Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/829 E. 2022/972 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2022
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Cezai Şart Alacağı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/02/2022 tarih ve 2021/810 E. – 2022/146 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildikleri anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalının 16/05/2011 tarihinden 17/08/2020 tarihine kadar müvekkili şirkette iş akdine dayalı olarak çalıştığını ve şirketin … Şubesinin sorumluluğunu dava dışı … ile birlikte üstlendiğini, davalının güveni suistimal, zimmet, dolandırıcılık niteliğindeki eylemleri nedeniyle iş akdinin 2020 yılında haklı neden ile feshedildiğini, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 42. maddesinde rekabet yasağı düzenlenmesine rağmen davalının bu hükmü ihlal ettiğini, rekabet yasağının 17/08/2022 tarihine kadar devam ettiğini, rekabet yasağına aykırılık halinde 20.000,00 Euro cezai şart belirlendiğini ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 Euro cezai davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya bakma görevinin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/3076 Esas, 2021/9789 Karar sayılı kararı gereği iş mahkemelerine ait bulunduğunu, yetkili mahkemenin ise İzmir Mahkemeleri olduğunu, sözleşmedeki yetki kuralının geçerli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin 44. maddesinde Ankara mahkemelerinin yetkili olduğuna dair anlaşma yapılmış ise de, HMK’nın 17.maddesi kapsamında yetki sözleşmesi, ancak tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceğinden ve davalı taraf işçi olduğundan sözleşmenin yetkiye dair hükmünün geçerli olmadığı, taraflar arasındaki iş akdi incelendiğinde, ifa yerinin İzmir ili olduğu, rekabete aykırı davranışın da İzmir ilinde gerçekleştiği, yine davalı ikametinin İzmir olduğu, Ankara mahkemelerini yetkili kılacak herhangi bir durumun söz konusu olmadığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunun tespitine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraflar arasındaki uyuşmazlıklar bakımından Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağına dair yetki sözleşmesinin geçerli kabul edilmesi gerektiğini, rekabet yasağının ihlali ve haksız rekabetin, özünde bir haksız fiil olduğunu, bu nedenle, işbu davada yetkili mahkeme tespit edilirken, HMK’nın haksız fiilden doğan davalarda yetkili mahkemeye dair 16. maddesinin uygulanacağını, bu maddeye göre, zarar görenin yerleşim yeri mahkemelerinin haksız fiilden doğan davalarda yetkili olduğunu, bu çerçevede, rekabet yasağının ihlali şeklindeki haksız fiilden zarar gören müvekkili Şirketin merkezinin bulunduğu Ankara Mahkemelerinin, işbu uyuşmazlığın yargılanmasında yetkili olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili katılma yoluyla, mahkemenin davaya bakmakta görevsiz olduğunu, kararın gerekçesinde “rekabete aykırı davranışın İzmir ilinde gerçekleştiği” ibaresinin doğru olmadığını ve bunun yerine “rekabet aykırı davranış iddiasının İzmir’de olduğu ibaresinin yazılması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının işçisi olan davalının, taraflar arasındaki hizmet akdi sona erdikten sonraki eylemlerinin, rekabet yasağına aykırılık oluşturduğu ileri sürülerek dava konusu edildiği, buna dayalı olarak açılacak davanın, niteliği itibariyle TBK’nın 444. maddesi kapsamına girdiği, bu kapsamdaki davaların 6102 sayılı TTK’nun 4/1-c maddesinin açık hükmü karşısında tarafların sıfatına bakılmaksızın mutlak ticari davalardan olduğu ve ticaret mahkemelerinde incelenip karara bağlanmalarının gerektiği, taraflar arasında yer alan yetki sözleşmesine ilişkin hükmün, davalının tacir olmaması karşısında HMK’nın 17. maddesi kapsamında geçerli olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın rekabet yasağına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı, bu nedenle haksız fiillere ilişkin yetki hükmünün somut olaya uygulanamayacağı, davalının yerleşim yerinin İzmir olduğu, sözleşmenin ifa yerinin de aynı yer bulunduğu, bunun dışında somut uyuşmazlıkta Ankara mahkemelerini yetkili kılan bir hükmün bulunmadığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/7620-7759 E.,K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu, bunun dışında ilk derece mahkemesinin gerekçesinde yer alan “rekabete aykırı davranışın” ibaresinin, rekabete aykırı olduğu iddia edilen davranış anlamında kullanıldığının açık olduğu anlaşılmakla, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ve davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/06/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2022