Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/1263 – 2023/1117
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1263
KARAR NO : 2023/1117
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2022
NUMARASI : 2022/230 E. – 2022/254 K.
DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI :
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/07/2022 Tarih ve 2022/230 Esas – 2022/254 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ve … şeklinden oluşan tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin “…” ibareli marka başvurusuna anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas bulunduğu gibi aynı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların da oluştuğunu, ayrıca marka başvurusunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’ın 2016-M-9735 sayılı kararının iptaline ve dava konusu başvurunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlük isteminin reddinin gerektiğini, müvekkilinin “…” ibareli markasının yazı ve şekil olmak üzere bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı markasından görsel, kavramsal ve işitsel olarak oldukça farklı olduğunu, davacı yanın bilgisayar ve sair elektronik eşyanın üretim ve satışını gerçekleştirdiğini, müvekkilinin ise markaların iletişim ve tanıtım faaliyetlerini organize ettiğini, taraf markalarının farklı tüketici kitlelerine hitap ettiklerini ve farklı emtialarda kullandıklarını, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacının “…” ibareli ve … şeklinden oluşan markaları arasında başvuru kapsamında yer alan 42/01, 02, 03 sınıf hizmetler yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu, başvuru kapsamında farklı olarak yer alan 42/04 sınıf hizmetler yönünden de aynı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluştuğu, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne YİDK’ın 01/12/2016 tarih 2016-M-9735 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2015/28671 sayılı “… + şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, taraf markları arasında benzerlik bulunmadığını, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin dava konusu ibareyi uzun süredir kullandığını ve tanınmış hale getirdiğini, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığı gibi markaların kullanıldığı faaliyet alanlarının da farklı olduğunu, bilirkişi raporunun hukuki görüş içerdiğini, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların da bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… +Şekil” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu ve … şeklinden oluşan markaları arasında, başvuru kapsamında 42. Sınıfın 1.,2. ve 3. alt grubunda yer alan hizmetler yönünden, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu başvuruda davacı ile özdeşleşen … figürüne benzer şekil unsuruna ve davacının “…” asıl unsurlu markalarının Türkçe karşılığı olan “…” ibaresine yer verilmesinin markalar arasında iltibasa neden olacağı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2022/1690-2023/1573 E/K, 2020/133-2020/4209 E/K, 2019/5274-2020/3172 E/K ve 2016/6599-2018/307 E/K sayılı ilamlarında da, “…” ibaresini ve … şeklini içeren başvuru, “…” ibareli başvuru, “…” ibareli başvuru ile “…” ibareli başvuru davacının “…” asıl unsurlu ve … şeklinden oluşan markaları ile benzer kabul edildiği, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı, diğer yandan davacı markalarının “bilgisayar/ceep telefonu ürünleri ve hizmetleri” yönünden tanınmış oldukları, davacı markalarının tanınmışlık düzeyleri, marka işaretleri arasındaki benzerlik gözetildiğinde, başvuru kapsamında davacı markalarının tescil kapsamlarından farklı olarak yer alan 42 sınıfın 4. alt grubunda yer alan hizmetler bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 179,90-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 89,95-TL bakiye harcın davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 28/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :15/10/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.