Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/824 E. 2022/1690 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/824
KARAR NO : 2022/1690
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2021
NUMARASI : 2021/214 E. – 2021/449 K.

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI
VEKİLİ :
ASIL DAVA : Markaya ve Endüstriyel Tasarım Belgesine Tecavüzün Tespiti,
Men’i, Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat
KARŞI DAVA : Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/12/2021 tarih ve 2021/214 E. – 2021/449 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı – karşı davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin kuruluşunun 1989 yılına dayandığını, kuruyemiş ve gıda alanlarında faaliyet gösterdiğini, davalı tarafın “…” isimli işyerinde kullanılan avize ve aydınlatmaların müvekkili şirketin tescilli tasarımları ile aynı olduğunun tespit edildiğini, ilgili delil tespiti istemi kapsamında söz konusu işyerindeki “…” markasının da müvekkilinin logosuna benzer şekilde kullanıldığının belirlendiğini, davalının söz konusu tasarımları müvekkilinin rızası olmadan kullanmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini ve tescilli bir hakka tecavüz edildiğini ileri sürerek, davalının tasarım ve marka haklarına tecavüz eylemlerinin durdurulmasına, mağazada kullanılan tasarımların değiştirilmesine, “…” ibaresinin kullanıldığı tüm ürünlerin toplatılmasına, sökülmesine, değiştirilmesine, 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı – karşı davacı vekili, müvekkili şirketin marka ibaresinin esas unsurunun “…” tali unsurunun ise “…” olduğunu, davacı markanın ise esaslı unsurunun “…” yardımcı unsurunun ise “…” olduğunu, markaların esas unsurları incelendiğinde her iki marka arasında ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olacak herhangi bir benzerliğin mümkün bulunmadığını, … kelimesinin harcı alem bir kelime olduğunu, kişi veya kişilere ya da kuruluşlara özgülenmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin yine yardımcı unsur olarak “…” sloganını kullandığını, … firması adına kayıtlı tescilli tasarımın yenilik ve özgünlük içermemesi sebebiyle iptal başvurusu yapılacağını, davacı ve davalı firmaların kullanmış olduğu avize tasarımının kişi veya kişilere özgülenmesinin mümkün olmadığını, Selçuklu mimarisinin önemli unsurlarını taşıdığını bu sebeple hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, tecavüzün mevcut olmadığının tespitine, karşı davasında ise, harcı alem olmuş kişi ve/veya kurumlara özgülenmesi mümkün olmayan … teriminin ve Selçuklu mimarisine ait olduğu herkesçe malum olan sar-mavi-kırmızı avize tasarımlarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın kısmen kabulü ile; davalının kullanımlarının davacının tescilli markasından doğan haklarını ihlal ettiğinin, ışıklandırmada kullandığı avizelerin davacının tescilli … sayılı tasarımlarından doğan haklarını ihlal ettiğinin tespiti ile markaya ve tasarıma tecavüzün men ve refine, tecavüzün maddi sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, marka ve tasarıma tecavüz teşkil eden her türlü kullanımın önlenmesine, silinmesi ve değiştirilmesi mümkün olanların değiştirilmesine ve silinmesine, silinmesi ve değiştirilmesi mümkün olmayanların imhasına, markaya ve tasarıma tecavüz teşkil eden ürünlerin ticari amaçla bulunduruldukları her yerde el konulmasına, marka ve tasarıma tecavüz nedeniyle ıslah dilekçesi de göz önünde bulundurularak toplam 14.979,33 TL tazminatın 1.000 TL’sine dava tarihinden itibaren değişir oranlarda 13.979,33 TL’ye de ıslah tarihinden itibaren değişir oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, marka ve tasarıma tecavüz nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren değişir oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı – karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markaların esas unsurları incelendiğinde her iki marka arasında ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olacak herhangi bir benzerliğin bulunmadığını, “…” kelimesinin harcı alem olduğunu, yardımcı unsurlar incelenecek olursa markaların karıştırılmasının mümkün bulunmadığını, davacı şirketin “… …” ibareli markası tanınmış bir marka olmayıp sadece belli bir kesime hitap ettiğini, 566 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinde yer alan şartları karşılamadığını, tecavüzün mevcut olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini, kişi veya kurumlara özgülenmesi mümkün olmayan “…” teriminin ve Selçuklu mimarisine ait olduğu herkesçe malum olan sarı-mavi-kırmızı avize tasarımlarının tescilinin iptalinin gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Asıl dava, markaya ve endüstriyel tasarım belgesine tecavüzün tespiti, men’i, ref’i, maddi ve manevi tazminat, karşı dava endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının tescilli markası ile davalının kafeterya, restoran hizmetlerinde fiilen kullandığı markasının genel tasarım unsurları itibariyle benzer olduğu, “…” ibaresinin herkesin kullanımına açık bir kelime olmasına rağmen, davalının bu ibareyi davacı markasındaki kompozisyonunu benzer yaparak kullandığı, davalı markası ile karşılaşan bir tüketicinin, bu markanın davacıya ait olduğunu düşünmesinin kuvvetle muhtemel olduğu, davalının bu eylemlerinin 556 sayılı KHK’nın 9/1-b ve 61-a maddeleri bağlamında davacının markalarından doğan haklara tecavüz teşkil ettiği, diğer yandan davalının ışıklandırmada kullandığı avizelerin davacının tescilli … sayılı tasarımlarından doğan haklarını ihlal ettiğinin de hüküm kurmaya elverişli bulunduğu değerlendirilen bilirkişi raporu ile belirlendiği, karşı davalıya ait 2006 08596 sayılı markanın 556 sayılı KHK m. 7/1-c anlamında somut ayırt ediciliği haiz olduğu, 556 sayılı KHK m. 7/1-d anlamında da somut ayırt ediciliği haiz bulunduğu, … sayılı “avize” tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığına ilişkin verinin dosya kapsamında elde edilemediği, belirlenen tazminatların dosya kapsamındaki delillerle uyumlu bulunmasının yanında hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davalı karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden davalı karşı davacıdan alınması gereken 1.706,33 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 426,58 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.279,75 TL’nin davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karşı dava yönünden davalı karşı davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip