Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/925 E. 2022/801 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/925 – 2022/801
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/925
KARAR NO : 2022/801
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2022
NUMARASI : 2022/137 E.

İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen tarih ve 2022/137 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalı adına … nezdinde yapılan 2020/93906 sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusunun, müvekkili şirketi ait “…” ve “…” markaları ile iltibas teşkil ettiğini, başvuruya yapılan itirazların … YİDK’nın 10/02/2022 tarih ve 2022/M-1157 sayılı kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğünü ve davalı markasının kullanımının engellenmesi ve markanın 3. kişilere devirinin dava sonuçlanıncaya kadar önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece dosya kapsamından, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da imkansız hale gelmesi, bu nedenle de ciddi bir zararın doğması ihtimalinin bulunması, markanın mahkemenin bilgisi haricinde devredilmesi ihtimalinde doğacak olumsuz sonuçların önlenmesi gereği de gözetilerek, ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulüne, davalıya ait 2020/93906 sayılı marka tescil başvurusunun ve eğer tescil edilmiş ise markanın nihai kararın kesinleşmesine kadar HMK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca 3. kişilere devrinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, davacının sair ihtiyati tedbir talepleri yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirketin tescilli markaları ile davaya konu markanın, görsel ve fonetik olarak çok benzer olduğu için tüketiciler nezdinde ciddi bir iltibas tehdidinin devam etmekte olduğunu, bu durumun engellenmesi adına davaya konu markanın kullanımının önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının verilmesinin gerektiğini, bilhassa davaya konu markanın tescilinin talep edildiği 5. sınıf mallar göz önünde bulundurulduğunda, iltibas ihtimalinin telafisi zor, hatta imkânsız zararlara yol açacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir istemlerinin tümünün kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve ilk derece mahkemesinin, ara karar tarihi itibariyle ihtiyati tedbir için HMK.’nın 390/3. maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davalının tescilli markadan doğan yasal haklarını kullanmasının önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi esasen, somut uyuşmazlıkta davacının ihtiyati tedbir talebinin dinlenme koşullarının da bulunmadığı, zira ihtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 6100 sayılı HMK.’nın 389/1. maddesinde ise “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünün yer aldığı, anılan hükme göre ihtiyati tedbir kararının sadece “uyuşmazlık konusu” hakkında verilebileceği, işbu davada ise davalı markasının hükümsüzlüğünün istendiği, davacının anılan talebi yönünden, davalının markasından kaynaklanan haklarının kullanılmasının engellenmesi talebinin, davanın konusunu oluşturmadığı, yine tescilli bir sınai mülkiyet hakkının kullanılmasının engellenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin, Anayasal bir hak olan mülkiyet hakkının kullanılmasının engellenmesi olduğu gözden kaçırılmadan, her somut olayın özellikleri ve tarafların menfaatler dengesi gözetilerek, sınırlı bir şekilde uygulanmasının gerektiği, 6769 sayılı SMK.’nın 159/1 ve 6100 sayılı HMK.’nın 389/1. maddesi hükümleri birlikte yorumlandığında, bu türden bir tedbir isteminde ancak, kendisine karşı sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahiplerince, bu konuda herhangi bir talep ileri sürülen kişilerce bulunulabileceğinin kabul edilmesinin gerektiği, somut uyuşmazlıkta ise davalının, davacıya karşı adli merciler nezdinde herhangi bir tecavüz iddiasında bulunmadığı, bir an için somut uyuşmazlıktaki gibi davalının her zaman markasından kaynaklanan haklarını davacıya karşı ileri sürebileceği ve davacı aleyhine bu haklarının kullanılmasının önemli zararlara neden olabileceği ve bu durumun ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesinin gerektiği düşünülebilir ise de, savunma nedeni olarak ileri sürülebilecek tüm gerekçelerin, tescilli sınai mülkiyet hakkı sahiplerinin adli merciler nezdinde herhangi bir talepte bulunmaları halinde, bu taleplere karşı bir savunma olarak ileri sürülebileceği ve bu talepleri inceleyen mahkemelerce veya diğer adli mercilerce de bu savunmaların değerlendirileceğinin açık olduğu, yoksa eldeki uyuşmazlık gibi konusu tescilli sınai mülkiyet hakkının davacıya karşı kullanılması olmayan bir davada, tescilli sınai mülkiyet hakkının kullanılmasının önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının verilebilmesinin mümkün bulunmadığı, zira bu durumda tüm talepler açısından dava şartı olarak aranan hukuki yarar şartının da anılan ihtiyati tedbir talebi yönünden sağlanamamış bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı, peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/06/2022 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.