Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/802 E. 2022/930 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2021
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/11/2021 tarih ve 2021/287 E. – 2021/380 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2016/21649 işlem numarası ile yaptığı “…” ibareli marka tescil başvurusunun, davalı …Ş. tarafından …. “….” ibareli markalarına dayalı itirazı sonucunda, YİDK’nın 2017-M-7693 sayılı kararı ile reddedildiğini, oysa dava konusu “…” ibareli markanın, davalı tarafın toplum düzeyinde ulaştığı tanınmışlıktan yararlanmak için değil, müvekkilinin eski ortağı olduğu … … … Tic. Ltd. Şti’nin başlıca iştigal konusu olan … ve işçi bulma merkezi, istihdam bürosu olarak hizmet vermek amacıyla başvuruya konu edildiğini, “…” ibaresinin tanımlayıcı olduğunu, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin şartlarının oluşmadığını, dava konusu markanın davalı adına tescilli “…” ibareli markalar ile gerek şekli gerekse de yazı stili bakımından benzerlik teşkil etmediğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkili bankanın “…” kelimesini içeren birçok markasının bulunduğunu ve “…” markasının …..numarası ile tanınmış marka olarak tescil edildiğini, müvekkilinin “…” ve “…” ibareli tanınmış markalarının 1-45 kadar tüm sınıflarda tescilli bulunduğunu, dava konusu “…” ibareli markanın 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi uyarınca müvekkilinin markalarına benzer olduğunu ve tüketici nezdinde müvekkil markaları ile karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu marka başvurusunun 35. hizmetler ve 35/6. sınıf içerisinde yer alan 01-35 tüm emtialar bakımından, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamındaki emtialar ile aynı/ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğu, somut olayda taraf markaları kapsamında yer alan emtiaların birbirine bu denli yakınlaşmış olması göz önünde bulundurulduğunda, markalar arasındaki iltibas tehlikesinin ortadan kaldırılabilmesi için markaları oluşturan şekil, sözcük veya sair unsurların birbirinden ciddi şekilde farklılaşmış olmasının gerektiği, dava konusu “…” markasının ise “…” ve “…” ibarelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş bir kelime markası olduğu, markanın bu şekildeki kombinasyonunda davalının hem “…” hem de “…” ibaresi etrafına oluşturduğu seri markalarının ana unsurları ile benzerlik bulunduğu, davacı başvurusunun davalının seri markaları arasına sızdığı ve ayrıca tanınmış davalı markasının da başvuruda yer aldığı, taraf markalarının kapsadığı emtialar arasında benzerli olmadığı görüşü ortaya çıksa dahi, somut uyuşmazlıkta 556 KHK’nın 8/4 maddesinin şartlarının meydana geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, … resmi web sayfasında marka araştırması yapıldığında “…” ibaresini içerir 2.790 adet kaydın olduğunu, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların markalarının 35. sınıfta aynı hizmetlerde kullanılmak istendiği, ibareler konusunda ise davacının “…” ve “…” ibarelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan “…” ibareli başvurusunun, davalının tanınmış “…” ibareli markası ile “…” ibaresi etrafına oluşturduğu seri markalarının ana unsurları ile benzerlik oluşturduğu, davacı başvurusunun davalının seri markaları arasına sızdığı ve ayrıca tanınmış davalının “…” markasının da başvuruda yer aldığı, somut uyuşmazlıkta davacının başvurusunda davalı markalarında sıkça yer alan mavi zemin renginin kullanılmış olmasının ve davalının markalarının 556 KHK’nın 8/4 maddesi anlamında tanınmış bulunmasının da benzerliği arttırdığı, “…” ibaresinin davalının inhisarına verilmesinin elbette ki mümkün olmadığı, ancak davacının anılan ibare ile birlikte “…” ibaresini, üstelik de mavi zemin rengi ile birlikte kullanmasının, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu sonucuna varılmasını zorunlu kıldığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2022