Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/114 E. 2023/125 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/114
KARAR NO : 2023/125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2022
NUMARASI : 2022/76 E. – 2022/224 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Faydalı Modele Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Kaldırılması ve İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/09/2022 tarih ve 2022/76 E. – 2022/224 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin … başvurusu ile kayıtlı … sayılı “…” başlıklı faydalı modelin sahibi ve tek yetkilisi olduğunu, müvekkilinin makineyi ürettiğini ve sattığını, dava konusu makinenin davacının sağlık sorunları sebebi ile hastanede yattığı süreçte makinenin bulunduğu depodan rızası ve bilgisi dışında çıktığının tespit edildiğini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/232195 hazırlık sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, Sivrihisar Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/289 hazırlık soruşturma dosyasında yer alan arama tespit tutanağı ile müvekkilinin deposundan çıkartılan makinenin davalı şirketin işlettiği granit mermer ocağında yapılan aramada bulunduğunu, davalı şirket tarafından ticari mermer granit üretiminde ve devamında makinenin aktif olarak kullanıldığını, davalının bu makineyi haksız kullanmaya devam ettiğini, dava konusu makinenin yargılama inceleme aşamasına kadar saklanabileceğini, yahut üzerindeki ciddi değerli aksamların sökülebileceğini, değişiklik yapılabileceğini, bu nedenle haksız edinilen ve kullanılan taş kesme makinesinin mühürlenerek bağlanması ve kullanımının yasaklanması yönünde ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, ayrıca keşif yapılarak keşif sırasında bilirkişilerce ürünlerin fotoğraflanmasını, ürünlerde buluş istemlerinin yer alıp almadığı hususunda bilirkişilerden rapor alınmasını talep ettiklerini ileri sürerek, müvekkiline ait sınai mülkiyet hakkına tecavüzün tespitini, önlenmesini, durdurulmasını, kaldırılmasını, el konulan ürünlerin değerinin tespitini, tespit edilen meblağın maddi zarar olarak müvekkiline ödenmesini, Türk Borçlar Kanunu’nun 446/1. maddesi uyarınca müvekkilinin malvarlığının mevcut durumu ile yasaya aykırı davranılmış olmasaydı arz edeceği durum arasındaki farkın hesaplanarak haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini, makinenin halen kullanılması sebebi ile yıpratılmış olması dikkate alınarak satış bedelinin haksız fiil tarihinden başlatılacak ticari faizi ile dolar cinsinden bedelinin ekskale edilmesi ile tespit edilecek bedelin ödenmesini, belirsiz alacak olarak şimdilik 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, hükmün tirajı en yüksek üç gazeteden birinde masrafı davalıya ait olmak üzere ilan edilmesini talep ve dava etmiş; ilk derece mahkemesince görevli olmadığı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat yönünden dava tefrik edilmiştir.
Davalı vekili, davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı yanın davasında iyi niyetli olmadığını, davacı firmanın sözde iddiası ile söz konusu makinanın üreticisi ve yetkili satıcısı olduğunu beyan etmekte olduğunu, davacı şirketin, bu tür konularda mağdur olmamak adına şirket olarak bir sigorta poliçesi de tanzim etmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, bu nedenle davanın, ilgili sigorta şirketine/ şirketlerine ve de ilgili 3. kişilere ihbarının gerektiğini, davaya konu taşınır makinanın müvekkili tarafından 28.05.2021 tarihinde yapılan protokol uyarınca…’tan bedeli ödemek suretiyle satın alınmış olduğunu, söz konusu makinenin bedelini ödeyen ve zilyetliği altında bulunduran müvekkili şirketin söz konusu makinanın maliki olduğunu, yasal koşullara haiz olmayan ve mesnetten ari bu talebin reddinin gerektiğini savunarak, öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, aksi halde davanın esastan reddine, ihtiyati tedbir talebinin kanunun aradığı yasal koşulların oluşmamasından dolayı reddine, davanın sigorta şirket /şirketlerine, 3. kişilere ihbarına karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacı vekilinin davasının esasını müvekkiline ait olduğunu iddia ettiği … sayılı faydalı model belgesine dayalı hakların ihlali iddiasına dayandırdığı, bu iddiasına mesnet olarak ileri sürdüğü maddi vakıanın ise müvekkiline ait olduğunu iddia ettiği “…”nin müvekkilinin rızası dışında deposundan çıktığı ve Sivrihisar’da yer alan davalıya ait granit mermer ocağında yapılan jandarma aramasında tespit edildiği olgusuna dayandığı, davacının ileri sürdüğü olgulara göre, davalının, davacıya ait olduğu iddia edilen faydalı modele konu makineyi izinsiz olarak kısmen veya tamamen üretmediği, taklit etmediği, taklit suretiyle meydana getirilen makineyi ticari olarak elinde bulundurmadığı, faydalı model hakkını gasp etmediği, başka bir deyişle, davacı vekilinin ileri sürdüğü iddiaların 6769 sayılı SMK’nın 141. maddesi hükmünde düzenlenen “faydalı model hakkına tecavüz” oluşturan eylemlerden birine karşılık gelmediği, davacı vekilinin ileri sürdüğü iddiaların esasen “bir sınai mülkiyet hakkının ihlali”ne değil, mülkiyet hakkına yönelik haksız fiilden kaynaklı vakıaya ilişkin olduğu, davacı yanın genel hükümlere göre ispatlayabildiği takdirde davalı yanın haksız fiilinden kaynaklı hukuki korunma talebinde bulunabileceği kabul edilse bile 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesi hükmü gereği hakimin talep sonucu ile bağlı olduğu, eldeki davada da iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı başlamadan evvel davacı yanın ileri sürdüğü talep sonucu incelendiğinde, sınai mülkiyet hakkının ihlal edildiğinin tespiti, bu eylemlerin önlenmesi, kaldırılması ve hükmün ilanı istemlerinde bulunulduğu, eldeki uyuşmazlıkta dava konusu yapılan malzemeye göre sınai mülkiyet hakkı ihlali oluşturan maddi bir olgunun ileri sürülmediği, dolayısıyla davacı yana ait sınai mülkiyet hakkının ihlal edildiğine yönelik ileri sürülen maddi vakıa bulunmadığı gerekçesiyle, davanın ve ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalının müvekkilinin üreticisi ve satıcısı olduğu makinayı ticari üretiminde haksız olarak kullanmaya devam ettiğini, haksız edinilen ve kullanılan faydalı model belgesine konu taş kesme makinesinin mühürlenerek bağlanması ve kullanımının yasaklanması için ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, delillerin kaybolmasının önüne geçmek adına keşif ve delil tespiti yapılması taleplerinin bulunduğunu, geri dönülmez zarar oluşma ihtimalinin halen devam ettiğini, ihtiyati tedbir taleplerini tekrar ettiklerini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/232195 Hazırlık sayılı dosyasında şüpheli olarak alınan ifadesinde …’un davalı şirket yetkilisi …’in müvekkiline ait makineyi beğenmemesi nedeniyle aramaya konu makineyi kendisinin üreterek sattığını beyan ettiğini, böylece makinenin haksız rekabet sonucunda hukuka aykırı şekilde üretildiğinin ikrar edildiğini, davalı şirketin bu makinenin asıl sahibini bilecek kabiliyette olduğunu, davalının somut şekilde haksız üretildiği iddia edilen aynı özelliklere sahip faydalı model hakkını gasp ettiğini, 6769 sayılı SMK’nın 141. maddesinde düzenlenen “faydalı model hakkına tecavüz” oluşturan eylemlerden birine karşılık geldiğini, davanın 04.03.2022 tarihinde açıldığını, müvekkilinin bu iddiaları sorgu dosyasında yer alan ifadeden ve sonradan dosyaya sunulan belgelerden öğrenebildiğini, hayatın olağan akışında bu durumun haksız rekabet olduğunun somut olduğu, bu durumun davanın açılmasından sonra tespit edilebildiğini, gerekçeli kararda belirtildiği üzere iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı ile bağdaşmadığını, hatta yeni elde edilen ve dava açıldıktan sonra ulaşılan delil ile oluşan talebin bu kapsamda iddianın genişletilmesi kısıtlaması olarak değerlendirilemeyeceği, sınai mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir talebinin ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, faydalı modele tecavüzün tespiti önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ve ilan istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının faydalı model belgesine tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ve hükmün ilanı talebiyle açtığı işbu davada iddialarını dava dilekçesinin ikinci sayfasında belirttiği davaya konu makinenin rızası dışında müvekkilinin elinden çıktığı/çalındığı vakıasına dayandırdığı, davacı vekilince davalıya atfen SMK’nın 141. maddesi kapsamında ileri sürülen bir fiil bulunmadığı, davacı vekili, 28.09.2022 tarihli celse öncesi verdiği dilekçesi ile bu kez davalı yanın mermer ocağında ele geçen taş kesme makinesinin dava dışı … tarafından üretildiği iddiasını ileri sürmüş ise de, HMK’nın 141. maddesi uyarınca dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra tarafların iddia ve savunmalarını genişletemeyeceği yahut değiştiremeyeceği, 28.09.2022 tarihli celsede de davalı vekilinin iddianın genişletilmesine muvafakatleri olmadığını beyan ettiği, açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin davacı yana ait sınai mülkiyet hakkının ihlal edildiğine yönelik ileri sürülen maddi vakıa bulunmadığı gerekçesiyle verilen davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir istemine gelince; davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu taş kesme makinası üzerinde keşif ve delil tespiti yapılması, haksız edinildiği ve kullanıldığı iddia olunan makinenin mühürlenerek bağlanması ve kullanımının yasaklanması yönünde ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini de talep etmişse de; somut uyuşmazlıkta, usulüne uygun olarak SMK hükümlerine dayanılarak yapılmış bir ihtiyati tedbir talebi bulunmadığı gibi, davacı tarafça HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca sınai mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönünde yaklaşık ispatın da sağlanamadığı, bu durum karşısında ilk derece mahkemesince davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı gibi Dairemizce de ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, Dairemizce, davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/02/2023 tarihinde (1) nolu bent yönünden HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere, (2) nolu yönünden ise HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 06/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip