Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/707 E. 2022/612 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/707
KARAR NO : 2022/612
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2021
NUMARASI : 2021/138 E. – 2021/401 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/11/2021 tarih ve 2021/138 E. – 2021/401 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı Şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin, gıda sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, kendisine ait ve oluşturduğu markaları koruma altına aldığını, davalılardan … Grup’un, müvekkili ile aynı isim altında marka başvurusu yaptığını, söz konusu markaya itiraz edilmişse de diğer davalı tarafından itirazlarının kabul edilmediğini, müvekkilinin “…” ibareli markaların ilk ve gerçek hak sahibi olduğunu, anılan markanın Türkiye’de ilk olarak müvekkili tarafından kullanıldığını ve tescil edildiğini, müvekkilinin markalarının seri marka niteliğinde bulunduğunu, davalı lehine “…” ibareli bir marka tescili verilmesinin müvekkilinin markalarına zarar vereceğini ve ayırt ediciliğini ortadan kaldıracağını ileri sürerek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca verilen kararın iptaline, davalının markasının hükümsüzlüğüne, kararın masrafı davalı şirketten alınarak en yüksek tirajlı üç gazeteden birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, davacı tarafın itiraz yoluna gitmediğini, YİDK’ya taşımadığı ve zımnen kabul etmiş olduğu bir karara karşı şimdi dava yoluna gitmiş olmasının usule ve hukuka uygun olmadığını, davacının açmış olduğu iş bu davanın öncelikle usul yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafın işbu davayı açmasının usule aykırı olmakla birlikte, dava açabileceği varsayılsa dahi müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, iptali istenen 2021-M-2205 sayılı YİDK kararının, müvekkilinin itirazı üzerine tesis edildiğini, davacının itirazı üzerine tesis edilen bir karar olmadığını, müvekkilinin itirazının reddi yönünde olduğundan davacının anılan karara dava açma yönünden husumet ehliyeti bulunmadığını, bu sebeple davacının YİDK kararının iptali istemine yönelik davasının reddine karar verilmesi koşullarının gerçekleştiğini, davacının, müvekkiline ait 2019/29920 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini de talep etmiş olduğunu, davacının YİDK kararının iptali istemli davayı açma yetkisinin bulunmaması nedeniyle, müvekkiline karşı açmış olduğu hükümsüzlük istemli davanın ilk talepten bağımsız ayrı bir dava nitelinde olduğunu, açılan hükümsüzlük davasında husumetinin bulunmadığını, bu yönden davada husumetin sadece müvekkiline yönelik olduğunu, marka hükümsüzlüğü davasının, sadece sicile tescil edilmiş marka için açılabileceğini, müvekkilinin 2019/29920 sayılı marka tescil başvurusunun dava tarihi itibariyle sicile marka olarak tescil edilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2021-M-2205 sayılı YİDK kararının, Markalar Dairesi Başkanlığının 28/12/2020 tarihli kararına karşı davalı Şirketin yapmış olduğu itiraz üzerine tesis edildiği, davacının Markalar Dairesi Başkanlığına karşı herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu nedenle Markalar Dairesi Başkanlığı kararının davacı bakımından kesinleştiği, Markalar Dairesi Başkanlığı kararına itirazda bulunmayan davacının, davalı Şirketin itirazı üzerine tesis edilen 2021-M-2205 sayılı YİDK kararının iptalini talep etme hususunda aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, davacının, davalı Şirkete yönelttiği 2019/29920 sayılı markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından yapılan incelemede ise, dava konusu 2019/29920 sayılı marka başvurusunun gerek dava aşamasında, gerekse yargılama aşamasında tescilli olmadığı, davacının, tescilli olmayan marka başvurusunun hükümsüzlüğü talebinin zamansız olduğu gerekçeleri ile YİDK kararının iptali isteminin aktif husumet noksanlığı nedeniyle reddine, davacının, davalı Şirkete yönelttiği markanın hükümsüzlüğü isteminin zamansız olması nedeniyle usulden reddine, hükmün ilan isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın konusunun YİDK kararının iptaline ilişkin olduğunu, anılan kararın müvekkiline tebliğ edildiğini, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markaların ilk ve gerçek hak sahibi olduğunu, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu ve müvekkilinin markaları ile iltibas oluşacağına neden olacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili katılma yolu ile sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde, hükümsüzlük isteminin reddi yönünden de davalı Şirket yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali ve tescil halinde markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafça dava konusu edilen YİDK kararının, Markalar Dairesi Başkanlığının kararına karşı davalı Şirketin yapmış olduğu itiraz üzerine tesis edilmiş olması nedeniyle, Markalar Dairesi Başkanlığı kararına itirazda bulunmayan davacının, davalı Şirketin itirazı üzerine tesis edilen bu YİDK kararının iptaline yönelik dava açamayacağı, diğer yandan dava konusu marka başvurunun tescilli olmadığı, ayrıca davalı Şirket vekilince hem YİDK iptali davası hem de hükümsüzlük davası yönünden müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği itirazı ileri sürülmüş ise de, davanın YİDK iptali ve tescil halinde hükümsüzlük istemi ile açılmış bulunması, bu tür davalarda istikrarlı Yargıtay uygulaması dikkate alındığında (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2015/7947 Esas, 2016/2308 Karar ve 02/03/2016 Tarihli) tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı ve davalı Şirket vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı Şirket vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davacı ve davalı Şirketten alınması gereken maktu harç istinaf başvurusunda peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalı Şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerine bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip