Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1487
KARAR NO : 2023/1182
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2023
NUMARASI : 2023/205 E.
İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/06/2023 Tarih ve 2023/205 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” markasını ilk kez, 20. Sınıf başta olmak üzere, ilgili diğer sınıflarda, 1992 senesinde tescil ettirdiğini, yine, … ibaresini esas ve yan unsur olarak içeren müvekkili şirket adına pek çok marka tescili de bulunduğunu, müvekkili adına tescilli olan … ibaresinin, aynı zamanda “tanınmış marka” olarak da özel koruma altında bulunduğunu, davalı tarafın, “https://….com/” alan adı altında yayın yapan internet sitesinde, müvekkili adına tescilli ve tanınmış marka konumundaki … markasının doğrudan müvekkilinin faaliyet alanı ve markalarının tescil kapsamı içerisine giren emtia ve hizmetlerde markasal anlamda kullanıldığının gözlemlendiğini, … … şeklinde gerçekleştirilen markasal kullanımın, doğrudan müvekkiline ait … markalarının tescilli olduğu ve müvekkilinin faaliyet alanı ile çakışan 27. Sınıfta yer alan halılar, kilimler, yolluklar emtiaları başta olmak üzere, 35. sınıftaki bu emtiaların satışı / perakendecilik hizmetleri ve ilgili diğer emtiada gerçekleştirildiğini, davalı tarafın, “… …” ibaresi kullanımının, doğrudan müvekkilinin markalarının tescil kapsamları ile birebir aynı alan/sınıflarda olduğunu, başta 6100 Sayılı HMK olmak üzere, müvekkili adına tescilli ve tanınmış … markası yönünden ve müvekkilinin markası ile ilgili zararın artmasının önlenmesi adına ve davalının müvekkiline ait tanınmış … markasına tecavüz ve haksız rekabet yaratmakta olduğu da dikkate alınarak, 6100 Sayılı HMK ve 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ihtiyati tedbir hükümleri çerçevesinde ve teminatsız olacak şekilde; tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden karşı taraf fiillerinin önlenmesi ve durdurulmasına, … … ibaresini taşıyan her tür tabela, basılı evrak ve sair evrakın kaldırılmasına, bu ibarenin, iş evrakı, tabela, nakliye araçları, reklamlar ve benzeri şekillerde kullanılmasının durdurulmasına, davalı tarafından üretilip piyasaya sunulmuş … … markasını üzerinde barındıran ürünlere, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge olanlar dâhil, bulundukları her yerde el konulması ve bunların saklanmasına, davalı tarafın, … … ibaresi altında gerçekleştirdiği her türlü kullanımın önlenmesine ihtiyaten ve teminatsız olacak şekilde karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalının, “… …” ibaresini kilim ve halı emtiasının tanıtımı ve satışı faaliyetleri bakımından markasal olarak kullandığı tespit edilmişse de, davalı yanın söz konusu markasal kullanımını 2014/93446 sayılı “… …” ibareli marka hakkı sahibinin iznine istinaden kullandığını ileri sürdüğü, davalı şirketin yetkilisinin “…” isimli şahıs olduğunun cevap dilekçesine ekli vekaletnameden anlaşıldığı, 2014/93446 sayılı markanın dava dışı … Şirketi’ne ait olduğu, bu şirketin kurucu ve yetkilisinin ise “…” olduğu, davalı vekili, “…”nın, “…”nın babası olduğunu iddia ettiği, cevap dilekçesine ekli vekaletname ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 16/10/2017 tarih 9430 sayılı nüshasında yer alan kayıt birlikte değerlendirildiğinde, adı geçen şahısların ikamet adreslerinin aynı olduğu, davalı yanın 2014/93446 sayılı marka sahibinin verdiği icazet ile “… …” ibaresini markasal olarak kullandıkları argümanını tevsik eden vakıalar da dikkate alınarak, gerek 2014/93446 sayılı markanın, davacıya ait mesnet markalardan önceki tarihli olması, gerekse söz konusu markanın kapsamında 27. sınıfta yer alan “Halılar, Kilimler” emtiasının ve 35. Sınıfta bu emtiaların satışı hizmetlerinin bulunuyor olması da dikkate alındığında, şartları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talebinde bulunan davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava dışı marka sahibi ile iş bu dosya tarafı arasında bir sözleşme bulunmadığını, davalının bu markaya dayanamayacağını, bu marka için kullanmama nedeniyle hükümsüzlük davası açıldığını ve kullanılmadığının tespit edildiğini, davalının tescil aşamasında olduğunu ileri sürdüğü markasının kapsamında da faaliyet alanının çıkartıldığını, davalının kötüniyetli olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesi gerektiğini, davalının kullanımının davacının tescili kapsamında bulunduğunu, davalının iddialarının yerinde olmadığını ileri sürerek ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararının kaldırılmasını, taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda dosya kapsamında bulunan mevcut delillere göre ihtiyati tedbir talep eden davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edildiğinin anlaşılamadığı, durum ve koşulların değişmesi halinde davacı tarafça yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulabileceği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacıdan alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 179,90-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 89,95-TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/10/2023 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2023
Başkan Vekili
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…