Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/103 E. 2023/78 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/103
KARAR NO : 2023/78
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2022
NUMARASI : 2022/59 E. – 2022/59 K.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/09/2022 tarih ve 2022/59 E. – 2022/59 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili şirketin 1996 yılında “…” konseptiyle hizmet vermeye başladığını, Türkiye’de ilk defa kahve evi franchise sistemini kurarak faaliyetlerini tüm ülke çapına genişlettiğini, müvekkilinin “…” markasını koruma adına birçok marka tescil ettirdiğini, aleyhine ihtiyati tedbir istenen tarafça gerçekleştirilen tüm kullanımların 6769 sayılı SMK’nın 29, 149, 150 ve 155. maddeleri uyarınca müvekkili şirket adına tescilli “…”, “…” ibareli seri markalara açık bir şekilde tecavüz oluşturduğunu, karşı yanın müvekkilinin sektördeki tanınmışlığından ve “…” esas unsurlu seri markalarının tüketiciler nezdinde yarattığı izlenimden haksız bir şekilde yararlanmak amacıyla, markasını tüketicileri yanıltacak bir biçimde kullandığını, aleyhine ihtiyati tedbir talep olunan tarafın marka hukukuna aykırı kullanımlarının Türk Ticaret Kanunu uyarınca da haksız rekabet teşkil ettiğini, aleyhine ihtiyati tedbir talep olunan tarafın müvekkilinin markalarını faaliyetlerinde kullanması nedeniyle markanın itibarının azalması riski ile karşı karşıya kaldığını ileri sürerek, karşı yana ait adreste bilirkişi marifeti ile tespit işlemi yapılmasına, müvekkili markalarının işletme faaliyetleri kapsamında kullanıp kullanmadığının, bu kullanımların müvekkillerinin tescilli markalarından doğan haklara tecavüz teşkil edip etmediğinin belirlenmesine, vaki eylemlerin aynı zamanda haksız rekabet teşkil edip edilmediğinin tespitine karar verilmesini, açıklanan eylemlerin haksız rekabet ve marka hakkına vaki tecavüz fiili olduğunun anlaşılması halinde müvekkilinin markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden her türlü ticari kullanımın durdurulması, müvekkili markasına tecavüz oluşturan her türlü tanıtım vasıtasına, kataloga, boş faturalara, işletme tabelalarına, promosyon ürünlerine ve her türlü emtiaya el konulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Aleyhine tedbir istenen vekili bilirkişi raporuna beyan dilekçesiyle, müvekkilinin kullanımlarının tescilli markalarına dayandığını, “…” ibareli markalar üzerindeki üstün hak sahibinin müvekkili olduğunu, müvekkilinin 43. sınıfta tescilli markalarının da bulunduğunu, tescilli marka ile üretilen mal ve hizmetlerin satışının da yapılabileceğini, zira malın satılmak için üretildiğini, müvekkilinin tespite konu adresteki mağazasında restoran, kafe hizmeti verilmediğini, müvekkilinin ürettiği malların tanıtım ve satışını bu mağazada gerçekleştirdiğini, mağazada oldukça küçük bir kahve standı bulunduğunu, standın ürün tanıtım ve tadımı için kullanıldığını, ticari amaçla kullanılmadığını, bilirkişilerce yüzeysel bir inceleme yapıldığını, tedbir kararı verilmesi halinde müvekkilinin telafisi imkansız zarara uğrayacağını savunarak, talebin reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tüm dosya kapsamından, tespit ve tedbir isyeyenin markalarının 03, 05, 08, 11, 16, 20, 21, 24, 25, 28, 29, 30, 32, 33, 34, 35, 39, 40, 41, 43. sınıflarda tescilli olduğu, davalının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bildirdiği markalarının da genel olarak 29 ve 30. sınıfta bazı markalarının ise 43. sınıfta tescilli olduğu, her ne kadar bilirkişi raporu ile aleyhine tedbir istenenin kullanımının marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğu bildirilmiş ise de, karşı tarafın markalarının incelenmesinde satışı yapıldığı beyan edilen ürünlerin karşı tarafın tescilli markaları kapsamında kaldığı, karşı tarafın 29 ve 30. sınıfta tescilli markaları ile ürettiği ürünleri 35. sınıf kapsamında satışa arz etmesinin markanın tescilinin koruması kapsamında kalabileceği, bilirkişi raporunda bulunan tespit ve görsellerde karşı tarafın 43. sınıf yönünden hizmette bulunduğuna dair yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı, öte yandan karşı tarafın “… …” ve kuru kahve ibarelerini kullanım şeklinin dürüstlük sınırlarında kaldığı, karşı tarafın savunmaları nazara alındığında talep edenin yaklaşık ispat külfetini yerine getiremediği gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, davalının kullanımının müvekkilinin seri markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, bu hususun bilirkişi raporuyla da tespit edildiğini ileri sürerek, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, aleyhine ihtiyati tedbir istenenin de “…” esas unsurlu tescilli markalarının bulunduğu, tespit yapılan işyerinde aleyhine tedbir istenen tarafından üretilen malların satışının yapıldığını anlaşılmış olup dava konusu markanın 43. sınıfta kullandığına dair yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, bu aşamada ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin ihtiyati tedbir isteyenden tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/01/2023 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 18/02/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip