Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/904 E. 2022/697 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
.
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2022
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada … 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/04/2022 tarih ve 2022/108 E. sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalılar tarafından haksız olarak kullanılan …://…/ alan adının, müvekkili Şirkete ait markalar ve …://…/ alan adı ile benzer olduğunu, müvekkiline ait alan adı ile benzer esas unsurları içeren bir alan adının, müvekkili Şirketin unvanı ve markası ile iltibas oluşturduğunu, müvekkilinin ticari işletmesi ve diğer iktisadi menfaatleri bakımından zarar görmesine ve her geçen gün müvekkili açısından telafisi mümkün olmayacak zararlar doğmasına yol açması ve açmaya devam edecek olması sebebiyle, davalıların müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz teşkil eden tanıtım amaçlı yayın (dergi, katalog, web sitesi vs…) gibi tüm fiillerinin durdurulmasına, ilgili tüm yayınların toplatılmasına/durdurulmasına/kaldırılmasına ve muhafazasına/ yayınının engellenmesine (katalog, web sitesi …), …://…/ alan adına erişimin engellenmesine yönelik olarak dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalılara ait olduğu iddia edilen …://…/ alan adı ile davacıya ait ticaret unvanı, alan adı ve markaları arasında müşterek olarak bulunan unsurun “…” kelimesi olduğu, “…” ülkemizin başkenti olup, ülkemizde yaşayan her türlü tüketici kesimince çok iyi bilinen meşhur bir coğrafi yer adı olduğu, coğrafi yer adlarının, coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla, yanlarına ilave yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün olduğu, davalıların …://…/ alan adı ile ticari etki doğuracak şekilde faaliyette bulunduklarına ilişkin dava dilekçesi ekinde yer alan belgelere göre yeter düzeyde delil bulunmadığı, zira, …://…/ alan adında yer alan “…” uzantısının, kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşları, vakıflar ve dernekler gibi teşekküllerce kullanılabildiği, söz konusu alan adı içerisinde ticari faaliyette bulunulduğuna ilişkin delil ibraz edilmediği, bununla birlikte, davacıya ait ticaret unvanı, alan adı ve markaları ile davaya konu alan adı arasında müşterek olarak bulunan “…” kelimesinin tekel olarak tek başına davacı tarafça kullanılmasının yargı içtihadında belirtilen kriterlere uygun düşmediği, zaten tek başına “…” kelimesinin davacı adına marka olarak tescil edilmediği, davalıların kötü niyetli olarak ihtiyati tedbire konu alan adını tescil ettirdikleri hususuna ilişkin mevcut şartlarda somut delil de bulunmadığı gerekçesi ile davacının ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalılara ait alan adı kullanımının haksız rekabet teşkil ettiğini, ibarenin müvekkilinin markası ve kullanımları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunduğunu, müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda dosya kapsamında bulunan mevcut delillere göre ihtiyati tedbir talep eden davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edildiğinin anlaşılamadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacıdan alınması gereken harç istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2022 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.