Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1132 E. 2023/947 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1132 – 2023/947
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1132
KARAR NO : 2023/947
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2023
NUMARASI : 2022/731 E. – 2023/87 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/02/2023 tarih ve 2022/731 E. – 2023/87 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında 14/02/2008-28/02/2014 tarihlerini kapsayan dönemler için “Katı atık (çöp) toplama, cadde, sokak, pazar yerlerinin süpürülmesi ve katı atıkların çöplüğe nakliyesi” işine ilişkin ihale yolu ile hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığını, davalı şirketin dava dışı … isimli işçisinin ise davalı şirkette 28/02/2014 tarihine kadar “temizlik görevlisi” olarak çalışmakta iken, 28/02/2014 tarihinde iş akdini feshettiğini, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsili istemiyle müvekkili belediye ile davalı şirkete karşı açtığı Ankara 11. İş Mahkemesinin 23/03/2016 tarih, 2014/512 Esas, 2016/287 Karar sayılı davasında, davalı ile birlikte müvekkilinin kararda belirtilen brüt 10.036,92-TL kıdem tazminatı, brüt 419,82-TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti, 818,37-TL yıllık izin ücreti alacaklarından, işleyen faizleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, … vekili tarafından, müvekkili belediye ve davalı şirkete karşı icra takibi başlatıldığını, 06/02/2018 tarihinde toplam 22.591,57-TL’nin müvekkili tarafından icra dosyasına ödendiğini, ayrıca dava nedeniyle müvekkili belediye tarafından toplam 1.627,70-TL yargılama gideri harcamasının yapıldığını, davalının taraflar arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesinin 22, Özel Teknik Şartnamenin 42. maddesi uyarınca bu bedelden sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 24.219,27-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 03.11.2022 tarihli kararında her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede baskın edimin Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı olduğu, bu halde dava konusu uyuşmazlığın arabuluculuğa tabi olmadığı gereğine değinilmiş ise de davanın niteliğinin ve taşıma sözleşmesinden kaynaklandığının, mahkemelerince değil Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 11.11.2021 tarihli 2021/1365-1433 sayılı kararı ile belirlenerek, Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırıldığı ve dosyanın ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle mahkemelerine tevzi edildiği, mahkemelerince 07.06.2022 tarihli kararında davanın alacak davası olarak nitelendirildiği ve bu hususun gerekçeli karara yazıldığı, davanın … Belediye Başkanlığı tarafından açılmış olup, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/2610 Esas, 2022/2541 Karar ve 09/05/2022 sayılı karında da belirlendiği şekilde taraflar arasındaki sözleşmede baskın edimin Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı işi bulunduğu ve Belediyenin bu bağlamda tacir niteliğini taşımadığı, bu nedenle davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmasının gerektiği, ancak 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin davanın esası hakkında verdiği kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 11.11.2021 tarihli 2021/1365-1433 sayılı kararı ile görev yönünden kaldırıldığından ve dava ticari dava olarak nitelendirilerek dosyanın mahkemelerine gönderildiğinden, HMK 362/c maddesi gereğince de bu tür kararların temyizi kabil olmayıp, ilk derece mahkemesini bağladığından, mahkemelerince davanın ticari dava olarak kabul edildiği, bu durumda ticari davalarda TTK’nın 5/A maddesi gereğince “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünün bulunduğu, davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 24.219,27 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş olduğundan, davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi talebine ilişkin alacak davası olduğu, 10/11/2022 dava tarihinden önce davacının zorunlu arabulucuya başvurulmadığının anlaşıldığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesinin 1. fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa 7155 sayılı Yasanın 23. maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince, bu hususun özel dava şartı olduğu ve dava şartının gerçekleşmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle HMK 114 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 03.11.2022 tarihli 2022/1365 E. -1433 K. sayılı kararı ile somut uyuşmazlıkta arabuluculuğa ilişkin dava şartının aranmayacağının kabul edildiğini ve HMK’nın 353/1-a.6. maddesi uyarınca kesin olarak karar verildiğini, mahkemece yazılı şekilde karar verilmekle bir anlamda önceki kararında ısrar edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın esası yönünden de haklı olduklarını, davanın Dairemizde de görülmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve öncelikle davanın Dairemizde görülmesini, bunun mümkün olmaması halinde dosyanın yeniden karar verilmek üzere asliye hukuk mahkemesine, bu taleplerinin de kabul görmemesi halinde asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 07.06.2022 tarihli kararının davacı vekili tarafından istinafı üzerine, Dairemizin 03.11.2022 gün ve 2022/1613 E.-2022/1407 K. sayılı ilamı ile özetle “Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/2610 E.- 2022/2541 K. sayılı ve 09/05/2022 tarihli ilamına göre, somut uyuşmazlık açısından da, mahkemece her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edimin Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımı olduğu, bu halde dava konusu uyuşmazlığın arabuluculuğa tabi olmadığı, bu durumda da mahkemece işin esasına girilerek inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine kesin olarak” karar verilmiştir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince, davanın niteliğinin ve taşıma sözleşmesinden kaynaklandığının, mahkemelerince değil Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 11.11.2021 tarihli 2021/1365 E.-1433 K. sayılı kararı ile belirlenerek, Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırıldığı ve dosyanın ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle mahkemelerine tevzi edildiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarihli 2021/2610 E.- 2022/2541 K. sayılı ilamının, Dairemizin 11.11.2021 tarihli 2021/1365 E.-1433 K. sayılı kararından sonraki tarihli olduğu, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin anılan ilamında, Dairemizin benzer bir uyuşmazlıkta verdiği kararın, “Belediyenin asli işleminden olan temizlik işi ile ilgili taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve uygulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin taşıma edimini içerdiği belirtilerek arabuluculuğa tabi olduğu yönünde karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede baskın olan edim Belediyenin asli işi olan temizlik ile ilgili hizmet alımıdır. Bu halde dava konusu uyuşmazlık arabuluculuğa tabi olmadığından işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur. Dava konusu uyuşmazlıklara bakmakla görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin anılan ilamı Dairemiz için de yol gösterici nitelikte bulunmuş, bu nedenle de Dairemizin 03.11.2022 gün ve 2022/1613 E.-2022/1407 K. sayılı kararında, belirtilen gerekçelerle hüküm kurulmuştur.
Bu durumda ilk derece mahkemesince, Dairemizin 03.11.2022 gün ve 2022/1613 E.-2022/1407 K. sayılı ilamında belirtilen şekilde yargılamaya devam edilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, 07.06.2022 tarihli önceki kararı ile benzer gerekçelerle önceki kararının aynen verilip, Dairemiz ilamına karşı direnildiği anlaşılmaktadır.
Oysa Yasalarımızda Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı direnme kararı verilmesi usulünün benimsenmeyip, ilk derece mahkemesinin direnme hakkının sadece HMK.’nın 373/5. maddesinde düzenlendiği, bu durumun da sadece Yüksek Yargıtay ilgili Dairesinin bozma kararına karşı olabileceği açıktır. Yine direnme hakkının mevcut olmamasının Anayasaya aykırı bulunmadığı, Anayasa Mahkemesinin 26.07.2017 gün ve 2017/48 E.-2017/129 K. sayılı kararında belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nın “duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, özellikle bazı önemli ve klasik usul eksikliklerinin mevcudiyeti halinde, Bölge Adliye Mahkemesinin dosyayı duruşma yapmadan yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderme kararı verebileceği haller bakımından düzenleme yapıldığı, anılan Yasa maddesinin (a) bendinin 22.07.2020 tarih ve 7251 Sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik 6 numaralı alt bendinde ise; mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması haline yer verildiği, bu bent uyarınca verilen kararların da kanunun açık hükmü uyarınca kesin olduğu bildirilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece yapılacak iş, Dairemizin 03.11.2022 gün ve 2022/1613 E.-2022/1407 K. sayılı ilamı gereğince, anılan ilamda belirtilen şekilde yargılama yapılarak, işin esasının incelenmesine girişilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaret iken, usul hukukumuzda düzenlenmemiş bulunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı direnme kararı verilmesi doğru olmamış, bu nedenle ilk derece mahkemesinin 07.02.2023 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 07/02/2023 gün ve 2022/731 E. – 2023/87 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/07/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.