Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2021
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15.12.2021 tarih ve 2021/47 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir kararına itiraz eden karşı taraf davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı ile davacı yanın dava sonucunda ulaşacağı hukuki faydaya erişmesinin mümkün olduğunu, dava ile ulaşılmak istenen hukuki faydayı tesis edecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, dava devam ederken müvekkilin ticaretinin önlenmesi anlamına gelebilecek şekilde verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının adil yargılama hakkının ihlali anlamına geldiğini, davanın müvekkili aleyhine sonuçlansa dahi müvekkilinin takdir olunan teminatın az olduğunu, davacının davaya dayanak oluşturan markasının “…” ibaresinden oluşmakta olduğunu, ve başkaca hiçbir ek ya da logo gibi ayırt edici bir unsur içermediğini, Yargıtay’ın çeşitli tarihlerde verilmiş olduğu birçok kararında herkes tarafından bilinen yer isimlerinin yanına ek getirilmek suretiyle marka olarak tescil edilebileceğini, zayıf markaların herkesin kullanımına açık olduğundan yanına ek getirilmesi suretiyle kullanılmasının karışıklığı önleyeceğini, müvekkilinin “…” ibaresini tek başına kullanmadığını, “…” ibaresi ile kullanarak yeterli ayırt ediciliği sağlamış olduğunu ileri sürerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın 2000/17186 sayılı “…” ibareli 43. sınıfta “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” sınıfında tescilli markası olduğu, dava ve talep tarihinde korumasının devam ettiği, bilirkişi heyetinin sunduğu 27.07.2021 tarihli raporda, davacının 2000 17186 sayılı ‘…’ ibareli tescilli markası ile yerinde incelemede tespit edilen kullanımlar arasında karıştırılma ihtimalinden doğan marka hakkına tecavüz halinin/durumunun bulunduğu, söz konusu markasal kullanımların davacı ile haksız rekabet de oluşturduğunun belirlendiği, davalı tarafın işyerinde “…” şeklindeki kullanımlarının davacıya ait 43. sınıfta “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri “sınıfında tescilli 2000/17186 sayılı “…” ibareli markaya yönelik marka tecavüzü/haksız rekabet ihlal boyutuna yaklaşan kanaat verici delil sunulduğundan davacının mali ve manevi zarar görebileceğine kanaat getirildiği, 20/10/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı yerinde ve doğru olduğu gerekçesi ile ihtiyati tedbire yönelik davalı taraf itirazının reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, verilen ihtiyati tedbir kararı ile davacı yanın dava sonucunda davasını kazanması halinde ulaşacağı hukuki faydaya erişmesinin mümkün olduğunu, takdir olunan teminatın da da son derece az bulunduğunu, bilirkişi raporunun eksik bulunduğunu, herkes tarafından bilinen yer isimlerinin yanına ek getirilmek suretiyle marka olarak tescil edilebileceğini, “…” ibaresinin tek başına kullanılmadığını, müvekkilinin “… … …” olarak kullandığı markanın davacı markası ile iltibas oluşturduğunu söylemenin mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbire itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda dosya kapsamında yasal koşulların ve bilhassa yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf davalıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin karşı taraf davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/02/2022 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2022
….