Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1485 E. 2023/1221 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1485
KARAR NO : 2023/1221
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2023
NUMARASI : 2023/92 E.

İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF/ DAVALI : .

DAVANIN KONUSU : Marka (Maddi Tazminat İstemli)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/06/2023 Tarih ve 2023/92 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, dava dışı …. Şti. İle davalı arasında imzalanan “Yetkili Uygulama Merkezi Sözleşmesi”nin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek, müvekkilinin sahibi olduğu “…” ünvanlı markanın davalı yanca haksız kullanımı nedeniyle marka hakkına tecavüzün men’i ile maddi tazminat istemli davada, yargılama süresince davalı yanın ilgili markayı kullanımının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen davalı vekili, davada İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, belirsiz alacak davası açılmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, feshin haklı nedene dayanmadığını, dava dışı …. Şti.’nin ürün tedarik sorumluluğunu yerine getirmediğini, fesih tarihinden itibaren davacının markası kapsamındaki hiçbir hakkının ihlal edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafından, davalı ile yapılan sözleşmenin feshedildiği ve bu kapsamda marka kullanıma icazetin sonlandırıldığı, davalının buna rağmen markasal kullanımlarına devam ettiği ileri sürülmüş ise de, davalının fesih işleminden sonra markasal kullanımda bulunmadığını savunduğu, bu aşamada ihtiyati tedbir işlemi tesis edecek nitelikte yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı, şartları oluştuğu takdirde her zaman ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gerekçesiyle, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin, …. Şti. unvanlı şirketin yetkilisi, aynı zamanda “…” markasının da sahibi olduğunu, davalı ile … …. Şti. arasında akdedilen 08/11/2019 tarihli Yetkili Uygulama Merkezi Sözleşmesinin, davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle tek taraflı olarak feshedildiğini, davalının sözleşme sonlandırıldıktan sonra dahi müvekkilinin markasını haksız olarak kullandığını ve ihlalin halen daha devam etmekte olduğunu ileri sürerek, ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün men!i ve maddi tazminat davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda dosya kapsamında bulunan mevcut delillere göre ihtiyati tedbir talep eden davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 179,90-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 89,95‬-TL bakiye harcın ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan tarafın uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/10/2023 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2023

Başkan V.

Üye

Üye

Katip