Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/812 E. 2022/1093 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/812
KARAR NO : 2022/1093
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2017
NUMARASI : 2015/378 E. – 2017/127 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/03/2017 tarih ve 2015/378 E. – 2017/127 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili firmanın fuar organizasyonu hizmeti verdiğini, 2014/05008 başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvuru kapsamında 35/1. sınıf hizmetlerin yer aldığını, davalı … ise 35. sınıfta herhangi bir marka tescili olmamasına rağmen müvekkili firmanın marka başvurusuna itiraz ettiğini, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında yapılan bu itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca reddedildiğini, davalı yanca bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından kabul edildiğini ve müvekkili marka başvurusunun reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin merkezinin İstanbul’da bulunduğunu ve 1985 yılında fuar organizatörü bir firma olarak kurulduğunu, fuarcılık alanında uluslararası standartlarda tam hizmet veren müvekkili şirketin … bünyesindeki 17 şirketten biri olduğunu, kurulduğu günden beri yüzlerce başarılı fuara ev sahipliği yapan müvekkilinin düzenlediği bütün fuar isimlerini büyük bir titizlikle TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirdiğini, … markasının ulusal ve uluslararası alanda tanınmışlığı haiz bir marka haline geldiğini, bu itibarla da yapılan marka başvurularının büyük çoğunluğunun ayırt ediciliğin daha iyi sağlanabilmesi için “…” markası ile birlikte yapıldığını, davalı … “ihracatı arttırmak, ihracatçıların faaliyetlerini ve ilişkilerini düzenlemek, ihracatçılara yol göstermek ve her türlü sorunlarına çözüm üretmek” amacıyla kurulmuş bir birlik olduğunu, 41. sınıf kapsamında dergi, kitap vb. yayınların basıma hazır hale getirilmesi hizmetleri verdiğini, dava konusu markayı ise her 3 ayda bir yayınlanan sektörel dergi adı olarak kullandığını, davalı … 35/1. sınıf kapsamında fuar organizasyonu düzenlemesiyle alakalı hiçbir faaliyetinin bulunmadığını, anonim veya limited şirket olmadığı için ve ilgili bakanlıkça verilmiş bir yetki belgesi bulunmadığından hiçbir zaman fuar organizasyonu veremeyeceğini, buna rağmen davalı … kötü niyetli bir şekilde sadece katılımcı olarak fuarlarda bulunmasına rağmen fuar organizasyonu hizmeti veriyormuş gibi izlenim yaratarak müvekkil firmanın markasına itiraz ettiğini, her iki markanın mal ve hizmet sınıflarının farklı olduğunu, 35. sınıf ile 41. sınıfın iltibas yaratmaya elverişli sınıflar olmadığını ileri sürerek, 2015-M-5397 sayılı YİDK kararının iptaline ve 2014/05008 numaralı marka başvurusunun 35. sınıfın 1. alt grubunda tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacı firmanın başvurusuna konu olan “…” ibaresi ile müvekkili … adına tescilli “…” markasının benzerlik arz ettiğini, başvuru ile tescili talep edilen hizmetlerin müvekkili … tarafından itiraz gerekçesi yapılan markanın tescilli bulunduğu “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri” ile doğrudan ilişkili olduğunu, 2014/05008 sayılı başvuru ile 2011/65786 sayılı “…” markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8-1-b bendi anlamında ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimali bulunduğunu, markaların aynı veya aynı türden mal ve hizmetler için kullanıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 2014/05008 sayılı davacı marka başvurusu ile davalının … ibareli markasının benzer olduğu, markaların 35/01 alt grubu bakımından “benzer/ilişkili” hizmetleri kapsadıkları ve markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibas ihtimali ve davacı marka başvurusu yönünden tescil engeli bulunduğu, bu sebeple de YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin marka başvurusunun ayırt ediciliği haiz olduğunu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin, müvekkilinin birçok markasında esas unsur olarak yer alan tanınmış bir marka niteliği taşıdığını, “…” olarak tescili talep edilen başvuru konusu markanın, fuarcılık sektöründeki aidiyetini ve ayırt ediciliğini ortaya koyduğunu, müvekkilinin, birçok marka başvurusunda fuarcılık sektöründe tanınmış hale gelen “…” markasını kullandığını, dava konusu marka başvurusunda da müvekkilinin tanınmış markasına yer verildiğini, dolayısıyla müvekkilinin marka başvurusu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, markalar arasında benzerliğin ve karıştırılma ihtimalinin olmadığını, müvekkilinin başvuruda bulunduğu 35. sınıf hizmetlerin, redde mesnet markanın kapsamında yer almadığını, her iki markanın kapsamındaki hizmet sınıflarının farklı olduğunu, 35. sınıf ile 41. sınıfın iltibas yaratmaya elverişli sınıflar olmadıklarını, davalı …, söz konusu markayı tescilli olduğu 41. sınıftaki bütün hizmetler bakımından da kullanmadığını, kullanılan hizmetin sadece “Dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama hizmetleri” olduğunu, dolayısıyla fuar organizasyonu hizmeti veren müvekkilinin 35/1. sınıftaki başvurusu ile davalı … 41. sınıf kapsamında dergi ismi olarak kullandığı tescili arasında ilişkilendirilme ihtimalinin olmadığını, davalı … müvekkilinin faaliyet alanı olan fuarcılık sektörüyle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, fuar düzenleme hizmetinin özel yetki gerektiren bir hizmet olup davalı … fuarcılık hizmeti vermesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “2011/65786 sayılı “…” ibareli marka arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin, davacının çatı markası olduğu ve bu nedenle başvurunun asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, redde mesnet markanın da aynı ibareli bulunduğu, dolayısıyla taraf markalarının asli unsurlarının birebir aynı olduğu, redde mesnet markanın tanımlayıcı olduğunun da söylenemeyeceği, öte yandan dava konusu başvurunun kapsamındaki 35/1. sınıf hizmetlerle, redde mesnet markanın kapsamındaki “sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetlerinin” ilişkili hizmetler oldukları, bu hususun Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/1100-7968 E.K. sayılı ilamında da kabul edildiği, dava konusu başvurunun yapıldığı tarih itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında kullanmama definin yer almadığı, bu itibarla davacının, redde mesnet markanın kullanılmadığına ilişkin istinaf itirazının yerinde görülmediği, davalı … ilgili mevzuat kapsamında fuar düzenleyememesi iddiasının da işbu uyuşmazlığın konusu olmadığı, zira 556 sayılı KHK’nın 3. maddesinde, “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin öngördüğü koruma; Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ikametgahı olan veya sınai veya ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerce veya Paris Sözleşmesi yahut Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dahilinde başvuru hakkına sahip kişilerce elde edilir.” düzenlemesine yer verildiği, buna göre davalının adına marka tescil ettirebileceği, doğrudan fuar düzenleme yetkisinin olmamasının da bir tescil engeli olmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip