Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/991 E. 2022/954 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2021
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Fikir ve Sanat Eseri (Tecavüzün Men’i İstemli)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/12/2021 tarih ve 2021/200 E. – 2021/444 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Alman vatandaşı olan müvekkilinin … Noterliği tarafından hazırlanan ve … Başkonsolosluğu tarafından onaylanan 18.11.2020 tarihli belge ile mimar …’ın yasal mirasçısı bulunduğunu, hayattaki diğer tüm mirasçılardan da vekaletname aldığını, …’ın 6 Aralık 1877 ile 20 Aralık 1956 yılları arasında yaşadığını, müvekkilinin yasal mirasçısı olduğu …’ın, Türkiye’nin ilk toplu konut projesi olan … Mahallesi projesinin mimarı olduğunu, … Mahallesinin 29/10/1944 yılında yapımına başlandığını ve … Şubesi ve … … Ankara tarafından yayımlanan “Bir Başkentin Oluşumu:…… kitapta ifade edildiğini, son 7 yıldır … Mahallesinin sistematik olarak yıkım tehdidi altında kaldığını, …..tarafından tanıtılan projenin, … tarafından tasarlanan mahallenin genel kurgusunun ve taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli yapıların hem fiziken hem de işlevsel olarak değiştirilmesini konu aldığını, dönüştürülmek istenen … Mahallesinin, ….. Eski Eserler ve … Yüksek Kurulu’nun 14/04/1997 tarih ve…. ….. ….. Kurulu’nun 02/03/1993 tarih ve 2877 sayılı kararları ile “kentsel sit” olarak belirlendiğini, anılan tüm idari işlemlerin … Şubesiyle vatandaşlar tarafından dava konusu edildiğini, ancak inşai faaliyetlerin durmadığını, … Mahallesinin özgün değerleri ve kültürel birikimi ile korunmasına yönelik hukuksal süreçler devam ederken, kurul kararı ile kentsel tasarım ve peyzaj uygulama projelerinin onaylandığını ve … Belediyesince ruhsatlar düzenlendiğini, … Mahallesinin özgün değerlerinin, kültürel birikiminin, yaşam kültürünün, anı değerinin bir bütün olarak ele alınmasının gerektiğini, 31/08/2020 tarihinde yapılan sözleşme ile … Taah. ve Tic. A.Ş.’nin saha çalışmalarına başladığını, davalı eylemlerinin FSEK m.16/1 hükmüne aykırı olduğunu ileri sürerek, davalıların tecavüzünün men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.C. … vekili, işbu davada müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuki mesnedinin bulunmadığını, alana ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’nın Ankara 1 Numaralı … Bölge Kurulu’nun 26/12/2019 tarih 7161 sayılı kararı ile uygun bulunup, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 21/02/2020 gün 46074 E sayılı yazısı ile anılan planların askı süresinin tamamlandığının ve onaylandığının Kurul Müdürlüğü’ne bildirildiğini, yürürlükteki koruma amaçlı imar planı doğrultusunda Kurulun alandaki tescilli yapıların korunması ve yaşatılmasını sağlamak amacıyla hazırlanan restorasyon projelerini kurul kararları ile uygun bulmasının, 2863 sayılı Yasa ve ilgili mevzuata aykırı bir yanının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekili, davaya konu yapıların eser olarak değerlendirilmesi halinde, 4626 sayılı … Meskenleri İnşaası Hakkında Kanun ve 5846 sayılı Kanun gereğince mimar …’ın proje üzerinde eser sahibi olmadığının ortada bulunduğunu, …’ın eser sahibi olduğu kanaatine varılırsa, davacının …’ın mirasçısı olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, yine müellifin manevi haklarını kullanış tarzını tespit edip etmediğinin, herhangi birine bırakıp bırakmadığının, ölümünden sonra kullanılmak üzere hak sahibi olan vasiyeti tenfiz memurunun tayin edilip edilmediğinin taraflarınca bilinmediğini, davacının vefat eden eşinin dedesinin mimar … olduğu belirtildiğinden, 5846 sayılı Kanunun saydığı kişiler arasında olmadığını
savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … A.Ş. vekili, davacının mimar …’ın mirasçısı olduğuna ilişkin hiçbir delil sunmadığını, aktif dava ehliyeti bulunmayan davacının davasının usulden reddinin gerektiğini, restorasyon projesi kapsamında eserin bütünlüğünü bozan, eser sahibinin şeref ve itibarına zarar veren, manevi hak ihlali doğuracak değişiklikler bulunmadığını, ihtiyaç nedeniyle gerçekleştirilen, keyfiyetten uzak restorasyon projesinin manevi hak ihlaline sebebiyet verdiği iddiasının kabul edilemez olduğunu, proje kapsamında gerçekleştirilen restorasyon işlemlerinin, … Bölge Kurulu kararları kapsamında gerçekleştirildiğinden, manevi hak ihlalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacı vekilinin 27/09/2021 tarihli replik dilekçesinin ekinde yer alan veraset belgeleri incelendiğinde, …’ın 20 Aralık 1956 tarihinde vefat ettiği, davacı…’in, …’ın torunu olan …’in eşi olduğu, bu vasıfla …’ın yasal mirasçısı bulunduğu, davacı yanın FSEK m.16/1 hükmünden kaynaklı müteveffa …’ın manevi hakkının ihlal edildiğini belirterek tecavüzün men’i isteminde bulunduğu, söz konusu manevi hakkın tanıdığı salahiyeti kullanma yetkisinin 5846 sayılı FSEK m.19 hükmü uyarınca, eser sahibi olduğu iddia edilen …’ın torununun eşi olarak davacı…’e ait olmadığı, dolayısıyla FSEK m.19 hükmü uyarınca davacının eldeki davayı açmasında aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, huzurdaki davanın tescilli … Mahallesi’ndeki haksız saldırının önlenmesi (tecavüzün meni) istemine ilişkin olup, tartışılması gereken hususun, haksız müdahalenin telif hakkı boyutu olduğunu, özgünlüğü ve güzel sanat eseri olmasında tereddüt bulunmayan … Mahallesi’nin mimarı …’ın eser sahipliği ve telif haklarından kaynaklı haklarının 5846 s. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m.19 uyarınca yasal mirasçısı …’e geçtiğini, FSEK m.16/1 uyarınca “Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adına kısaltmalar, ekleme ve başka değişiklikler yapılamaz.” denmek suretiyle eserde değişiklik yapılmasını, eser sahibinin manevi hakları arasında güvence altına alındığını, bu çerçevede eser sahibinin eserin mahiyet ve hususiyetini bozan her türlü değiştirmeleri ve FSEK m.69/1 uyarınca muhtemel tecavüzün önlenmesini talep edebildiğini, Cumhuriyetin ilk toplu konut projesi olan … Mahallesi’nin tamamen ticarileştirilmekte, ofis binaları ve otel ile işlev değişikliğine uğratılmak istenmekte olduğunu, … Mahallesi projesinin özgünlüğüne müdahale eden ve eser sahibinin muvafakati alınmadan gerçekleştirilen haksız müdahalenin men edilmesinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, 5846 sayılı FSEK’nın 16. maddesinde düzenlenen “eserde değişiklik yapılmasını menetmek” manevi hakkına dayalı tecavüzün men’i istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve manevi hakların ölümle son bulmayacağı, ancak terekeye de dahil olmayacağı, zira manevi hakların mal varlığına dahil olmayan, para ile ölçülmesi mümkün bulunmayan haklar olduğu, dolayısıyla FSEK’nın 16. maddesinde belirtilen mirasçıların miras yoluyla değil, kanun gereği hak elde ettikleri, FSEK’nın 19. maddesinin de 16. maddede yazılı manevi hakların, eser sahibinin ölümünden sonra sadece vasiyeti tenfiz memurunca, bu tayin edilmemişse sırasıyla sağ kalan eşi ile çocukları ve mansup mirasçıları ile ana babası ve kardeşleri tarafından kullanılabileceğinin belirtildiği, davacının ise dava dışı eser sahibinin torununun eşi olduğu, bu durum karşısında gerek kendisi adına gerekse eser sahibinin torunlarının çocuklarından aldığı vekaletnameler ile onlar adına dava açamasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022
…..
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.