Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/634 E. 2022/565 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2022
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/02/2022 tarih ve 2021/178 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi İhtiyati Tedbir İsteyen tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkilinin, “…” isimli yapımın, proje sahibi, yaratıcı yapımcısı, senaristi ve … yazarı sıfatlarıyla eser sahibi olduğunu, müvekkilinin projesinin ismini koyduğu, öyküsünü ve hikayesini yazdığı, kısa filmini dahi yaptığı projesine finansör ortak olması için 2015 yılının Temmuz ayında karşı taraf Şirketin sahibi ve yetkilisi olan … ile tanıştığını ve kısa filmi izlettiğini, …’nun projeye yapımcı olarak talip olduğunu, müvekkili ile karşı taraf şirket arasında sözleşme imzalanarak teslim edildiğini, karşı tarafın değişiklik taleplerinin kabul edilmesi üzerine aynı muhtevada bir başka sözleşmenin daha imzalandığını, karşı taraf şirketin bu sözleşmeleri talep edilmesine karşın müvekkiline vermediğini, karşı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, basılan kitapçık, poster gibi tüm materyallerden ve teaserlardan müvekkilinin adını çıkarttığını, ilişki kurduğu kişilere projenin kendisine ait olduğunu söylediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından İstanbul 1.FSHHM’nin 2018/157E. sayılı dava dosyasında karşı taraf aleyhine dava açıldığını, anılan dava dosyasının yargılaması sırasında karşı taraf Şirketin yapımcısı olduğu “…” filmi için 10/07/2017 tarih ve 17/395 sayılı eser işletme belgesini alabilmek amacıyla sahte muvafakatname sunduğunu öğrendiğini, muvafakatnamelerde tahrifat yapıldığını, 2016 yılında filmin çekimleri başlamadan önce karşı taraf Şirketin apar topar müvekkilinden muvafakatname aldığını, bu muvafakatnamede eser ismi, tarih ve yapımcı kaşe ve imzasının bulunmadığını, buna karşın İstanbul 1.FSHHM’nin 2018/157E. sayılı dosyasına sunulan muvafakatnamede eser ismi ve yapımcı kaşesinin bulunduğunu, ancak bu sunulan muvafakatnamede tarihin bulunmadığını, öte yandan karşı taraf Bakanlık tarafından dosyaya sunulan 16/04/2018 tarihli müzekkere cevabından, eser ismi, yapımcı kaşe ve imzasının yanında tarih eklemesinin de yapıldığının, “ve … yazarlığı” ibaresinin eklendiğinin, yine filmin destekleme dosyasının celbedilmesine ilişkin müzekkere cevabında karşı taraf Bakanlık tarafından sunulan muvafakatnamede , tarih ve “ve … yazarlığı” eklemesinin bulunmadığının, filmin destek başvurusu yaparken sunulan muvafakatnamede sadece eser ismi olarak “…” isminin eklendiğinin ve kaşe ve imza atılarak karşı taraf Bakanlığa sunulduğunun, destek başvurusunun 05/10/2016 tarihinde yapılması karşısında 10/07/2017 tarihinin sonradan eklendiğinin ortaya çıktığını, karşı taraf Şirket tarafından İstanbul Telif Müdürlüğü’ne sunulan muvafakatnamede ise ayrıca … yazarından da muvafakatname alınması gerektiğinden ve müvekkilinden alınan muvafakatnamede bu ibare bulunmadığından sahtecilik yapılarak bunun da muvafakatnameye eklendiğini, müvekkilinin … yazarlığına ilişkin bir muvafakatname vermediğini, nitekim karşı taraf şirket tarafından İstanbul 1.FSHHM’nin 2018/157E. sayılı dosyasına sunulan 21/05/2018 tarihli cevap dilekçesi ekinde sunulan muvafakatnamede de … yazarlığına ilişkin herhangi bir muvafakatnamenin bulunmadığını, sonuç olarak karşı taraf şirketin belgede tahrifat yaparak başvurularda bulunduğunu ve bu evrakların yok hükmünde olduğunu, karşı taraf şirketin, 18/395 sayılı ikinci eser işletme belgesi alabilmek için yaptığı başvuruda da sahte … yazarlığı muvafakatnamesi düzenlediğini, bu belgede müvekkilinin imzasının taklit edildiğini, bu imzanın, imza beyannamesindeki gerçek imza ile farklı olduğunun çıplak gözle dahi anlaşıldığını, eser kayıt-tescil belgesinin alınabilmesi için geçerli bir muvafakatname olması gerekirken somut olayda bu unsurun gerçekleşmediğini, karşı taraf şirket tarafından yapılan eklemelerde müvekkilinin parafının bulunmadığını, bu haliyle her iki eser işletme belgesinin de iptalinin gerektiğini, geçmişe dönük olarak karşı taraf yapım şirketi tarafından yapılan işlemlerin hiçbir sonuç doğurmadığını, eser üzerinde doğan işletme, çoğaltma, yayma, temsil ve sair tüm hakların karşı taraf yapımcı şirket tarafından kullanılmasının hukuksuz olduğunu, Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmelik’in 13. maddesi uyarınca belgelerin iptalinin şart olduğunu ileri sürerek, 10/07/2017 tarih ve 17/395 sayılı ve 12/06/2018 tarih ve 18/395 sayılı kayıt tescil belgelerinin iptali istemiyle açılan davada , dava konusu belgelere dayanılarak yapılan ve ileride yapılmak istenecek her türden işlemin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf Şirket vekili, ihtiyati tedbir isteyenin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, iddialarının yerinde olmadığını savunarak tedbir talebinin reddini istemiştir.
Diğer karşı taraf vekili, dava konusu filmin haklarının devredilmesinin dava konusu ile ilgisi bulunmadığını, müvekkili Bakanlığın kendisine sunulan imzaları incelmek gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, her ne kadar 10/07/2017 tarih ve 17/395 sayılı ve 12/06/2018 tarih ve 18/395 sayılı kayıt tescil belgelerine dayanılarak yapılan ve ileride yapılmak istenecek her türden işlemin durdurulması talebinde bulunmuş ise de, davanın konusunun kayıt tescil belgelerinin iptaline ilişkin olduğu, dolayısıyla eser işletme belgesinin devrinin dava konusu ile ilgili olmadığı gibi derhal tedbir kararı verilmesini gerektirecek yaklaşık ispat koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili, davada müvekkilinin eser sahibi olduğu “… ” isimli sinematografik esere ilişkin alınan 10.07.2017 tarih ve 17/395 sayılı kayıt tescil belgesinin tahrif edilen bir belge ile 12.06.2018 tarih ve l8/395 sayılı kayıt tescil belgesinin sahte bir belge ile alınması nedeniyle iki kayıt tescil belgesinin iptalinin talep edildiğini, söz konusu tahrif edilmiş ve sahte belgeler, müvekkilinin senaryo yazarlığı ve … yazarlığı kapsamındaki haklarını içeren belgeler üzerinden gerçekleştirildiğini, tahrifat ve sahteciliğin tespiti için bahsi geçen belge asıllarının karşı taraf Şirketten istenerek Adli Tıp Kurumu tarafından kriminal inceleme yapılması gerektiğini, sektör gereği olarak, bir filme dair her türlü sözleşme ve de özellikle eser sahipleri ile icracı sanatçılara dair hak devir belgelerinin film yapımcısında, sahibinde bulunduğunu, sektördeki yerleşik uygulamada, bir filmin devredilmesiyle birlikte filme dair her türlü belgenin de filmin yeni sahibi olan yapımcıya verildiğini, karşı taraf Şirketin söz konusu belgeleri henüze mahkemeye sunmadığını, … isimli eserin 3. kişilere devredilmesiyle birlikte bu belgelerin de devrinin söz konusu olacağını, bu durumun müvekkilin hak kaybına uğramasına, yargılamanın sürüncemede kalmasına sebebiyet vereceğini, adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi başta olmak üzere doğrudan telafisi imkansız zararlar doğuracağını, ayrıca dava konusu filmin karşı taraf şirket tarafından şirketin sahibinin kayın pederinin tek ortağı olduğu şirkete muvaazalı şekilde devredildiğini, yapılan muvazaalı devir işlemiyle sabit olduğu üzere karşı tarafın, … isimli filme dair her türlü belgenin sunulmasından kaçma amacında olduğunu, karşı tarafın bu işleminin kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Talep ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda dosyada bulunan mevcut delillere göre ihtiyati tedbir talep edenin haklılığının yaklaşık olarak ispat edildiğinin anlaşılamadığı, durum ve koşulların değişmesi halinde yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulabileceği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyenden alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2022

…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.