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/01/2023 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 15/02/2023

Başkan
Üye
Üye
Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.