Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/74 E. 2022/205 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.11.2021
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/02/2022 tarih ve 2021/232 E. – 2022/45 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, davalı şirketin 2020/86875 sayılı “… …” ibareli başvuru markası ile müvekkili şirketlerin itirazlarında dayandığı “…” asıl unsurlu markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulunun oluştuğunu, başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliğinin bulunduğunu, markalarının tanınmış olduğunu ve davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığını, buna rağmen müvekkillerinin başvuruya itirazlarının 2021-M-5590 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davacı … … … … A.Ş.’nin dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle bu davacı yönünden davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın esası yönünden de haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece her ne kadar davalı firma vekilinin cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunmuş ise de, davacı tarafın ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, davalı firmanın husumet itirazı talebinin reddinin gerektiği gerekçesiyle davalı firma vekilinin husumet itirazı talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … … ve … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, YİDK kararının iptali için dava açma yetkisinin, sadece işlemin tarafı olan marka sahibine, itiraz sahibine veya… verilmiş bir hak olduğunu, davacılardan … … … … A.Ş.’nin ise dava konusu YİDK kararı ile incelenen müvekkiline ait 2020/86875 sayılı “… …” marka başvurusuna itiraz etmediğini, dolayısıyla bu firmanın taraf olmadığı bir itiraz süreci sonunda verilmiş kararın iptalini isteme hak ve yetkisinin de bulunmadığını, her ne kadar bu davacıya ait markaların, diğer davacı … … … … … Ltd. Şti. tarafından yapılan itiraza mesnet olarak gösterilmiş ise de, bu durumun … … … A.Ş.’ye iş bu davada taraf olma hak ve yetkisini bahşetmeyeceğini, kaldı ki husumet itirazlarının reddine ilişkin karara karşı, sadece mahkemenin nihai kararı ile istinaf yoluna başvurulmasının gerektiğini, ancak mahkemece istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildiğinden, istinaf haklarının zayi olmaması için husumet itirazlarının reddine dair karara karşı istinaf yoluna başvurulduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve husumet itirazlarının kabulüne karar verilmesini karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK.’nın 341/1. maddesi uyarınca, mahkemece verilen nihai kararlara karşı istinaf yoluna başvurulacağı düzenlenmiş olup, kural olarak mahkemelerce verilen ara kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz. Nihaî kararlar, yargılamaya son veren ve hâkimin davadan elini çekmesi sonucunu doğuran kararlardır. Bir kararın ara kararı mı yoksa nihaî karar mı olduğunu ayırt etmek için kararı veren mahkemenin bu kararı verdikten sonra işten el çekip çekmediğine bakılmalıdır. Mahkeme ya da hâkim bu kararı verdikten sonra uyuşmazlığı görmeye devam ediyor, işten el çekmiyorsa bu karar ara kararı, aksine mahkeme ya da hâkim, kararı verdikten sonra uyuşmazlığı görmeye devam etmiyor, işten el çekiyorsa bu karar nihaî karar niteliğindedir.
Nihaî kararlar esas hakkında verilmiş bulunan hükümler (eda ve tespit hükümleri), usule dair nihaî kararlar (görev ve yetki yönünden ret, davanın açılmamış sayılması ve usulden ret kararları) ve davanın konusuz kalması halinde davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararlardır.
Somut uyuşmazlıkta da ilk derece mahkemesince 26.11.2021 tarihli ara kararı ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere, davalı firma vekilinin husumet itirazı talebinin reddine karar verilmişse de, mahkemece anılan karardan sonra yargılamaya devam edilip, esas hakkında hüküm kurulduğundan, bu karar uyuşmazlığı sona erdiren, mahkemenin işten el çekmesi sonucunu doğuran, usule dair bir nihai karar değildir. Dolayısıyla kural olarak nihaî karar niteliği bulunmayan bu türden ara kararlarına karşı, ancak esas hakkındaki hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulması mümkün olup, doğrudan istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, Dairemizce de davalı … … ve … A.Ş. vekilinin istinaf isteminin, HMK 352/b, ç. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … … ve … A.Ş. vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin HMK 352/b, ç. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 59,30 TL. maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde anılan davalıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında davalı … … ve … A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/02/2022 tarihinde HMK’nın 352/b, ç. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.