Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/632 E. 2022/831 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2018
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Dairemizce verilen 10/07/2020 tarih 2019/264 E., 2020/637 K. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2022 tarih ve 2020/6754 E., 2022/994 K. sayılı kararıyla bozulmuş olmakla, okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 2011/106411 tescil numaralı “… …+ şekil” ibareli markasının herkes tarafından bilinen tanınmış markalardan olduğunu, davalı yanın müvekkilinin markası ile iltibas oluşturan “… …+ şekil” ibareli markasını 29. ve 35. sınıfa giren mal ve hizmetlerde tescil ettirmek için başvurduğunu, “…” sözcüğünün İngilizce kökenli bir sözcük olup, Türkçe’de “…, … gibi, türünün en iyisi” anlamına geldiğini, söz konusu sözcüğün bu haliyle anlamı herkes tarafından bilinen, ticaret hayatında herkes tarafından kullanılan, ayırt edici gücü son derece zayıf bir ibare olduğunu, vurgunun “…” ibaresinde bulunduğunu, yine dava konusu markada yer alan “içinden süt dökülen fıçı (kova)” logo/şekil unsurunun da markanın kapsadığı “süt ve süt ürünleri (tereyağ dahil) ile yenilebilir bitkisel yağlar” emtiası yönünden cins, çeşit, kalite, vasıf ve fonksiyon bildiren tanımlayıcı ve yanıltıcı bir ibare olduğunu, müvekkilinin markasında yer alan ve yeşil anlamını taşıyan “…” sözcüğü ile Türkçe’de “…, … halkı” anlamına gelen “…” sözcüğü bir araya getirilerek … şeklinde anlamlı bir sözcük kombinasyonu oluşturulduğunu, her iki markada yer alan “…” ve “…” sözcüklerinin anlamsal olarak renk tonu bildiren sözcüklerden olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2017-M-3374 sayılı kararının iptaline, 2016/85914 nolu “… … + şekil” ibareli marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davaya cevap vermemiş, bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı markasının “…” anlamına gelen “… …+ şekil” ibaresinden, davalı marka başvurusu ise “… …” anlamına gelen “… …+ şekil” ibaresinden oluştuğu, gıda emtiası bakımından taraf markalarına eklenen iş bu sıfatların ve markaların görsel kompozisyonlarının yeterli ayırt ediciliği sağladığı, davalının marka başvurusu ile davacının markası arasında başvurunun kapsadığı 29/01. sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. 29/02 Kuru bakliyat. 29/03 Hazır çorbalar, bulyonlar. 29/04 Zeytin, zeytin ezmeleri. 29/05 Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). 29/06 Yenilebilir bitkisel yağlar. 29/07 Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. 29/08 Kuru yemişler. 29/09 Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. 29/10 Yumurtalar, yumurta tozları. 29/11 Patates cipsleri. bu malların satışına özgülenmiş 35/05. sınıftaki mağazacılık hizmetleri bakımından benzerlik ve iltibas tahlikesi bulunmadığı, 35. sınıfta yer alan diğer hizmetler (35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. 35/02 Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35/03 İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35/04 Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.) yönünden ise hitap ettiği tüketici kesiminin dikkat seviyesi göz önünde bulundurulduğunda karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, davalı başvurusundaki farklı kelimlelerden oluşmuş bütünün davacı markasından yeterince uzaklaştığı, yazım biçimlerinden de farklı olduğu farklılığın ilgili tüketici kesimi tarafından derhal algılanabilecek durumda olduğu, bu ürün hizmetleri satın alacak kişilerin yetişkinlerden oluştuğu, gerekli alım süresi gözetildiğinde yanılgının oluşmasının mümkün olmadığı, dava konusu marka ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, bu sınıfın hitap ettiği tüketici kesiminin dikkat düzeyinin ortalama tüketici kesiminin dikkat düzeyinden daha fazla olduğu, ticaret hayatında sıklıkla kullanılan ”…” ibaresinin ortak kullanımı nedeniyle bir karışıklığın yaşanmayacağı, bir iltibasın oluşmayacağı, ortalama tüketicilerin dava konusu markayı bir bütün olarak algılayacağı, davacı markasının 556 Sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında “tanınmış marka” olduğu iddiasını ispatlayamadığı, davalı şirketin kötüniyetle başvuruda bulunduğu hususunun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markalarının benzer olduğu, başvuru markasının kapsamında yer alan 35/01, 02, 03, 04. gruptaki mal/hizmetler yönünden ve 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu yönünde görüş oluşturulduğu halde, bu kabulün tam aksine davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu‘’… …’’ ve ‘’… …’’ ibareleri arasında işitsel ve anlamsal açıdan benzerlik bulunduğunu, … ibaresinin tanımlayıcılık içermeyen, ayırt edici bir marka işareti olduğunu, marka işaretlerinin görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzediğini “… …+ şekil” ibareli markada yer alan “…” sözcüğünün ayırt ediciliğinin düşük olduğunun söylenemeyeceğini, 35. sınıfta yer alan hizmetlerin tüketicileri bilinçli tüketici olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:Dairemizce, başvuru konusu markanın bir kısım mal ve hizmetler yönünden ayırt edicilik unsurunu taşımadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 35. sınıfta yer alan (35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. 35/02 Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35/03 İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35/04 Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.) yönünden YİDK ‘nın 11.05.2017 tarihli ve 2017-M-3374 sayılı kararının iptaline ve bu mal ve hizmet sınıfları yönünden markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNİN 10/02/2022 TARİH, 2020/6754 ESAS ve 2022/994 KARAR SAYILI İLAMININ ÖZETİ: Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davalı şirket temyiz başvurusunda bulunmadığından markanın hükümsüzlüğü kararı yönünden karar kesinleştiği, itiraza gerekçe 2011/106411 tescil sayılı “… …+ŞEKİL” markası ile başvuru konusu 2016/85914 numaralı “… …+ŞEKİL” markaları arasında, olaya uygulanacak mülga 556 Sayılı KHK’nın 8/1.-b maddesi uyarınca, karıştırılma ihtimalinin tespitinde markaya konu işaretlerin ayırt edicilik gücünün dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda, “…” ibaresi, Türkçe’de … anlamına gelmekte olup, bu ibarenin, Türkiye’deki halkın (hedef tüketici kitlesinin) önemli bir kısmının da bilebileceği basit ingilizce kelimelerden olduğu, bu anlamda itiraza ve redde gerekçe “…..” ibaresinin “…”, başvuru konusu “goldenvillage” ibaresinin ise “…” anlamına geldiği dikkate alındığında gıda ürünlerinde doğallık ve saflık algısı bakımından “…” ibaresinin ayırt edicilik gücü son derece zayıf bir işaret olduğu ve bu sebeple başvuruya konu tüm mal ve hizmetler yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığının kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme ile YİDK kararının kısmen iptaline karar verilmesi doğru görülmediği, gerekçesi ile davalı … vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10/02/2022 Tarih, 2020/6754 Esas ve 2022/994 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine Dairemizce Yargıtay Bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dairemizce bozmadan önce verilen karar ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davalı Şirketin bu karara karşı temyiz başvurusunda bulunmamış olması nedeniyle markanın hükümsüzlüğü yönündeki Dairemiz kararın kesinleştiği Yargıtay ilamı ile belirlendiğinden bu hususta önceki kararda kurulan hüküm aşağıda hüküm kısmında aynen korunmuştur.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler ile uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamına göre, itiraza gerekçe gösterilen 2011/106411 tescil sayılı “… …+ŞEKİL” markası ile başvuru konusu 2016/85914 numaralı “… …+ŞEKİL” markaları arasında, olaya uygulanacak mülga 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi bağlamında, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, zira markaya konu işaretlerin ayırt edicilik gücünün dikkate alınarak değerlendirilme yapılması gerektiği, somut olayda, “…” ibaresinin, Türkçe’de … anlamına geldiği, bu ibarenin, Türkiye’deki hedef tüketici kitlesinin önemli bir kısmının da bilebileceği basit ingilizce kelimelerden olduğu, bu anlamda itiraza ve redde gerekçe “…..” ibaresinin “…”, başvuru konusu “goldenvillage” ibaresinin ise “…” anlamına geldiği dikkate alındığında gıda ürünlerinde doğallık ve saflık algısı bakımından “…” ibaresinin ayırt edicilik gücü son derece zayıf bir işaret olduğu, bu sebeple başvuruya konu tüm mal ve hizmetler yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı anlaşıldığından YİDK kararının iptaline ilişkin davanın reddine yönelik olarak aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Ayrıca Yargıtay HGK.’nın 04.03.2021 tarih ve 2021/2-96 E.- 2021/205 K. sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere, bölge adliye mahkemelerinin ilk derece mahkemesi kararına müdahale ettiği noktalarda Yargıtay’ın bozma kararı vermesi durumunda, dosyanın karar verilmek üzere bölge adliye mahkemesine gönderildiği, bu noktada bölge adliye mahkemesinin alt derece hüküm mahkemesi olarak ilk derece mahkemesiyle aynı sıfatla yargılama yaptığı, denetim görevini kullanmadığı, temyiz incelemesi sonucunda verilen Yargıtay bozma ilamına yönelik karar vermek üzere alt derece hüküm mahkemesi olarak hukuki dinlenilme hakkı kapsamında aynen ilk derece mahkemesi gibi duruşma açmak zorunda olduğu, açılan bu duruşmada istinaf kanun yolu incelemesi yapmadığı, alt derece hüküm mahkemesi sıfatına uygun şekilde taraflar yararına ayrıca duruşma vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği nazara alınarak, somut uyuşmazlıkta da Dairemizce ayrıca duruşma vekalet ücretine hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-YİDK iptaline ilişkin davanın REDDİNE,
2-Hükümsüzlük davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı şirket adına 20.10.2017 tarihinde tescil edilen 2016/85914 sayılı markanın 35. sınıfta yer alan (35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. 35/02 Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35/03 İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35/04 Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.) yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 49,3‬0 TL’nin karar ve ilam harcının davalı şirketten alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Hükümsüzlük davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalı Şirketten alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı Şirket ve davalı … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Şirkete ve davalı …Kurumuna verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 230,50 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 72,63 TL tebligat masrafından oluşan toplam 2.224,43‬ TL’nin, 1/2’si olan 1.112,21‬ TL’nin hükümsüzlük davası yönünden yapıldığının kabulü ile hükümsüzlük davası yönünden kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 556,10 TL’ye, 31,40 TL peşin harç ile 31,40 TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 618,90‬ TL’nin davalı Şirketten alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinin davacıdan alınarak davalı …Kurumuna verilmesine,
8-Davalı Şirket tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 15/06/2022 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/06/2022

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/06/2022