Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1234 E. 2023/996 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/1234 – 2023/996
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1234
KARAR NO : 2023/996
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2023
NUMARASI : 2023/190 E. – 2023/185 K.

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tespit

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/03/2023 tarih ve 2023/190 E. – 2023/185 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin davalı olarak yer aldığı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/754 E. sayılı dosyasına sunulan dava şartı arabuluculuk davet mektubunun müvekkili şirketlere gönderilmediğini, hiçbir tebligat yapılmadan toplantının gerçekleştirildiğini ve son tutanağın düzenlendiğini, bu nedenle arabulucu son tutanağının iptal edilmesi gerektiğini, bunun sağlanması durumunda asıl davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceğini ileri sürerek, dosyaların birleştirilmesini ve arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 114/1.h maddesinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının dava şartları arasında sayıldığı, HMK’nın 115. maddesi gereğince dava şartlarının her aşamada incelenip değerlendirilebileceğinden, dava şartları bakımından karşı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden, tensiple dahi karar verilmesinin, HMK’nın 30. maddesi kapsamında usul ekonomisi de gözetilerek mümkün olduğu (Yargıtay HGK’nın 11/04/2019 tarih ve 2017/15-2141 Esas, 2019/442 Karar sayılı ilamı), davacının hakkına kavuşmak için hali hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukuki yararının bulunduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, diğer bir ifadeyle bir mahkeme kararına ihtiyaç olmaksızın sonuç alınabilecek hallerde, dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığı, somut olayda da arabuluculuk davet mektubunun davacı şirkete tebliğ edilmediğine, davacının arabuluculuk görüşmelerinden haberdar olmadığına, zorunlu arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediğine yönelik itirazlarda bulunulmuş ise de, anılan iddiaların davacı aleyhine açılacak bir davada ileri sürülmesinin mümkün olduğu gibi HMK’nın 115. maddesi gereğince mahkemece re’sen de değerlendirileceği, davacının arabuluculuk anlaşamama tutanağının iptalini ayrı bir davaya konu etmesinde hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile HMK’nın 114/1.h ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirket aleyhine açılan Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/754 E sayılı dosyasının dava değerinin çok yüksek olduğunu, eğer ki usulüne uygun tebligat yapılmış olsaydı ve arabuluculuk aşamasına katılabilselerdi yargılama aşamasına gelmeden uzlaşma sağlanmasının mümkün olabileceğini, ancak müvekkili şirketin kusurundan kaynaklanmaksızın arabuluculuk görüşmelerinden haberdar olmamaları ve arabuluculuk sürecinin dışında kalmaları nedeni ile müvekkil şirketin mağdur olduğunu, müvekkili şirketin haklı çıkması durumunda yargılama giderlerine dahi hak kazanamayacağını, arabuluculuk son tutanağı incelendiğinde, müvekkili şirketlere hiçbir tebligat yapılmadan toplantının gerçekleştirildiğinin ve son tutanağın düzenlendiğinin anlaşılacağını, müvekkili şirkete gönderildiği yazılan adresin, müseccel adres olmadığı gibi anılan adresin hiç var olmadığını, zira İstanbul adresinin yazılarak Ankara olarak belirtildiğini, müvekkili şirketin müseccel adresinin dosyada mübrez Ticaret Sicil Gazetesinden de anlaşılacağı üzere Amasya’da bulunduğunu, anılan davet mektubunun taraflarına usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi halinde işbu toplantıya da katılacaklarının aşikar olduğunu, dolayısıyla dava şartı arabuluculuk son tutanağının iptalinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, arabuluculuk tutanağının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacılar vekilince işbu davada ileri sürülen tüm iddiaların, davacı şirketlerin davalı olarak yer aldığı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/754 E. sayılı davasında da ileri sürülebilmesinin ve anılan dava dosyasına sunulan dava şartı arabuluculuk tutanağının iptalinin talep edilebilmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta davacının arabuluculuk anlaşamama tutanağının iptalini ayrı bir davaya konu etmesinde hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 179,90-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 89,95-TL’nin davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/09/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/09/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.