Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/827 E. 2022/904 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/01/2022 tarih ve 2021/245 E. – 2022/20 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin mağazacılık sektöründe 1973 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, ağırlıklı olarak mutfak eşyalarını kapsayan yemek takımları, tencereler, çatal bıçak setleri, bardak takımları, elektrikli ev aletlerinin yanında “… …” markası altında ev tekstil ürünleri, bornozlar, nevresim takımları gibi birçok ürünün satışını gerçekleştirdiğini, müvekkilinin “… …”, “…” gibi birçok tescilli markasının sahibi olduğunu anılan markaları tanınmış marka seviyesine getirdiğini, müvekkili Şirketin 35. Sınıfta yer alan mağazacılık hizmeti yanında yine 20, 21, 24 ve 27. Sınıflarda da faaliyetlerinin bulunduğunu, dava konusu ibarenin “… … … şekil” şeklinde olduğunu, yapılan başvuruda asli unsurun “…” ibaresi olduğunu, markadaki sair tüm unsurların tali nitelikte olduğunu, ortalama tüketicinin taraf markalarını karıştıracağını, taraf markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin aynı olduğunu, davalının markasını 24. Sınıfta tescil ettirmek istediğini, müvekkilinin “… …” markasının 24. Sınıfta büyük ticari başarı ve tanınırlık elde ettiğini, müvekkilinin “…” asli unsuruna sahip çok sayıda markasının yer aldığını, dava konusu markanın da müvekkiline ait markaların bir serisi gibi algılanacağını, … ibaresinin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının çekirdek unsuru olduğunu ileri sürerek 2018/M-1607 Sayılı YİDK kararının iptaline, tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiş, istinaf kaldırma kararı sonrası vekil tayin etmiş, davalı vekili beyanı ile davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka başvurusunun yalnızca 24. Sınıfta yer alan birtakım emtiayı içermekte olup, söz konusu emtianın tamamının davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında 24. Sınıfta yer alan emtia ile aynı/aynı tür ya da benzer olduğu, dava konusu markanın ”… … … …+şekil” ibareli olduğu, davacı yanın önceki tarihli markalarının ise “…” esas unsurunu ve bu esas unsur etrafına yerleştirilmiş ek yardımcı sözcük unsurlarını ihtiva eden bir markalar zinciri olduğu, tüketicinin, “…” şeklindeki davalı markası içerisinden sadece “…” ibaresini çekip ayırmak suretiyle, bu ibareyi davacı markaları ile ilişkilendirmesinin, makul ve beklenebilir bir tüketici davranışı olmayacağı, tüketicinin tek tek unsurlar yönünden değil markaların bütününe hakim unsurlar açısından iki işareti karşılaştırarak görsel, kavramsal ya da fonetik açısından iki işaret arasında yanılgıya düşecek bir benzerlik kurması gerektiği, tüketicinin dava konusu markayı gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacı markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, dava konusu 2016/99904 sayılı marka başvurusu ile davacı yanın “…” esas unsuruna sahip markalar serisi arasında 556 s. KHK 8/1-b maddesi anlamında ilgili tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verir bir benzerlikten bahsedilemeyeceği, 8/4 maddesinin şartlarının somut uyuşmazlıkta oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece yeni tarife doğrultusunda hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin tutarın hatalı olduğunu, davalının tescilini talep ettiği “… … … …” markasının, müvekkiline ait itiraza mesnet markalar ile görsel ve işitsel açıdan benzer olup aynı sınıfta tescili talep edildiğinden aralarında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, emsal kararların da buna işaret ettiğini, davalının, müvekkilinin … markasının Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık seviyesi nedeniyle haksız yarar elde edebileceğini, … markasının tanınmışlık derecesi karıştırılma ihtimalini de artırdığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı …’ın başvuru konusu yaptığı, ‘… … … …+şekil” ibareli marka ile davacı tarafın önceki tarihli “…” esas unsurunu ve bu esas unsur etrafına yerleştirilmiş ek yardımcı sözcük unsurlarını ihtiva eden bir markaları arasında 556 s. KHK 8/1-b maddesi anlamında ilgili tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verir bir benzerlikten bahsedilemeyeceği, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinin koşullarının somut uyuşmazlıkta oluşmadığı, diğer yandan karar tarihindeki tarifeye göre vekalet ücreti taktir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2022