Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/783 E. 2022/925 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2022
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Portföy Tazminatı ile Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10/03/2022 tarih ve 2021/1064 E. – 2022/245 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili Şirketin, davalının patentini elinde bulundurduğu “…” marka ayakkabı boyasının Haiti’deki tek satıcısı olduğunu ve 2013 tarihinden bu yana bu kapsamdaki tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, müvekkilinin aynı zamanda bu ürünleri Haiti’de satan ilk firma olduğunu, ilgili marka ürünlerin, müvekkilinin üstün çabası, kişisel gayreti doğrultusunda Haiti pazarında ilk defa satılmasına rağmen Haiti içerisinde oldukça bilindik ve popüler bir ürün haline geldiğini, davalının, müvekkiline gönderdiği e-mail ile taraflar arasındaki tek satıcılık ilişkisini sona erdirdiğini, bu nedenle müvekkilinin maddi kayba uğradığını, ayrıca davalının kusurlu davranışları neticesinde kişilik hakları ihlal edilen müvekkilinin, tek satıcılık ilişkisinin yüksek güven ilişkisine dayanması ilkesi gereği davalıya duyduğu güvenin ve yaptığı fedakarlıkların olumsuz sonuçlandığını, müvekkilinin duyduğu elem ve kederin bir nebze olsun azalmasına yönelik manevi tazminat talep edilme zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek, 30.000,00 USD dolar portföy tazminatının 18.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ve 10.000,00 USD manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya bakma görevinin fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerine ait olduğunu, davacının iddialarının esas yönünden de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın konusunun, taraflar arasındaki sözleşmenin, davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat olduğu, davacı tarafça dayanılan tek satıcılık sözleşmesinin aynı zamanda marka hakkının kullanımını da kapsadığı, bu sebeple 6769 sayılı SMK’nın 156. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle HMK’un 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, mahkemece vakıa tespitinde hatalı değerlendirme yapıldığını, taraflar arasında müvekkilinin Haiti sınırları içerisinde tek satıcı, davalı tarafın ise sağlayıcı olduğu bir tek satıcılık ilişkisi mevcut olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu sözleşmenin davalı tarafça feshedilmesi sonucu ortaya çıktığını, açtıkları davanın, taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin davalı tarafça feshedilmesi sebebiyle müvekkilinin ticari hayatının ve müşterileri nezdindeki ticari itibarının zedelenmesinden doğan manevi tazminat istemi ve TTK’nın 122. maddesinde düzenlenmiş portföy tazminatı isteminden ibaret olduğunu, denkleştirme isteminin, TTK’nın 122. maddesinde düzenlendiğini, maddenin 5. fıkrasının “Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır” şeklinde bulunduğunu, tek satıcılık sözleşmesindeki denkleştirme istemi, TTK’nın 122. maddesi hükmünden kaynaklandığından aynı Kanunun 4. maddesi anlamında mutlak bir ticari dava olduğunu ve görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve dosyanın mahkemesine gönderilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, tek satıcılık sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı portföy tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça, taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin, davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı olarak portföy tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulunulmuş, ilk derece mahkemesince ise taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin aynı zamanda marka hakkının kullanımını da kapsadığı, dava dilekçesi ekindeki marka tescil belgesi ve sözleşme hükümleri de gözetildiğinde davaya bakma görevinin, SMK’nın 156. maddesi uyarınca fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında, sözleşmeye konu markadan kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusu olmayıp, uyuşmazlık tek satıcılık sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Diğer bir deyişle, sözleşme ile kullanılmasına izin verilen markanın kullanılmasına ya da markanın aidiyetine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmadığından, somut uyuşmazlıkta 6769 sayılı SMK hükümlerinin uygulanma yeri bulunmamaktadır. Tarafların tacir oldukları ve uyuşmazlığın niteliği de dikkate alındığında davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine aittir. Yargıtay 11. HD’nin 2009/8801 E., 2011/4988 K. ve 2013/11294-15953 E.K. sayılı ilamları da bu yöndedir. O halde, ilk derece mahkemesince işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10/03/2022 gün ve 2021/1064 E. – 2022/245 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 80,70.TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/07/2022