Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/908 E. 2022/785 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/908
KARAR NO : 2022/785
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2021
NUMARASI : 2021/77 E. – 2021/146 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/03/2021 tarih ve 2021/77 E. – 2021/146 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “…” ibareli markaların bulunduğunu, davalı Şirketin ise 2019/13651 sayılı … ibareli marka başvurusunu yaptığını, bu başvuruya yaptıkları itirazın davalı Kurum tarafından kısmen reddedildiğini ileri sürerek, YİDK’in 2020-M-1524 sayılı kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili ile davacı Şirketin iştigal konularının farklı olduğunu, davacı tarafın tanınmışlık iddialarının yerinde olmadığını, taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iptali istenen 2020-M-1524 sayılı YİDK kararının davacının marka vekiline 14/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 31/08/2020 tarihinde açıldığı, iki aylık hak düşürücü sürenin son gününün, 7226 sayılı Kanunun Geçici 1.madde ve bu maddeye dayalı olarak yürürlüğe giren 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 1.maddesine göre 17/08/2020 gününe tekabül ettiği, bu tarihin 6100 sayılı HMK’nın 102. maddesi hükmüne göre adli tatil gününe denk geldiği, aynı Kanunun 104. maddesinin “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” hükmünü içerdiği, anılan hükmün HMK’nın tayin ettiği süreler için geçerli olduğu, başka kanunların, özellikle maddi hukuka ilişkin kanunların tayin ettikleri hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin bitmesi adli tatile rastlarsa, bunların adli tatilin bitmesinden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılmasına imkân olmadığı, bu durumda davacının YİDK kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki aylık hak düşürücü süre içerisinde söz konusu kararın iptali davasını açmasının gerektiği, hak düşürücü süre bakımından dava açma süresinin son gününün adli tatile denk gelmesinin, davanın açılması bakımından davacı tarafa adli tatilin sona ermesinden itibaren bir haftalık ek süre verilmesini gerektirmediği, davacı vekilinin 2 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 31/08/2020 tarihinde söz konusu davayı açtığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, işbu davada kendilerine tebligatın 07.05.2020 tarihinde ulaşmışsa da mahkemenin pandemi sebebiyle uzayan süreleri gözden kaçırdığını, Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile sürelerin 30.04.2020 tarihinden 15.06.2020 tarihine kadar uzatıldığını, bu uzayan süreden yapılan hesap neticesinde son sürenin adli tatil içerisine geldiğini, bu noktada uzayan süre neticesinde davanın adli tatil bitmeden süreler durmuşken açıldığını, böyle bir sürenin bitmesinin adli tatile rastlaması halinde sürenin HMK’nın 104. maddesine göre yedi gün daha uzatılmış sayılacağını, burada 7 gün daha uzamadan söz edilirken mahkemenin verdiği kararın anlaşılamadığını, davanın 31.08.2020 tarihinde adli tatil içerisinde açılmış olduğundan verilen kararın yanlış olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafından 2020-M-1524 sayılı YİDK kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü istemi ile dava açıldığı, ilk derece mahkemesinin 2020/226 esasına kaydedilen dava dosyasının 17.03.2021 tarihli oturumunda, YİDK kararının iptali istemli davanın tefrikine karar verilerek, YİDK kararının iptali istemli davanın yukarıdaki esasa kaydedildiği, işbu davanın konusunun da yalnızca YİDK kararının iptali olduğu, iptali istenen YİDK kararının, davacının marka vekiline 14.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, her ne kadar davacı tarafça kendilerine 07.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de dosyadaki tebliğ evrakı karşısında bu iddia yerinde olmadığı gibi esasen tebliğ tarihi olarak 07.05.2020 tarihi kabul edilse dahi varılan sonucun değişmeyeceği, 7226 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm sürelerin 13/3/2020 tarihinden itibaren 30/4/2020 tarihine kadar durduğu, bu sürelerin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacağı, durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayıldığı, 30/04/2020 tarihinin, 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararı 15/06/2020 olarak belirlendiği, buna göre davacı vekilinin tebliğ tarihi olarak belirttiği 07.05.2020 tarihi kabul edilse dahi iki aylık hak düşürücü sürenin sonunun 15/08/2020 tarihi olduğu, 15/08/2020 tarihinin Cumartesi gününe denk gelmesi nedeniyle davanın en geç 17/08/2020 tarihinde açılmasının gerektiği, davanın ise bu süre geçtikten sonra 31/08/2020 tarihinde açıldığı, dolayısıyla davanın iki aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı, her ne kadar davacı vekilince, dava açma süresinin son gününün adli tatile denk geldiği ve bu nedenle sürenin adli tatilin bitiminden itibaren yedi gün uzamış sayılacağı ileri sürülmüş ise de HMK’nın 104. maddesinde, adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu sürelerin ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılacağının düzenlendiği, iki aylık hak düşürücü dava açma süresinin ise 6100 sayılı HMK’nın tayin ettiği bir süre olmadığı, bu nedenle adli tatil de dahil olmak üzere sürenin işleyeceği ve uzamayacağı, eş söyleyişle özel kanunda tayin edilen bu süre yönünden HMK’nın adli tatil hükümlerinin uygulanmayacağı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/05/2013 gün ve 2012/5900 E – 2013/9012 K sayılı kararında da aynı görüşün benimsendiği, bu itibarla davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip