Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/755 E. 2022/1702 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/755
KARAR NO : 2022/1702
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2021
NUMARASI : 2021/239 E. – 2021/456 K.

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/12/2021 tarih ve 2021/239 Esas – 2021/456 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili Şirketin dünyanın en büyük GSM operatörlerinden olduğunu, Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca kullanıcıya hizmet verdiğini, müvekkilinin bugüne kadar marka başvurularında ve sahip olduğu tescilli markalarda son derece özgün ve ayırt edicilik vasfını haiz ibareler kullandığını, müvekkili tarafından yoğun emek ve etkin tanıtım faaliyetleri sonucu tüketiciler nezdinde adeta müvekkiliyle özdeşleşmiş “…” kök ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin ise … sayılı “…” ibareli marka başvurununda bulunduğunu, bu başvurunun ilanına “…” ibareli markalara dayanılarak müvekkili tarafından yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysaki dava konusu “…” markasında da, itirazda dayanak gösterilen markalarda da esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, dava konusu davalı markasındaki “…” ibaresinin markaya tek veya ayrı olarak ayırt edicilik katmadığını, aksine markanın baskın unsurunun “…” ibaresi olduğunu, söz konusu “…” ibaresinin müvekkili markaları ile dava konusu marka arasında sesçil, görsel ve anlamsal olarak farklılık yaratmadığını, markalar arasındaki genel benzerliği geri plana atmaya elverişli olmadığını, “…” markasının müvekkilinin itirazına dayanak markalarının serisi olarak algılanabileceğini, dava konusu markanın müvekkilinin markalarını çağrıştırdığını ve müvekkiline ait seri markaların tanınmışlığından ve ticari itibarından yararlanmaya çalıştığını, “…” ibareli marka tescil başvurusunun müvekkili markalarına iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, marka hakkına tecavüzün gerçekleşmesi için bağlantı kurma ihtimalinin yeterli görülmesi gerektiğini, “…” kök ibareli markaların seri marka niteliği taşıdığını, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2015-M-3441 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, … sayılı “…” ibareli davalı markası ile davacının “…” ibareli markaları arasında, başvurunun kapsadığı 09, 35 ve 42. sınıflar bakımından 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacının “…” ibareli markalarının tanınmış marka olduğu iddiasının ispatlanamadığı, başvurunun kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, markaların benzerliği incelemesinde, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karışıklık riski olmadığı sonucuna varılmasının hatalı bulunduğunu, müvekkili markalarının seri marka olduğu ve davalı markasının da bu seri markaların devamı olarak algılanacağı iddialarının yeterince irdelenmediğini, “…” ibaresinin zayıf olduğu ve müvekkil markasında tanımlayıcı bir ibare olarak kullanıldığı tespitinin hatalı olup kararın hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, ilk derece mahkemesince karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, tanımlayıcı nitelikte bir sıfat olduğu ve bu ibarenin markalarda ortak olarak kullanılmasının, markalar arasında iltibasa yol açmadığı, markaların bütünsel imajlarının birbirlerinden uzak olduğu, dava konusu başvurunun davacının seri markası olarak da algılanmayacağı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin son fıkrası uyarınca, avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır. İlk derece mahkemesinin karar tarihi 21.12.2021 olup, davanın reddi nedeniyle davalı yararına vekalet ücretinin, 20.11.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve bu tarihte yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenmesi gerekirken, bir önceki Tarifeye göre vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, ilk derece mahkemesi kararının bu nedenle HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması gerekmiştir. Somut uyuşmazlıkta her ne kadar Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekmişse de, yerel mahkeme kararının esasına ilişkin bir değişiklik yapılmayıp, sadece vekalet ücretine ilişkin kısım için yeniden hüküm kurulduğundan, ilk derece mahkemesinin kararının verildiği tarihte geçerli bulunan harç ve vekalet ücreti tutarları dikkate alınmıştır.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 21/12/2021 gün ve 2021/239 Esas – 2021/456 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL’nin düşümü ile kalan 27,90 TL bakiye karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine, (HMK m.333),

9-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
11-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı davacı tarafça istinaf başvurusu sırasında yatırıldığı anlaşıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
12-Davalı … vekilinin istinaf başvurusu kabul edildiğinden yatırılan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip