Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/68 E. 2023/207 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/68
KARAR NO : 2023/207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2016
NUMARASI : 2014/303 E. – 2016/367 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük

Dairemizce verilen 07/03/2019 tarih, 2018/836 E. – 2019/260 K. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/12/2021 tarih 2020/8411 E. – 2021/6931 K. sayılı kararı ile bozulmuş olmakla, dosya okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin kâğıt mamulleri ve benzer ürünler ile deterjan emtiaları ve kişisel bakım mamulleri üretimi alanlarında faaliyet gösterdiğini ve asıl unsuru “…” ibaresinden oluşan tanınmış markaların ve “… …”, “… …”, “…&…” ibareli diğer markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPE’ne başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın, davalı TPE.’nin 2014-M-7466 sayılı YİDK kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve başvurunun bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer bulunduğunu ileri sürerek, davalı TPMK YİDK.’nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket temsilcisi, savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı yana ait “…” ibareli marka tescil başvurusunun kapsadığı emtiaların, davacı yanın “…” markasının emtiaları ile aynı/benzer olduğu, ancak markaların bir bütün olarak tüketici algısında bırakacakları izlenimin benzer olmadığı, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, davacı markasının “hijyenik pedler, alt bezleri” malları için sektörel tanınmış marka olduğu, ancak bu durumun markalar arasında karıştırılma tehlikesi bulunmadığı yönünde ulaşılan sonucu etkilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece benzerlik incelemesinde markaların … şeklinde ayırıldığını, oysa gerek marka mevzuatı gerekse yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, markaların benzerk değerlendirilmesinde öncelikli olarak kullanılan prensibin “genel izlenim” olduğunu, bu açıdan bakıldığında her iki marka arasındaki farkın ilk bakışta fark edilmeyecek kadar küçük bulunduğunu, markaların gerek şekilsel gerek görsel anlamda ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, tüketicilerin “…” markasını, müvekkilinin tanınmış “…” markasının alt markası veya seri markalarından birisi olarak düşüneceğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 07/03/2019 tarih ve 2018/836 Esas, 2019/260 Karar sayılı kararıyla davalının marka tescil başvurusunun kapsamındaki 5. sınıf “Tıbbi pedler, tıbbi giysiler” emtiasının ortalama tüketicilerinin, belli bir yaşın üzerinde, kendilerinin veya yakınlarının tıbbi sıkıntıları nedeniyle daha dikkatli ve seçici davranan ve bu tür ürünler hakkında en azından temel bilgilere sahip, normalden daha dikkatli ve seçici kişilerden oluştuğu, taraf markalarının bilinen bir anlamının bulunmadığı, davalı başvurusundaki farklı yazı karakteri ve renkler de gözetildiğinde, davalının “…” ibareli marka tescil başvurusu ile davacının “…” esas unsurlu markaları arasında, ortalama tüketiciler nezdinde 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 07/12/2021 TARİH VE 2020/8411 ESAS, 2021/6931 KARAR SAYILI KARARININ ÖZETİ: Dairemiz kararının davacı vekilince temyizi üzerine, anılan Yargıtay ilamı ile özetle, karıştırılma ihtimalinin tespitinde markaların başlangıç kısımlarının daha etkili olduğunun kabulünün gerektiği, somut olayda davacının itiraza mesnet markalarının “…” asıl unsurlu ibareden ve davalı marka başvurusunun ise “…” ibaresinden oluştuğu, her iki taraf markalarının başlangıç ile sonuç kısımlarının aynı olduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, markaların tescil kapsamlarının da aynı tür emtiaları kapsaması nedeniyle ortalama tüketici kitlesinde her iki marka arasında idari; ekonomik veya işletmesel bir bağ bulunduğu ihtimalini düşündürecek ve bu nedenle karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlik bulunduğunun kabulünün gerektiği halde, davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, öte yandan mahkemenin kabulüne göre de, davacının “…” ibareli markasının tanınmış marka niteliğinde olduğu mahkemece kabul edildiği halde, benzerlik düzeyi karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde olmasa bile, markalar arasındaki benzerlik düzeyi ve davacı markalarının hijyenik pedler ve alt bezleri yönünden tanınmış marka olduğu hususları dikkate alındığında; davalı markasının başvuruya konu tıbbi pedler ve tıbbi giysiler malları yönünden tescilinin, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca tanınmışlıktan haksız yararlanmaya yol açacağının kabulü ile davanın kabulüne karar vermek gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle Dairemiz kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında da açıklandığı üzere, karıştırılma ihtimalinin tespitinde markaların başlangıç kısımlarının daha etkili olduğunun kabulünün gerektiği, somut olayda davacının itiraza mesnet markalarının “…” asıl unsurlu ibareden ve davalı marka başvurusunun ise “…” ibaresinden oluştuğu, her iki taraf markalarının başlangıç ile sonuç kısımlarının aynı olduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, markaların tescil kapsamlarının da aynı tür emtiaları kapsaması nedeniyle ortalama tüketici kitlesinde her iki marka arasında idari; ekonomik veya işletmesel bir bağ bulunduğu ihtimalini düşündürecek ve bu nedenle karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlik bulunduğunun kabulünün gerektiği, öte yandan benzerlik düzeyi karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde olmasa bile, markalar arasındaki benzerlik düzeyi ve davacı markalarının hijyenik pedler ve alt bezleri yönünden tanınmış marka olduğu hususları dikkate alındığında; davalı markasının başvuruya konu tıbbi pedler ve tıbbi giysiler malları yönünden tescilinin, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca tanınmışlıktan haksız yararlanmaya yol açacağının kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiği anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı … YİDK’nın 2014-M-7466 sayılı kararının İPTALİNE,
2-Davalı şirketin … sayılı markasının 01/08/2014 tarihinde tescil edildiği anlaşıldığından, HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 25,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 154,7‬0-TL’nin davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.750,00-TL bilirkişi ücreti, 84,00-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 3.950,00-TL bilirkişi ücreti, 242,73-TL tebligat ve posta gideri, 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 6.112,43‬-TL yargılama giderine, 25,20-TL peşin harç, 25,20-TL başvuru harcı, 218,50-TL temyiz yoluna başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 6.381,33‬-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … ile davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davacıdan peşin olarak alınan 31,40-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açıldığından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamı gereğince yapılan istinaf duruşması nedeniyle taraflar lehine vekalet ücreti takdir ve tayinine yer olmadığına,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı şirketin yokluğunda yapılan açık yargılama sonucunda 22/02/2023 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip