Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/840 E. 2022/698 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2022
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/03/2022 tarih ve 2022/7 E. Sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyenler tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyenler vekili, müvekkili Şirketin yetkilisi …’ın … … isimli ve …. sayılı markayı 28.06.2019 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile 02.12.2019 tarihinde tescil ettirdiğini, 30.06.2019 tarihli tasarım kullanımının o günlerde olduğunu, markanın çok ciddi yatırımlarla değerlenmesi ve yüksek ciro rakamlarına ulaşması nedeniyle piyasada bu tanınırlıktan kötü niyetle ve haksız biçimde yararlanmak isteyen kişi ya da şirketlerin de ortaya çıkmasına neden olduğunu, yoğun ve sık kullanım sonrasında ayırt edici hale gelmiş bulunan … … markasını çağrıştıracak ve tüketicilerin birçoğunun ilk anda karıştırabileceği kadar yakın bileşenleri içeren müvekkilinin markasının çekirdek unsuru olan … kelimesini öne çıkaran ve başına fazla dikkat çekmeyen “…” ibaresini eklemek suretiyle … isimli internet satış mecrası başta olmak üzere müvekkilinin sattığı fiyattan da aşağıda rakamlar ile satışlara başlanmasının hem müvekkili …’ın ayırt edici hale getirdiği tescilli … … markasına tecavüz ve iltibas yarattığını, hem de açıkça haksız rekabet teşkil edecek boyuta gelmiş olduğunu, karşı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olup, müvekkilinin tescilli markasını bilmesi gerektiğini, ürünlerin başına “…” gibi kelimeler getirilerek ayırt ediciliğinin sağlanmasının mümkün olmayacağını ileri sürerek aleyhine ihtiyati tedbir istenilen taraflar bakımından piyasaya sürülen müvekkili tescilli markası … … ile iltibas oluşturmak sureti ile üretim ve satışı yapılan … … markalı saç, cilt ve vücut ürünlerinin satıştan kaldırılması ve toplatma yönünde ihtiyati tedbir kararı verilerek Türkiye sınırları içinde ve özellikle … isimli alış veriş platformunda satış yapıldığından ihtiyaten el konulmasına, satıştan kaldırılmasına, kullanımının önlenmesine, toplatılmasına, karşı tarafların açıkça müvekkilinin tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabete neden olan fiillerinin durdurulmasına, satıştan kaldırılmasına, kullanımının önlenmesine ve toplatılmasına, müvekkilinin tescilli markasına iltibas yaratan ürünlerin yeddiemine teslim edilmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesinin sağlanmasını ve diğer yasal önlemlerin tedbiren alınmasının sağlanmasını talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, … e-ticaret platformunda satışa sunulan ve aleyhine tespit incelemesi talep edilen “…, hindistan cevizi yağı, saç bakım yağı, saç bakım şampuanı” ürünleri üzerinde kullanılan “… …” markalarının ya da bu ürünlerin genel şişe ve etiket tasarımlarının tespit isteyene ait 2019/61459 sayı ile tescilli markadan, tespit isteyenin fiili marka kullanımlarından ve tespit isteyene ait şişe ve etiket tasarımlarından farklı olduğu, bu ürünlerin markalarının ya da şişe ve etiket tasarımlarının orta düzey tüketiciler nezdinde ilişkilendirilmesi ya da karıştırılması ihtimalinin bulunmadığının tespit edildiği, ihtiyati tedbir için gerekli koşulların oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyenler vekili istinaf başvuru dilekçesinde, eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporları dikkate alınarak karar verildiğini, ek bilirkişi raporu alınmadığını, tedbir talebinin haksız rekabet yönünden de değerlendirmesi gerektiğini, … kelimesinin Türkçe’de yağ anlamına değil tereyağı anlamına geldiğini, dolayısıyla saç, vücut ve cilt bakım ürünlerinde kullanılan yağ anlamına gelen kelime ile … ingilizce anlamı aynı olmayıp müvekkillerinin bu ibareye kendi markasının tanınırlığı ve sorumluluk potansiyeliyle tüketiciler nezdinde ciddi bir ayırt edicilik özelliği kazandırdığını, karşı taraf … ve …’ün, müvekkillere ait ürünlerin “…” ibaresini “…” ismi ile değiştirip yanına yine markanın çekirdek ögesi olan … ibaresini ekleyerek tüketiciler nezdinde karışıklık oluşturmak suretiyle … … ürünlerini piyasaya sürdüklerini, müvekkillerin tescilli markası … … ile iltibas oluşturan … … markası arasında bütünsel değerlendirme yapılmadığını, karşı tarafların filleri ile müvekkilin markasal haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunması nedeni ile karşı tarafların fillerinin tedbiren engellenmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda dosyada bulunan mevcut delillere göre ihtiyati tedbir talep eden tarafın haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyenlerden alınması gereken harç istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyenler tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2022 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2022

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.